Arapçada “HKM” kökünden türeyen birçok kelime vardır ve bunların hepsi bizlerin lügatimize geçmiş olup, günlük hayatta sık sık kullandığımız kelimelerdir.
“Hüküm” ile başlayan kelime üreyerek;
“Hükümet”,
“Hâkim”,
“Hakem”,
“Mahkeme”,
“Mahkûm” şeklinde devam eder.
.
Bir de bunlara ilaveten “Hekim” vardır.
.
Hüküm; Yargı, yargılama, karar, emir ve kanun gibi anlamlarda kullanılıyor.
.
Hükümet: Hüküm ve karar vermek, adaletle hükmetmek anlamında kullanılıyor.
.
Hâkim; Genel olarak hukuk alanındaki bir terim olarak bilinir ve “Yargıç” anlamına gelir. Sıfat olarak kabul edildiğinde, “Egemenliği elinde bulunduran, baskın ve yüksek bir alandan bütünü görebilen kişi” gibi anlamlarda kullanılıyor.
.
Mahkeme; Yargılamanın ve hükmün verildiği yer veya bu hükmü veren heyet anlamında kullanılıyor.
.
Mahkûm; Yargılama sonucunda hüküm giyerek cezaya çarptırılan kişidir.
.
Birazcık dikkat ettiyseniz ülkemizin bu kelimeler ile şu aralar problemi var.
.
“Hüküm” konusunda Yargıtay tarafından eleştirilen ve saçma sapan tartışmalara yol açan bir gündem oluştu Anayasa mahkemesi ile ilgili.
.
Mesela dün Bahçeli, “Bu Anayasa, ya kaldırılmalıdır ya da yeniden yapılandırılmalıdır” dedi.
.
“Anayasa kaldırmak?”
Bu sözlerinin nereye gittiğini acaba düşündü mü prompterdan okuyup, kürsüden bangır bangır bağırırken?
.
Vay vay vay…!
.
“Hüküm,
Hâkim,
Mahkeme,
Mahkûm” kısmı böyle bir yol izliyor ülkede.
.
Adalet sistemi ile ilgili sürekli bir şikâyet var.
Kimse memnun değil.
.
“Hüküm” giymiş olup “Mahpushane” de “Hapis” yatan “Mahkûmlar” ise “Tahkim” olarak başvurdukları “Mahkemeden” aldıkları ve “Hâkimlerin” “Hak ihlali” şeklinde verdikleri “Hüküm” ile bir diğer “Mahkemeden”, “Hükmen” işlem yapılmasını bekliyorlar.
.
Salonunun en görünür yerinde, “Hâkimiyet” kayıtsız şartsız milletindir” şeklinde yazan Millet Meclisimizden çıkmış Anayasa kararlarına bir diğer “Mahkeme” itiraz ediyor ve “Hükümsüzdür” diyor.
.
Adaleti sağlaması gereken ve sürekli “Tahakküm” gösteren “Hükümet” ise nedense tüm bu yaşananları “Muhakeme” edemeyip seyirci kalıyor, bir türlü “Hükmedemiyor…”
.
Ülke gündemi bu kelimelerin taşıdığı anlamlar ile çalkalanıp dururken, birileri de televizyonlara çıkıp “Ahkâm” kesiyor.
.
Bunların yanı sıra bir de “Hakem” var.
Hani şu futbol “Müsabakalarımızı” yöneten.
.
Onların da ne yaptığını bilen yok.
Her maç sonrası ortaya kaos çıkıyor ve verilen “Hükümlere” itiraz eden kulüp bakanları televizyonlarda, bas bas bağırıyor.
“Hakemler” adil değiller veya standart bir uygulamaları yok.
Kanuna, kurala uymayıp, doğaçlama gidiyorlar.
.
Ülkenin bir de “Hekim” sorunu var.
Yine aynı kökten türemiş bir kelime bu.
.
Yeterli ilgi ve alakayı göremeyen Doktorlarımız geleceklerini garantilemek için yurt dışına gidiyorlar.
Uğradıkları şiddet de cabası tabi.
.
Şimdi bu “HKM” kökünden gelme kelimeleri sıralıyorum.
Şaşıracağınız kesin.
.
Hâkimiyet, Hikem, Hikmet, Hükkâm, İhkâm, İstihkâm, Mehâkim, Muhkem, Müstahkem, Mütehakkim, Tahkimat…
Bu kelimelerden de türemiş daha niceleri.
.
Ülke olarak bu kelimelerin anlamlarını içeren olayların hepsinde kaos yaşayacaksak yandık...
Allah sonumuzu hayır etsin.
Amin…
TOK VE AÇ MESELESİ
Tok açın halinden anlar mı?
Anlamaz.
“Anlar” diyen beri gelsin.
.
Sevgili maliye bakanımız, canımız ciğerimiz Mehmet Şimşek aylık kaç para alıyor acaba çok merak ediyorum.
