Yolda yürürken bakıyorum da yanımdan geçen kadınların ve gençlerin çoğunda botoks var.

Dudaklar, kaşlar, elmacık kemikleri, burun…

Kalıcı makyaj dahil yapılan tüm bu estetik girişimler, genetik yapımızı değiştirdi neredeyse.

.

Hele hele küçük yaşlardaki kızların ciddi ciddi estetik işlem talepleriyle oldukça fazla karşılaştığını belirten estetik cerrahlar, bu yaş grubunun cerrahi müdahaleye uygun olmadıklarını anlatmaya çalıştıklarını söylüyorlar.

.

Doktorlar; "Özellikle 16-17 yaşındaki genç kızlar dudak, ve burun dolgusu için botoks yaptırmaya geliyorlar. Bu tarz isteklerle çok karşılaşıyoruz. Kendilerine yaşlarının uygun olmadığını, ilerleyen yaşlarda bu dolgunun yer değiştirebileceğini, yüzünün şeklinin değişebileceğini ifade ediyoruz." Diye uyarıyorlarmış.

.

Ama genç bu anlar mı?

Ne yapıyor?

Gidip merdivenaltı yerlerde bu işlemi yaptırıyorlarmış.

.

Dolgu botoksun 5-10 dakikalık basit bir işlem olarak algılayıp ilk bulduğu yerde yaptırıyorlarmış.

Ancak oldukça riskli bu işlem sonrası geri dönüşü olmayan komplikasyon oluştuğu zaman hastalar 6-7 ay 1 yıl, 10 yıl uğraşıyorlarmış.

.

Doktorlar, taklidi yapılmış marka kozmetiklerin zararlarını ise saymakla bitiremiyorlar.

"Bunlar çok ciddi sorunlara neden olabiliyor. Hastalar birkaç gün sonra zaten yüzde alerji, şişme, kabarma, kızarma gibi şikâyetlerle geliyor" diyerek uyarmışlar.

.

Ancak bakın etrafınıza, yanınızdan geçen 10 kadının en az 3 tanesi botokslu…

Bence hiç gerek yok…

 

HACI MURAT MI? RENAULT 12 Mİ?

Yıllar gelip geçiyor.

Bizler yaşlanıyoruz, anılar kayboluyor.

Yeni nesillere aktarma gibi bir alışkanlığımız olmadığından, bizimle beraber kayboluyorlar.

.

Hele şehir hafızalarını taşıyan yapılar da birer birer yıkılınca, hatırlanacak bir şey de kalmıyor.

.

Bizim arkadaşın babası o vakitler sağcıların Cumhuriyet'i sayılan Tercüman Gazetesi'nin pay alarak kura ile dağıttığı Murat 124 almıştı.

.

53 yıl önce 12 Şubat 1971'de Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.'nin (TOFAŞ) Bursa'daki otomobil fabrikasında üretime başlanan Murat 124'in kurdelesini zamanın Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve Başbakan Süleyman Demirel katıldıkları törenle kestiler.

.

53 yıl olmuş meğer.

Ne çabuk geçti…

.

O arabayla gençler olarak neler yaşadık neler?

Arabayı Kepez Çayında yıkama bahanesi alıp, kızlara hava attığımız yıllardı 1974.

Ehliyetimizi "Teyyare Meydanı"nda çalışarak almıştık.

Benim de ilk arabam Murat, sonraki arabam ise Renault Toros'tu.

.

Daha sonra bir başka arkadaşın Türkiye'de 1972'de üretilmeye başlanan Renault 12'si ile tanıştık.

O arabanın da bizim çilemizi nasıl çektiğini bir Allah bilir, bir de biz.

.

Farlarının atom olması bile bizim için büyük lükstü.

Şimdi altımızda son teknoloji ile donatılmış arabalar var, umurumuzda bile değil.

.

O arabalar bu asfalt yollarda kullanılsaydı sanırım hiç tamirci yüzü görmezlerdi.

.

Renault oldukça kemikli sayılırdı Murat'a göre. Bu sebeple köylerde şahsi yük ve eşya taşımada kullanıldı.

Hala bile günümüzde zeytincilik yapılan köylerde önden çekişli olması ile oldukça kullanışlı olan Renault kullanılmaktadır.

