Çanakkaleli olan herkes Teoman Alpay’ı bilir. .

13 Şubat (2005) ölüm yıldönümüydü.

Yaşadığı sürece değeri fazlaca bilinmeyen nice sanatçılarımızdan.

.

“Sanatçı” deyip geçmemek lazım.

Hem bestekâr, hem güftekâr anlamında Türk Müziğine ulaşılmaz katkılar vermiş “Muhteşem bir sanatçı.”

Tek şarkıyla piyasalara çıkıp “Sanatçıyım” diye gezinenlerin onun yanında ismi bile anılmaz.

.

Dava vekili Ahmet Alpay ve Zehra Alpay çiftinin ikinci çocuğu olarak 1933 yılında Çanakkale’de dünyaya gelmiş.

.

18 Mart İlkokulu, Çanakkale Ortaokulu ile Çanakkale Lisesi’ni Çanakkale’de okuyan Alpay, liseyi Balıkesir Lisesi’nde bitirmiş.

.

Ankara’daki Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nde memur olarak işe başladıktan sonra Ankara Radyosu’nun açtığı “Ud” sınavını genç yaşında kazanıp, saz sanatçısı olarak göreve başlamış.

Burada çalışırken 1959 yılında Ankara Devlet Konservatuarı Kompozisyon Bölümünden mezun olmuş.

.

İlk evliliğini burada çalışırken Sabahat Bora ile yapmış ve 1957-58 yıllarında Bora isminde bir oğlu, Zerrin adında bir kızı dünyaya gelmiş.

.

Oldukça başarılı yıllar geçiren Alpay, Türkiye’nin en genç Türk Müziği Yayınları Şefliğine yükselmiş.

Buradaki başarılarından dolayı da, Erzurum Radyosu Müdürlüğü’ne atanmış.

.

Daha sonra bulunduğu görevleri terk ederek 1965 yılında İstanbul’a giden Teoman Alpay, tiyatrocu ve söz yazarı Aysel Gürel ile küçük kızları Müjde ve Mehtap Ar’ın bulunduğu eve yerleşmiş.

.

Teoman Alpay, 1970’den sonra Çanakkale’ye yerleşti ve DSİ idaresinde çalışmaya başlayarak buradan emekli oldu.

.

Teoman Alpay, Biga’da yayınlanan “Birlik” gazetesi sahibi M. Cahit Renda’nın büyük kızı gazeteci Ruhsar Renda ile 1981 Mayıs ayında evlendi.

.

2005 yılında bacağı şeker hastalığına bağlı kangren oldu.

.

13 Şubat 2005 gecesi Çanakkale SSK Hastanesi'nde şeker hastalığına bağlı kangrenden yoğun bakımda solunum yetmezliğinden hayata gözlerini kapadı.

.

14 Şubat Sevgililer Günü’nde Türk bayrağına sarılı halde Necippaşa Camii’nden alınan naaşı, Çanakkale halkının sevgi ve saygıları eşliğinde Belediye hoparlöründen okunan “Samanyolu” bestesi eşliğinde Şehir Mezarlığı’nda defnedildi.

.

Teoman Alpay’ın vasiyeti gereği, mezarı başında Aydın Çanakkaleli (rahmetli) klarnet çaldı.

.

Cenaze törenine, Çanakkale Vali Vekili Yusuf Ziya İnce, AKP Milletvekili İbrahim Köşdere, Belediye Başkan Vekili İbrahim Uyanık, Prof. Dr. Ramazan Aydın, eşi Ruhsar Alpay ile diğer ilgililer ve vatandaşlar katıldı.

.

Cenazeye katılan sanatçı Sevim Sürer, yazdığı bir şiiri Alpay’ın tabutuna asarak, “Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar adlı eseri tam kendisine uygun bir eserdir. Çok yalnızlığını biliyorum. Hayata dertli veda etti, onun için çok üzgünüm. Değerli bir sanatçıydı. Kendisini hastanede ziyaret ettiğim sırada bu dizeleri yazmıştım” diye konuştu.

.

Çanakkale Belediye Meclisi’nin 9 Haziran 1992 tarih ve 567 sayılı kararıyla

Esenler Mahallesi’nde bir caddeye “Teoman Alpay”ın adı verildi.

