Türkiye’de üretenin ayağına, bacağına, hatta alnına sıkılan politikalar yüzünden çiftçilik her geçen gün zorlaşmaya başladı. İklim koşulları da aykırı gitmeye devam ediyor.

Önünü göremeyen çiftçi üretmek için gayret ediyor.

Güneyde hububat erken oldu. Kıraç arazilerde hasat başladı. Çiftçi hesabını yapmadan ekmişti. İyi kötü ürün çıkmaya başladı ama fiyatlar tatmin etmiyor. Zaten ürün fiyatları serbest piyasa ekonomisinin eline bırakılmıştı. Hatta çiftçinin kara gün dostu Toprak Mahsulleri Ofisi dışarından pahalı alıp içeriye ucuz buğday, arpa ve mısır verince fiyatları daha da düşürmüş, kendi çiftçisini batırırken Rus çiftçisini zengin etmişti. Etmeye de devam ediyor zaten.

Pancar üreticileri de geçen sene ciddi sıkıntı çekmişti. Kotası dolanlar, maliyetine satanlar, gelecek sene inşallah maşallah yine olur belki diye ektiler. Fiyatlar belli değil. Şeker kullananlar şeker ithal ettikçe pancar fiyatlarının üreticiyi memnun etme ihtimali yok artık.

Zeytinyağı üretimi düşünce fiyatlar uçuvermişti. Fiyatları düşürmek için ihracat yasağının getirilmesi fiyatları biraz gevşetti. Bu sene ürün bol görünüyor. Başına bir felaket gelmezse zeytin üretim rekoru kıracak. Ancak ihracat yasağı devam ederse çiftçi yine maliyetine satacak.

Tavukçuluk sektörü kalmıştı bir dokunulmadık. Ona da dokunuldu. Tavuk eti ihracatına kısıtlama getirildi. 600 bin ton civarında olan ihracat 80 bin tona düşürüldü. Tavuk eti fiyatları enflasyonu artırıyormuş. Mazota yapılan zamlar enflasyonu artırmıyormuş. Et fiyatları yükselince ne yapsın millet tavuk eti ile protein ihtiyacını karşılayacak. Dana eti ile tavuk eti arasındaki fark yerinde duruyor. Türkiye’nin et üretimini topallatan ithalat politikaları yüzünden tavuk fiyatlarını artması normaldir. Efendim 100 liraya tavuk mu olur diye düşünenler var. Neden olmasın. Etlik piliç çok yem tüketmiyor ama masrafları yemden ibaret değil. Nakliye ve dağıtım giderleri neredeyse toplam maliyetin %30’una ulaşmış memlekette.

Canlı dana taşıyan tırlar memleketin dört bir tarafına gidiyor. Avrupa’nın yiyemediği danaları almaya devam ediyor iktidar sahipleri. Peki et fiyatları düşüyor mu? Elbette hayır.

Üretmeyen ülkelerin paraları değersizleşir. Dolayısıyla fiyatlar artar. İthalatın ihracatı katladığı memlekette paranın değer kazanması imkansızdır. Hele ithal ettiğiniz ürünler, Türk çiftçisinin ürettiği ürünlerin fiyatlarını düşürüyorsa üretim azalır. Üretim azaldıkça daha fazla ithal etmek zorunda kalırsınız. Neticede paranız değersizleşirken, enflasyon rakamları uçmaya devam eder. Zaman içerisinde ithal ürünlere göbekten bağlı hale gelirisiniz.

Ürettikçe zarar eden çiftçinin borcu her geçen gün artıyor. Bağ-Kur  primlerini dahi yatıramayan çiftçimiz desteklemelerden bile yararlanamıyor.