Yerel seçimlere daha çok varken, şimdiden ortalıkta seçimin gündem olması en çok iktidarın işine geliyor.

Hele hele CHP ile İYİ Parti arasındaki “İttifak” veya “İşbirliği” tartışmaları, iktidar için “Yeme de yanında yat” veya “Ben istedim bir göz Allah verdi iki göz” şeklinde cereyan ediyor.

.

Ekonomi dibe batmışken,

Millet kırılırken,

Vatandaşın cebi yanarken,

Emekli maaşları ile

Asgari ücret işe yaramazken bu seçim tartışmaları kesinlikle halkın gündemi değil.

.

Sebep şu;

Bu ekonomik ortamda hala bu millet, “Mevcut iktidara oy verecekse” zaten çabalamanın da âlemi yok.

Koyuverin gitsin.

.

21 senedir iktidara verilen (sebebi çözülemeyen) oylar hala devam ediyorsa, suçlusu elbette muhalefettir.

Yeterince çalışmadıkları için iktidar 21 senedir AKP iktidarda.

.

Bunca süredir aklınıza gelmeyen metotlar şimdi mi aklınıza geliyor.

.

Rahmetli Demirel olsaydı, halkın dilinden konuşur, “Bir kilo buğday, bir kilo mazot hesabı yapar” bu iktidarı dibinden sallardı.

.

Demek ki halkın gündeminde değilsiniz,

Halkın dilinde değilsiniz.

Siz ittifak,

Siz birleşme,

Siz işbirliği peşindesiniz…

.

Partilere bakın,

Çoğu koltuk peşinde.

Çoğu hesap peşinde.

Çoğu kıyıdan, köşeden bir makam, mevki kapma peşinde…

.

“İki koltuk, bir makam verdiğinizde” iktidar oluyorsunuz zaten.

O sebeple bu ülkede iktidar olmak kolay.

.

Vatandaşı tekmeleseniz de,

Tokatlasanız da,

Yerlerde sürünseniz de gelip size oy veriyor.

Ne ala memleket…

 

GELELİM YERELE

CHP Grup toplantısında en ön sırada oturan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yanında Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan vardı.

Görevi bırakması sebebi ile Genel Başkan kendisinden sitayişle bahsetti ve 21 senede yapılan çevreci girişimlerin herkese örnek olmasını istedi.

.

Arka sıralarda Bülent Öz, Özgür Ceylan ve Ali Sarıbaş ve İsmet Güneşhan vardı.

.

CHP içinde dengelerin nasıl dağıldığını, nasıl gruplaşmalar olduğunu sağır sultan bile duydu.

Özgür Özel’in duymaması imkânsız.

Muhakkak kulağına bir şeyler fısıldanmıştır.

.

Yapılacak yerel seçimlerde gösterilecek aday konusunda Çanakkale halkının ne kadar hassas olduğu anlatılmıştır.

“Atama değil, ön seçim” isteyen partililer olduğu konusuna dikkati çekilmiştir.

.

CHP Parti Meclisi’nde alınan kararlarda;

“Seçim çevrelerinin özelliklerine göre, ‘Örgüt Denetiminde Ön Seçim’,

‘Örgüt Denetiminde Basit Aday Yoklaması’ ve

‘Örgüt Denetiminde Genişletilmiş Aday Yoklaması’ adıyla eğilim yoklaması yöntemlerinin kullanılmasına karar verilmiştir.”

.

Diğer seçim çevrelerinde de önümüzdeki haftalarda bu seçim bölgeleri belirlenecek ve haftadan haftaya bunları kararlarını aldıkça kamuoyuyla paylaşacaklar.

.

“Öncelikle ‘Ön seçim’ diyoruz.

Örgütlerimize bu konuda yetki veriyoruz.

Ön seçim yapılamayan yerlerde, örgüt görüşleri doğrultusunda, memnuniyet anketleriyle, aday profili belirleme süreçleriyle aday adaylarının toplumsal karşılığını ölçerek çoklu adayların teke indirilmesi ve bunların içerisinden mümkün olduğu kadarıyla kadın adayların tercih edilmesi yönünde bir irademiz olduğunu da paylaşmak istiyoruz.” Dediler.

.

Belli ki aday belirlemede problem olan yerlerde bir ön seçim baskısı var.

.

Özgür Özel “Parti oyumuzdan yüksek oy almış belediye başkanlarımız görevlerine devam edecek” demişti.

Çanakkale’de de Ülgür Gökhan bu söyleme uyuyordu.

Ancak “Aday olmayacağını” açıklayan Başkan Ülgür Gökhan, kendi selefini belirlemiş durumda.

Buna göre Genel Merkezden, “Ben yokum ancak yerime İrfan Bey olsun” veya “Çanakkale’de üyelerin katılımıyla bir ön seçim olsun” şeklinde bir talebi olmuş olabilir.

.

Grup toplantısında yanyana oturan Genel Başkana rahatlıkla ulaşıp bu isteklerini söylemiştir.

.

Şu anda Çanakkale’de partililerin hepsi “Tepeden inme bir atama değil, partili üyelerin katılımıyla yapılacak bir ön seçim” bekliyor.

Aksi bir durumda ortalık epey karışacak gibi duruyor.

 

İYİ PARTİ

İYİ Parti’de örgüt anlamında bazı sıkıntılar olsa da aday belirme kısmı sanki kolay atlatıldı.