.

Teoman Alpay’ın bestelediği “Nasıl Geçti Habersiz” isimli eser, 1972’de “Yılın Şarkısı” seçildi.

.

Sonraki yıllarda ise;

“Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar”, “Gurbet İçimde Bir Ok” (Buruk Acı),

“Sarmaşık Gülleri” adlı eserleri yine çeşitli yarışmalarda derecelere girmişti.

.

1980 yılında Türk Müziği alanında, “Son 10 Yılın En İyi Bestecisi” seçildi.

1997’de İstanbul FM Radyosu dinleyicileri tarafından “Kalbimi Kıra Kıra” isimli eseri “En Beğenilen Eser” seçilmiş ve Atatürk Kültür Merkezi’nde “Altın Plaket” ödülü aldı.

.

Yeşilçam filmlerinde besteleri okundu. Şöhret basamaklarını hızla tırmandı.

Sinema sanatçısı Türkan Şoray’ın başrolünde beyaz perdeye aktarılan “Buruk Acı” filminde Belkis Özener’in sesinden Türkiye’nin dinlediği Segâh şarkının güftesi Türkan Şoray’ya aitti.

Teoman Alpay’ın bestesini yaptığı bu şarkı, filme adını vermişti.

.

“Gurbet içimde bir ok,

Her şey bana yabancı,

Hayat öyle bir han ki,

Acı içinde hancı…

Sevmek korkulu rüya,

Yalnızlık büyük acı,

Hangi kapıyı çalsam,

Karşımda buruk acı...”

.

Eserlerinin hemen hemen hepsi Hit olmuş değerli üstadın Çanakkaleli olması hepimizi ayrıca gururlandırıyor.

.

“Samanyolu” adlı şarkısı ile ilgili şunlar yaşanmıştır.

Dünyaca ünlü olan bu şarkının bestecisi ve güftecisi kendisi olmasına rağmen plağın üzerinde “Metin Bükey” yazmaktadır.

.

Hikâyesi şöyle;

1967 yılının Eylül ayında “Samanyolu” adlı şarkıyı Berkant Akgürgen seslendirir.

.

“Samanyolu” adlı bu şarkının 45’lik plağı 1 milyonun üzerinde rekor satış yaparak Berkant Akgürgen’a “Platin Plak” kazandırır.

.

“Samanyolu”nun hikayesi, başrollerini Ediz Hun ve Hülya Koçyiğit’in paylaştığı ve Orhan Aksoy’un yönettiği Samanyolu filminde başladı.

.

Filmin müziklerini Metin Bükey yapmıştı ve bu romantik dramın özgün müziği, filmin duygusal sahnelerinde geri planda enstrümantal olarak çalan “Samanyolu” idi.

.

Filmin gösterime girmesi ile beraber şarkının yolculuğu da başladı.

Film müziğinin gördüğü ilgiyi fark eden Erman Film’in sahibi Hürrem Erman, Metin Bükey’e bu fırsatı kullanmasını ve acele plak yapmasını önermişti.

.

Metin Bükey de Teoman Alpay’ı bulmuş ve şarkı sözlerini yazması için önlerine çıkan ilk meyhaneye oturmuşlardı.

.

Güfte yazma konusunda çok yetenekli olan Alpay, şarkının sözlerini kısa sürede bir peçeteye yazmıştı, ancak romanın ve filmin adı olan “Samanyolu” kelimesini şarkıya uyarlamayı başaramamıştı.

.

Metin Bükey bunu pek önemsememiş ve hemen plakçısının yolunu tutmuştu.

Şarkıyı okuması için ilk akıllarına gelen Timur Selçuk olmuş ama Selçuk şarkıyı çok alaturka bularak teklifi reddetmişti.

.

Bunun üzerine Vasfi Uçaroğlu Orkestrası’nın solisti olan “Berkant” ismi akıllarına gelmiş.

Berkant, orkestrasından izin alarak sahne aldıkları İzmir Fuarı‘ndan bir günlüğüne İstanbul’a gelerek ve kariyerinin en önemli plak kaydını bir günde yapıp fuara geri döndü.

.

