NOEL BABA Noel, Postanede çalışan memurlar yılbaşı günü Noel Babaya yazılmış bir mektuba rastlarlar. Tabii Noel Baba diye birisi olmadığı için mektubu kendileri açıp okurlar.

Mektupta söyle yazıyordur.

“Sevgili Noel Baba. Ben 10 yaşında bir çocuğum. Hiç kimsem yok. Yetimhanede kalıyorum. Diğer arkadaşlarıma birçok hediye geldi ama bana hiç hediye getiren olmadı. Senden üç şey istiyorum. Bana bir kalem, bir kalem kutusu, bir de ayakkabı gönderirsen çok sevinirim.”

Memurlar mektubu okuyunca çocuğa çok acırlar.

Kimsesiz çocuğu mutlu etmek ve Noel babaya olan inancını sarsmamak için kendi aralarında para toplayıp hediyeleri kendileri almaya karar verirler.

Kalem ve ayakkabıyı alırlar, para yetmediği için kalem kutusunu alamazlar.

Aldıkları hediyeleri gönderdikten günler sonra çocuktan teşekkür mektubu gelir.

Mektup şöyledir:

“Sevgili Noel Baba, gönderdiğin hediyeleri aldım. Beni çok memnun ettin. Gönderdiğin hediyelerden birisi gelmemiş. Onu da herhalde postanedekiler almıştır.”

 

İYİ DE KOMİSERİM

Şehrin birinde bir kilise, havra ve cami tesadüf birbirine komşu durumuna gelirler. Zamanla papaz, haham ve hoca arkadaş olurlar.

Üçü de kendi dinince ibadetini yaptırır, sonra bir araya vakit geçirirler.

Gel zaman git zaman, yeni yıl diye kâğıt oynamaya başlarlar.

İnsanoğlu bu başlamayadursun, bir süre sonra bu oyunları kumara dönüşür.

Sonunda ihbar edilirler ve polis aniden baskın yapar.

Hemen toparlanıp oyun kâğıtlarını saklarlar, ama polis durumdan emin!

Komiser önce papazı sıkıştırmış:

-“Sen din adamısın, yalan söylemek sana yakışmaz, söyle, kumar oynuyordunuz, değil mi?”

Papaz işin nereye varacağını kestirir ve inkâr eder.

Komiser kararlıdır, Kiliseden İncil’i getirtir,

-“Öyleyse Mukaddes kitap üzerine yemin et” der.

Papaz bir kere hayır demiştir, şimdi itiraf ederse büsbütün kötü olacağını bilir.

“Ne yapayım?” diye düşünür “Şimdi mecburen yalan yere yemin ederim, daha sonra da Katedrale gidip günah çıkartırım, Allah affeder…” diye düşünür.

Elini kitaba basıp yemin edince, komiserin yapacak bir şeyi kalmamıştır.

Bu defa hocaya döner:

-“Bak hoca efendi… Bilirim sizin dinde yalan söylemek çok günahtır. İtiraf et; kumar oynuyordunuz, değil mi?”

Hoca düşünür, ‘Evet’ dese hem Papazı ele vermiş olacak, hem de kendisi için durum iyi olmayacak. “Papaz bizden daha kıdemli, inkar ettiyse bir bildiği vardır. Arkadaş uğruna işleyeceğim bu suçu Allah elbet affeder” diye kendini avutup, basar yemini…

Sıra gelmiştir Haham Salamon’a.

Komiser bu son kozu da kaybetmek istemez.

Bütün hışmı ile ona döner:

-“Söyle bakalım Haham efendi, sakın inkâr etme, kumar oynuyordunuz, değil mi?”

Haham elleriyle papaz ile hocayı işaret ederek cevap verir;

-“İyi de komiser bey kiminla?”

 

UYANIK DEDE

Köyde yaşayan çok uzun ömürlü bir dede köylülerin oldukça dikkatini çekiyormuş.

Köylüler bunun hikmeti nedir diyerek hocaya giderler ve durumu sorarlar.

Hoca ne yapsın, çaresiz, “Ben bu gece rüyaya yatayım. Azrail ile konuşayım. Bakayım niye canını almıyor bu adamın, size yarın haber veririm” der.

Ve gece olunca hoca istihareye yatar. Rüyasında Azrail ile konuşur.

“Ya Azrail! Sen bu dedenin canını niye almıyorsun?” diye sorar.

Azrail, “Zamanında bu adam bir dilek diledi. Ve bu dileği kabul oldu. Onun için” diye cevap verir.

Hoca merakla, “Peki ne diledi?” diye sorar.

Azrail, “Allah’ım bana milli piyangodan büyük ikramiye çıkana kadar canımı alma dedi.”

Hoca hemen lafa girmiş, “Buna büyük ikramiyeyi çıkartamadınız mı?”

Azrail kızgınlıkla cevaplamış;

“Çıkartmasına çıkartırız da, bilet almıyor ki…”

 

ANNEM İÇİN

Yılbaşı üzeri alışveriş merkezinde görevli Noel Baba’nın kucağına 20 yaşlarında bir fıstık kız çıkıp oturunca genellikle çocukların dışında ziyaretçisi olmayan Noel Baba gülümsemiş, “Yeni yılda kendin için ne istiyorsun bakayım?” diye sormuş…

-“Kendim için değil, annem için istiyorum, lütfen…” diye cevap vermiş kız,

-“Aferin, çok düşüncelisin” demiş Noel Baba ve eklemiş, “Peki ona ne getirmemi diliyorsun?”