.

Rıdvan Uz ile Burak Kunt arasında yaşanacağı zannedilen bir anlaşmazlığın tamamen bir dedikodu olduğu ortaya çıktı.

.

Genel Başkan tarafından açıklanan aday ismi ile tartışmalar son buldu.

.

Şimdi gözler CHP’ye çevrildi.

İttifak veya İşbirliği yapılmayacağı açıklandıktan sonra adaylığı kesinleşen Burak Kunt’un seçilme şansı, CHP’de seçmenin sindiremeyeceği bir atamaya bakıyor.

.

Partililerin ısrarla istediği ön seçim olmazsa CHP’nin seçilme şansı zora girecek.

Bu aşamada İYİ Parti adayı Burak Kunt’un seçilme şansı oldukça yüksek olacak.

 

MHP

MHP ise büyük ihtimal aday çıkarmayıp, AKP adayını destekleyecek. Bunun karşılığında İl Genel Meclisi’nde ve Belediye Meclisinde üyelik talep edecek gibi gözüküyor.

 

AK PARTİ

AKP’de ise adaylar yavaş yavaş ortaya çıkarken anılan isimler halk nazarında bir heyecan yaratmadı.

Gündem bile olamadılar.

Ancak AKP kurmaylarının bunlarla kalmayıp daha güçlü aday çıkaracağı muhakkak.

“Kim olur?” şeklinde bir araştırma yaparsak (geçmiş dönem tecrübelerimize güvenerek) eski milletvekillerinden biri olacağı kesin. Çünkü son seçimlerde hep öyle oldu.

AKP yeni isimlere pek şans vermiyor.

Kendi kabuğunun içinden birini aday gösteriyor.

 

SON OLARAK

Son olarak şu söylenebilir.

İYİ Parti’nin CHP ile işbirliği yapmaması üzerine kendi adayını çıkarması,

CHP’nin ön seçim yapmaması halinde atanacak adayının seçmen tarafından beğenilmemesi karşısında küskünlükler yaratacak olması,

Böylece seçilmesi muhtemel aday listesine girecek olan Burak Kunt, AKP ve MHP seçmeninden de oy alabilecektir.

Ayrıca küskün CHP’lilerin bir kısmından da oy alabilecektir.

Küskünlerin diğer kısmının da sandığa gitmemesi durumunda şanslar eşitlenir hale gelecek.

.

Çanakkale seçmeni oldukça akıllı ve bilinçli oy kullanır.

Aradan kimse sıyrılamaz.

İstediğini başkan yapar.

O sebeple seçim tarihi yaklaştıkça, adaylar belli oldukça daha net şeyler söylenebilir.

.

 

GENELE BAKARSAK

Gelelim işin büyük boyutuna.

İYİ Partinin kendi başına seçimlere girme kararının ardından yapılan yorumlarda ve araştırmalarda bu partinin yere çakılacağı açık ve net olarak görülüyor.

.

Aytunç Erkin, Sözcü Gazetesi’ndeki köşesinde yayınladığı haritaya göre şu araştırma yapılmış.

.

Bu haritaya göre ittifaksız girilen seçim sonucunda;

İYİ Parti bir ilçede,

CHP dört il ve 131 ilçede,

AKP-MHP ittifakı 67 il 762 ilçede,

HEDEP de 10 il 80 ilçede belediye başkanlığı kazanıyor.

.

Bu sonuçlara göre aslında İYİ Parti için yere çakılıyor sözcüğü bile fazla, resmen yerin dibine giriyor.

Seçime kadar tartışmalar böyle gider, ancak seçimden sonra açıklanan % 8 ve altı oy oranı ile başta Meral Akşener olmak üzere tüm kadro tartışılır hale gelir ve parti dağılma sürecine girer.

.

AKP+MHP ittifakının 67 il almasının tek sorumlusu olarak gösterilecek olan Meral Akşener’in siyasi hayatı bitme noktasına gelir.

.

AKP 67 il alarak ele geçireceği maddi kaynaklar ile iktidarını 2075 yılına kadar garantilemiş olur.

.

İttifaksız 4 ili alan CHP içinde tartışmalar başlar.

Merkezciler ile Değişimciler arasında tartışmalar hızlanır ve kurultay süreci başlayabilir.

.

Seçimi kaybeden İmamoğlu sorumluluğu “İttifak yapamayan yönetimin üzerine atarak” Kurultayda aday olur ve her iki taraftan oy alarak seçimi farkla kazanır.

.

Ümit Özdağ parlayan yıldız olur.

.

İşçi Partisinin önü açılır.

.

İktidar zafer çığlıkları atarken seçim kelimesini unutup, Hazine ve Maliye Bakanının ekonomik tedbirleriyle vatandaşın cebine musallat olur.

Dökülen dökülür,

Kalan sağlar bizim olur…

.

Anayasa tartışmaları başlar.

Sağlıksız muhalefet karşısında Anayasayı tümden değiştirecek olan iktidar bir zafer çığlığı daha atar.

.

Görev süresi yeni anayasa ile sıfırlanacak olan Erdoğan ömür boyu iktidarda kalır…

.

İktidarı yaptıkları kapris sonucu elleriyle iktidara teslim edenler ise bir kenardan bu bayramı seyreder…