.
Hemen girdim internete.
.
Bakan Şimşek, katıldığı bir TV programında soruları yanıtlarken, bütçede 75 milyon vatandaşın hakkı bulunduğunu belirterek, “Memurlarımızı, işçilerimizi de gözetmemiz gerekiyor. Geçmişte de, bugünde de gözettik, gelecekte de gözeteceğiz” demiş.
.
Bu söylemi ilk bakan olduğu sırada yani 2012 yılında söylemiş.
.
Peki kendi maaşı için ne demiş?
.
“… Ben finans sektöründe çalıştım Merrill Lynch’ten ayrıldığım yıl benim maaşım 770 bin dolardı…”
.
Şu matematik sorusunu çözün;
Mehmet Şimşek 2012 yılında Merrill Lynch adlı finans kuruluşunda çalışıyorken 770 bin dolar maaş alırsa, 2023 yılında Maliyeden sorumlu bakan olarak kaç para alır?”
.
Bu kendisine sorulacak en masum sorudur.
.
Mehmet Şimşek’e bu soru sorulmuş ve kendisi şöyle cevap vermiş;
“Gerçekten ben bu ülkeye hizmet etmek için bilerek, gönüllü bir şekilde geldim. Her şey para değil. Güzel ülkemizde hizmet etmek her şeyin üzerindedir. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum. İkincisi bizim geldiğimiz yer belli, yokluktan geldik. O yüzden yokluk çekenleri de çok iyi biliriz. Ama şu bir gerçek; dünya değişti, şartlar değişti. Ben dün şunu demek istedim. Finans sektörü eskiden çok bonkör davranırdı. Şimdi finans sektörü bile farklı noktada. Finans sektörü paradan para kazanıyor, en kolay para kazanılan sektör. Benim dün ifade ettiğim rakam da bir paket bu. Ama konu benim konum değil.”
.
Kısaca; “Paranın ne önemi var, mühim olan insanlık” demeye getirmiş.
.
Kim inanır?
Kadir İnanır.
.
Günümüzde bakan maaşları 70 ila 110 bin lira arasında değişiyormuş.
Buna bakarak 770 bin dolar (şimdiki kur ile 770000x28= 21 milyon 560 bin lira) maaşı bırakıp 70 bin lira maaş almaya gelen bakanımızı yaptığı fedakârlıktan dolayı kutlamak gerekiyor.
.
Olabilir.
.
Ancak Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “5 bin lira ikramiye alamayan emekli çiftçilerimiz üretimden vazgeçiyor” diyerek çiftçi emeklilerine yönelik haksızlığın giderilmesini istedi.
.
Halen Ziraat Odalarına kayıtlı olan emekli çiftçiler, “Çalışıyor” olarak görüldüklerinden, emeklilere verilen 5 bin lira ikramiyeyi alamadılar.
Başkan Bayraktar onu anlatıyor.
.
Bir emekli tanıdığım çalışmadığından dolayı 5 bin lirayı alacağını ve bana da çalıştığımdan dolayı 5 bin lirayı alamayacağımdan dem vurarak dalga geçiyordu.
.
Salı günü kendisi ile karşılaştığımda kendisinin emekli ikramiyesi olan 5 bin lirayı alamadığını söyledi.
Meğer Ziraat Odasına kayıtlıymış.
.
Ben de dalga geçmek için, “Ben aldım. Her halde bir karışıklık oldu, bana verdiler.” Dedim.
.
Demez olaydım.
Ağzına geleni söyledi.
5 bin liracık için söylemediğini bırakmadı.
.
Ben kendisine buradan sesleniyorum;
“Bak kardeşim. Sen 5 bin lira için demediğini bırakmadın ama 21 milyon aylığını sırf bu vatanı kurtarmak adına bırakıp gelen var. Fazla konuşma…”
.
Bu hitabımdan sonra aklıma geldi.
Yahu bakan 110 bin lira maaş alıyor, bizim arkadaş 7 bin 500 lira alıyor.
5 bin lira için bağırması kadar haklı olduğu başka konu olmasa gerek.
.
21 milyon maaş alan için 5 bin nedir ki?
Baştan demiştim;
Tok, açın halinden ne anlar?
.
Bu arada “Şu bizim 5 bin liraları rica edelim artık” şeklinde bir cümle kursak, bakan karşımıza çıkıp “Ben vatan için 21 milyon aylığı bıraktım geldim, siz 5 bin lirayı bırakamadınız. Ayıp yahu!” dese, vallahi de haklı, billahi de haklı adam.
.
Ama haksız olduğu konu şu;
Emeklilerin hepsine vermese anlarım,
“Çalışan, çalışmayan” diye ayrılınca insanın ağrına gidiyor…
.
En iyisi elin değmişken bize 5 bin ver anlaşalım…