-“Bir damat…” demiş kız, “Lütfen yakışıklı, zengin, uzun boylu bir damat..!”

 

BİR YILBAŞI ÖYKÜSÜ

Adam, 3 yaşındaki kızını, oldukça pahalı bir hediyelik kaplama kâğıdını ziyan ettiği için azarlamıştı.

Küçük kız, koskoca bir paket altın yaldızlı kâğıdı, bir kutuyu eğri büğrü sarmak için kullanmıştı.

Yılbaşı sabahı, küçük kız paketi getirip, “Bu senin babacığım!” dediğinde babası üzüldü.

Acaba gereğinden fazla mı tepki göstermişti kızına?

Bir gece önce yaptığından utandı…

Ne var ki paketi açınca yeniden öfkelendi.

Kutunun içi boştu.

Kızına yine bağırdı;

-“Birisine hediye verdiğinde kutunun içinde bir şeyler olması gerekiyor. Bunu da mı bilmiyorsun küçük hanım?”

Küçük kız gözlerinde yaşlarla babasına baktı. “O kutu boş değil ki baba!” dedi.

-“İçini öpücüklerimle doldurmuştum!”

Babası, öyle fena oldu ki…

Kızına sarıldı; beraber ağladılar.

Adam o altın kutuyu ömrünün sonuna kadar yatağının başucunda sakladı.

Ne zaman keyfi kaçsa, ne zaman morali bozulsa, ne zaman kendini kötü hissetse kutuya koşar, içinde minik kızının sevgiyle doldurduğu hayali öpücüklerinden birisini çıkarırdı…

 

NOEL BABA

John sabah kalktığında vakit çok geçtir.

Ve acele ile giyinip hemen bir taksiye atlayıp işe gider.

Fakat işe geldiğinde patronu onu her zaman geç kaldığı için isten kovar.

İşten kovulan John üzgün bir şekilde eve döner.

Eve geldiğinde yatak odasında karısını bir Zenci ile yatarken bulur.

Ve kadın artık kendisini sevmediğini, evini ve arabasını aldığını söyleyip John'u evden kovar.

İyice çaresiz kalan John sokaklarda dolaşırken kendini köprüden atıp ölmeyi düşünür.

Tam köprüden atlarken bir Noel Baba gelir.

Noel Baba niçin ölmek istediğini sorar.

John başından geçenleri anlatır.

Noel Baba, “Şöyle 20 yaşında sarışın bir kadının olsun ister misin?

John: “Elbette”

Noel Baba: “Kendi işin olsun, Porche ve muhteşem bir villan olsun ister misin?”

John tereddütsüz, “Tabi elbette isterim.”

Noel Baba, “Tüm bunları sana sağlayacağım ama bir şartım var.”

John, “Nedir şartın?”

Noel Baba, “Bana bir 500’lük verirsen…”

John düşünür, “Ne olacak ki, giden 500’lük olsun, ya gelecek olanlar oldukça fazla…” dedikten sonra Noel Baba’ya dönerek “Tamam, vereceğim” der.

Noel Baba 500’lüğü alırken sorar;

-“John sen kaç yaşındansın?”

-“41”

Noel Baba ufak ufak kaçarken;

-“John 41 yaşındasın ama hala Noel Babalara inanıyorsun!”

 

YILBAŞI SORUSU

Zamanın birinde mükemmel erkek ve mükemmel kadın karşılaşmışlar.

Mükemmel bir flört döneminden sonra mükemmel bir evlilik yapmışlar.

Birlikte mükemmel bir hayat sürmüşler.

Bu mükemmel çift karlı, fırtınalı bir Noel akşamı mükemmel arabalarıyla giderken yolda donmak üzere olan bir adam görmüşler.

Mükemmel çift olduklarından adama yârdim etmek için durmuşlar.

Adam meğer sırtında oyuncak çuvalıyla “Noel Babaymış.”

Mükemmel çiftimiz Noel akşamı çocukların hayallerini karartmamak için Noel Baba ve oyuncaklarını arabaya yüklemişler.

Oyuncakları çocuklara dağıtarak yollarına devam etmişler…

Maalesef tipi artmış, araca hâkim olmak zorlaşmış ve mükemmel çift ve Noel Baba trafik kazası geçirmişler.

Kazada bunlardan yalnızca biri kurtulmuş.

.

Şimdi soru şu:

Kim kurtulmuş?

.

Önce cevap verin, sonra yanıtları okuyun.

.

Yanıt:

Mükemmel kadın kurtulmuş.

Her şeyden önce mükemmel kadın gerçekten vardır...

Herkes bilir ki “Noel Baba ve Mükemmel erkek” diye birisi yoktur...

.

Şimdi kadınlar buradan sonrasını okumayı bıraksınlar, onlar için yazının sonu burası!

.

Sadece Erkekler okumaya devam etsin.

.

Eğer mükemmel adam ve Noel baba yoksa arabayı mutlaka mükemmel kadın kullanıyordur.

Bu olay bize, kazanın nedenini ve en mükemmel kadının bile araba kullanmak gibi bazı konularda pek de mükemmel olmadığını açıklar...

.

Erkekler hala okumaya devam etsin…

.

Şimdi eğer bir kadınsanız ve hala bunu okuyorsanız, bu da başka bir noktayı açığa kavuşturur:

“Kadınlar hiç bir zaman söz dinlemezler.”