.

 
Hükümet garip bir şekilde yerli ve milli naraları atarken, üreticisinin canına okumaya devam ediyor. Hububat ve bakliyatta olduğu gibi et sektöründe de birilerini zengin ederken, devleti zarar ettirip, üreticisini zora sokuyor.
BİM, A101 ve MİGROS'a, ithal edilen etlerin doğrudan Et Süt Kurumu üzerinden verilme imkanı varken, Tarım ve Orman Bakanlığının bir çok boyuttan uygulamaya zarar verdikleri ortaya çıkmasına rağmen aracı firmalarda ısrar etmesi, ucuz et işini adeta kokuttu. Bakanlığın uygulaması şaibeli bir duruma da gelmiş oldu. Uygulama ahlaken son derece yanlış. Ancak esas sorun üreticinin zarar etmesi.
Et Süt Kurumu 2018 yılında ucuz etten dolayı 500 milyon liraya varan görev zararı yaptı. Artan et fiyatlarının önüne geçmek için başlatılan ithalat uygulamaları devleti zarara sokarken birileri köşeyi defalarca döndü. Et Süt Kurumu, üreticiden 28 liradan aldığı eti aracı firmalara 20 liradan sattı. Kilogram başı 8 lira zarar ederken, finansman, operasyon ve soğutma maliyetleri hariç aylık 60 milyon lira görev zararı oluştu.
Et Süt Kutumu, milyonlarca lira zararı ederken, 7 tane aracı firmanın köşeyi dönmesi, ucuz eti kokuttu. Aracı firmaların ESK'dan aldıkları kaliteli eti marketlere vermeyerek piyasaya sattıkları tespit edilirken, gıda güvenliğini de tartışmalı hale getirdi. Et piyasası tamamen bu aracı firmaların tekeline girerken, üretici de hayvanlarını kestiremediği için büyük darbe yedi.
Et Süt Kurumu, 2017 yılında 279 milyon lira kâr açıklarken, 2018’de 491 milyon lira net zarar açıkladı. Zararın büyük kısmı 3 market zincirine sağlanan ‘ucuz etten kaynaklanıyor. İşin ilginci Et Süt Kurumu, yarım milyara varan zarar ettiği dönemde Türk Çiftçisinden sadece ce sadece 1.4 milyon liralık et aldı.
Besicinin canına okuyan bu kurumun 2018 Faaliyet Raporu’na göre, toplam 540 bin 663 baş canlı hayvan ithalatı yapıldı. Bunun karşılığında elin gavuruna 2 milyar 12 milyon 946 bin lira ödendi. Bu kurum 2017 yılında ise, 116 bin 760 baş kasaplık ve 210 bin baş besilik olmak üzere toplam 327 bin 556 baş canlı sığır ithalatı gerçekleştirildi. Bunun için yurtdışındaki çiftçilere 1 milyar 868 milyon 878 bin lira para ödedi. Aynı dönem 213 bin 97 baş kuzu ithalatı için yine 144 milyon 71 bin lira ödeme yaptı.
Marketlere zararına et pompalanırken, mezbahalar kesimi durdurdu. Türk çiftçisinin kesime gelmiş kuzusu, danası elinde kalırken, yabancı bakanlar Osman aga şarkısıyla göbek attı.
Bu kısır politikalar senelerdir uygulanıyor ve üretici sıkıntıya sokuluyor. İthal hayvan sayısı milyonları aşarken, içeride yem fiyatları un fiyatlarını yakalıyor. Neticede besici daha da zor duruma düşüyor. Hayvanını zamanında kestiremezse zararı daha da büyüyor.
Gariban zaten et yemiyor. Bir de gariban et yesin diye bunları yaptık demezler mi?