Plağın başarısı, romanın ve filmin başarısını geride bırakmış ve “Samanyolu” dillere name olmuştu.

.

2012’de Berkant’ın vefat etmesinin ardından Murat Bardakçı şarkının yazılma hikâyesinin farklı bir versiyonunu ikinci kere köşesine taşıdı.

Teoman Alpay’ın 2005’teki ölümünün ardından Müjde Ar, Bardakçı’yı aramış ve şarkının yazılmasına bizzat şahit olduğunu söylemişti.

Bardakçı, muhtemelen bu versiyonu inandırıcı bulmuş olacak ki daha önce de olduğu gibi Müjde Ar’ın iddialarını kelimesi kelimesine yayınlamıştı:

Müjde Ar anlatıyor;

Teoman Ağabey bir gün bir İzlanda şarkısı getirdi ve Türkçe söz yazması için anneme okudu. Annem, şarkıya hatırımda kaldığı kadarı ile ‘Sarı Güneş’ gibisinden bir söz yazdı ama Teoman Ağabey beğenmedi. Sonra oturdu, kendisi bir söz yazdı ama bu sözleri İzlanda şarkısına koymaktan vazgeçti ve başka bir eser olarak besteledi, adına da ‘Samanyolu’ dedi. Annem o sırada güftedeki bazı kelimeleri değiştirdi ve ilk mısradaki ‘güneş’ sözünü de zorla koydurttu. Teoman ağabey’in şarkıyı Atikali’deki evimizde Vezüv marka gaz sobasının önüne taburesini çekerek elindeki udla ve çıplak ayakla bestelemesi hala gözümün önündedir.”

.

Türk müziğine çok sayıda eser bırakmış olan Teoman Alpay’ın 2005 yılındaki vefatının ardından Erkan Özerman da bu konuda bir açıklama yapmıştı:

“Şarkı Teoman Alpay’a aittir. Metin Bükey’in niye Samanyolu’ndan başka şarkısı yok da Alpay’ın Batı müziği ağırlıklı Samanyolu’na benzer 30’a yakın parçası var? Metin, Türkiye’de üç bilirkişi bulup parçayı üzerine aldı.”

.

“Samanyolu” Erkan Özerman’ın dediği gibi batı müziğine çok yakın bir makam olan rast makamında yazılmıştı.

O günlerde Türkiye’de bulunan Patricia Carli şarkıya Fransızca sözler yazarak Tanju Okan ile beraber “Samanyolu”nu Avrupa’ya açma projesine girişti.

Finansal sıkıntılardan dolayı Okan Fransa’ya gidemeyince Hollandalı şarkıcı David Alexander Winter’ın “Oh Lady Mary” adıyla okuduğu şarkı birçok ülkede hit oldu.

1969 yılında Dalida tarafından okunan İtalyanca versiyonu İtalya’da listelerde sekizinci sıraya kadar yükseldi.

Samanyolu üç farklı dile adapte edilerek yurt dışında listelere girmeyi başaran ilk Türk Pop eseri olmuştu.

.

Teoman Alpay’ın yakın dostları, ünlü bestecinin çok içtiğini belirtiyor.

Hatta ünlü bestecinin okul arkadaşı Avukat İbrahim Engin, Teoman Alpay’ın alkollüyken Metin Bükey’e “Bana bir büyük rakı al, bu şarkıyı sana vereyim” dediğini iddia da ediyor.

İbrahim Engin’in iddiasına göre, Bükey, bir büyük rakı ısmarlamış Alpay da Samanyolu şarkısını ona vermiş.

Sonradan İstanbul’da 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde Avukat İbrahim Engin’in açtığı dava sonunda verilen karara göre bu “Eserin Teoman Alpay’a ait olduğu” mahkemece tespit edilmiştir.

.

200’e yakın eseri bulunan Teoman Alpay’ın İÇDAŞ Kara Yusuf Kongre Salonu’nda bir büstü bulunuyor.

Valilik ve Belediye’nin ortak girişimi ile bu değerli sanatçımızın eserlerinin yayınlandığı bir müze yapılmalı ve heykeli de Çanakkale’nin en güzel yerine dikilmelidir.

Yoksa onun hatırasına büyük saygısızlık yapmış olacağız.