.

Bazen yollarda rastlıyorum da, o günlerin hatırına saygımdan sollayamıyorum…

 

KOLESTEROL YALAN MI?

Şu kolesterol işine bir el atın yahu.

Neden mi?

.

Doktorum başta olmak üzere "Kolesterol yüksekliği taşınan bir bombadır" diyor.

.

Sosyal medyada bir doktor; "Kolesterol yüksekliği bir hastalık değildir. Hem de birçok çalışma ile ispatlandı…" diyor.

.

Her gün aldığımız kolesterol ilacı benim vücudumda yapmadığı hasar kalmadı.

Unutkanlıkla başladı ve en son böbreklerime dadandı bakalım ne olacak?

Doktorum "Kalp-damar daha önemli" diyor.

.

Diğer doktor ise; "Kolesterol olmadan sağlık olmaz" diye ısrarla konuşuyor.

"Size iyi kolesterol, kötü kolesterol diye anlatılan HDL, LDL diye anlatılanlar kolesterol bile değildir. Bunlar proteindir. İyi, kötü kolesterol diye bir şey de yoktur…"

.

Doktoru dinledikçe, "Ben ne yapacağım?" demeye başladım.

Kime uyacaktım?

.

O hala anlatıyordu;

"Bu moleküller olmasa sağlıklı yaşam olmazdı… Çünkü kolesterol yapı taşıdır, hücre duvarı kolesterol ve proteinden yapılır, kolesterol yara tamir eder, damarlarınızda plak geliştiğinde o plakları iyileştirmek için o kolesterol oraya gider…"

 

"Onun için kolesterol düşürücü ilaçları asla tavsiye etmiyorum, bu kolesterol bilgisini yeni çalışmalar ışığında değiştirilmesini bekliyorum…"

.

Buyurun buradan yakın.

Ne yapacağım ben?

.

İlaçlarımı almaya devam edeyim mi, yoksa kolesterol yüksekliği yalanmış diyerek ilaçlarımı iade mi edeyim?

.

Birileri çıkıp bana cevap versin lütfen…

 

NEDEN SAÇLARIN?

“Neden Saçların Beyazlamış Arkadaş” adıyla da bilinen "Deli Gibi Sevdim" adlı şarkının sözleri Cengiz Tekin’e, bestesi ise Rıfat Şallıel’e ait.

.

Bu şarkının tanınmasında en büyük katkıyı hepimizin bildiği gibi Adnan Şenses yaptı.

.

Evet saçlar beyazlıyor.

Hem de çok kısa bir sürede.

.

Uzmanlar beyazlayan saçların nedenini şu 6 maddede toplamışlar;

 

1.Vitamin ve mineral eksiklikleri;

Demir, kalsiyum, D vitamini, bakır ve çinko eksikliği

2.Sürekli stresli bir ruh halinde ve kaygılı olmak;

3.Kimyasal saç ürünleri ve zararlı saç boyaları kullanmak.

4.Sigara kullanımı, kalp ve damar hastalığı riskinin olması.

5.Tiroit fonksiyonlarında sorun olması, tiroit bezinin az çalışması.

6.Genetik olarak yatkın olmak…

.

Bunlar etkenler, anladık.

Peki nasıl önleyeceğiz?

.

Şu 5 şeyi yapmayı unutmayın;

Saçlarınızı güneşin, maşa ve saç kurutma makinelerinin zararlı etkilerinden koruyun.

.

Mümkün olduğu kadar saçlarınızı doğal haliyle kurutmaya çalışın.

.

Dışarı çıktığınızda şapka veya buna benzer koruyucular kullanın.

.

Saçlarınıza düzenli olarak besleyici olduğu bilinen tatlı Badem yağı, Argan yağı, Üzüm çekirdeği yağı veya Hindistan cevizi yağı ile bakım yapın…

.

Ve en önemlisi de günlük vitamin ile vitaminlerden bol, gökkuşağı bir beslenme yapmaya özen gösterin...

.

Uzmanların bu tavsiyelerine uyarsanız bir gazinoya gittiğinizde sahneye çıkan sanatçı sizin için "Neden saçların beyazlamış arkadaş…" şarkısını söyleyemeyecek.