Sokaklarda geziyoruz. Tanıdık ziyaretleri tabi.

Gündem CHP kongresi ve

Özgür Özel.

.

“Madem değişim dediler de neden değişmediler? Hep aynı isimler…”

Dedi biri.

Düşünmek lazım üstünde.

.

“Değişecekler de ne yapacaklar? Başkanları mı değiştirecekler? Mesela Çanakkale’de belediye başkanı adayı kim olacak görelim…”

Adam doğru sordu.

Değişimden kasıt ne?

.

“İlk tur sonrası, ‘Ben gidip Özgür Özel’in elini kaldırayım ve ikinci turdan çekileyim’ diyen Kılıçdaroğlu’nu kim etkiledi? Demek 12 senedir CHP böyle etkilenerek yönetilmiş…”  dedi biri.

Haklı mı?

Haklı.

.

“Kılıçdaroğlu Çanakkale İl Kongresini bile iptal etseydi kazanırdı” diyen vatandaşın son yorumu şu;

“Kılıçdaroğlu kazanmak istemedi. Acaba birileri yeni bir tiyatro ile önümüze Özgür Özel’i mi getiriyor?”

.

Vatandaş her telden vuruyor.

Artık siyasetçilere inancı kalmamış.

Önüne ne koyarsanız yemeye devam edecek itiraz etmeden.

.

Biri şöyle dedi; “Koskocaman CHP’de Özgür Özel mi kaldı başkan olacak?”

.

Dilin kemiği yok, söyler de söyler.

Önemli olan ona bunu söyletmemek.

.

Laf dönüp dolaşıp Çanakkale Belediye Başkanlığına geliyor.

Ortak soru şu;

“Kim olacak?”

.

Mülakat yaptım desem yeridir.

Mevcut Başkan için umutlu olan pek yok.

“Artık aday olmaz, yoruldu” diyen çok.

Bir daha aday olacağına kimse inanmıyor nedense.

.

Özgür Özel’in kazanmasıyla genel merkezde hiçbir yerde görev almayan Muharrem Erkek’in ismi geçiyor.

.

Birisi dedi; “Bakanlıktan belediye başkanlığına hayatta düşmez…”

“Ne bakanlığı?” diye sordum, “ironi mi yapıyorsun acaba, anlamadım” dedim.

“Yahu Kılıçdaroğlu kazansaydı bakan olacaktı” diye cevap verdi.

.

Bir düşünce tabi.

.

Halkın birçoğu Muharrem Erkek’in belediye başkanlığına aday olacağına inanmıyor.

Sorum şuydu;

“Ya olursa…”

Çoğunluk cevap şuydu inanmazsınız;

“Düşünürüz…”

.

Sanki içten içe bir tepki vardı kendisine karşı.

Konuşma aralarında karşımdakiler şunu söylüyorlardı;

“Kılıçdaroğlu’nun tam yanındaydı, ne oldu da karşısına geçti?”.

.

Anlaşılan Çanakkale’de yerel seçimler yaklaştıkça ortalık kızışacak.

Özellikle CHP’de iki grup arasındaki sular durmayacak.

Bu seçim sandığına da yansırsa;

“40 yıllık kani, olur yahni.”

.

Gelelim İYİ Parti’ye.

Geçtiğimiz Günlerde bizim de gazetelerimizde yaptığımız habere göre adayları açıklandı.

“Burak Kunt büyük İYİ Parti Çanakkale Belediye Başkan adayı” oldu.

.

Halk ile konuşmalarımızda;

“CHP’nin bölünmüşlükten kaynaklanan bu zayıf halini değerlendirecek olan diğer partiler;

Siyaseten fazla yıpranmamış,

Halkın düşüncelerine tercüman olacak birini bulacak ve

Bu adayı halka sevdirerek başkanlığı almak için yarışacaklar” görüşü hakim.

.

AKP’nin bu konuda pek şansı yok gibi.

Halktan aldığım intibaa göre, “Feriştahı gelse” halktan oy alamayacaklar.

Sebebi malum.

Ekonomik tablo.

.

Öyleyse geriye “İYİ Parti” kalıyor.

Onlar da,

Çanakkale Belediyesi İYİ Parti Grup Başkan vekili olan Burak Kunt’u aday olarak açıklayarak, “Çanakkale’de Belediye Başkanlığı yarışına start” verdiler.

.

Meclisteki muhalefeti ile ortaya koyduğu projeleri ile izleyenlerin ilgisini çekmeyi başaran Kunt, Çanakkale için önemli bir aday olacaktır.

.

Halk nezdinde “Burak Kunt”, iyi bir aday olarak görülüyor.

En azından şimdilik bir tepki yok, kendisine karşı yumuşak bir bakış var.

.

Anlaşılan önümüzde yapılacak olan yerel seçimlerde Çanakkale epey çekişmeli geçecek gözüküyor.

.

CHP kazanırsa, mesele yok.

“Zaten kazanılıyordu” denilir.

.

Ama kaybederse?

.

“Özgür Özel geldi, CHP’nin kalesi olan Çanakkale kaybedildi” denir.

.

O sebeple “Değişimci CHP’lilerin” çok fazla çalışması lazım.

 

KAHKAHA

Sosyal medyada bir konu anlatılıyor.

Videosu var.

Ben deşifre ettim.

.

Konu şu;

“Aynı çatı altında yetişen iki kardeş nasıl olur da tamamen farklı kişiliklere sahip olabilir?”

.

“Olur” diyor uzman.

“Tamamen yetiştirilmeye bağlı…”

.

Uzman soruyor dinleyicilere;

“Peki ya ebeveynlik bu sürecin neresinde?”

.

Seyrettiğimiz bu video, “çocukların kişilik gelişimindeki çevresel etkenlerin ve ebeveyn tutumunun ne kadar belirleyici olduğunu ortaya koyuyor.”

.

Bunu şöyle açıklıyor Jacque Fresco;

“Çevremiz ve aile içi dinamikler, karakterimizin şekillenmesinde büyük bir rol oynar. Ancak her bireyin bu etkenleri farklı şekillerde algıladığını ve buna göre şekillendiğini unutmamak gerek…”

.

“Sizce aynı ortamda büyüyen kardeşler neden farklı yolları seçer?”

.

Jacque Fresco diyor ki;

“Aynı aileden iki çocuk tanıyorum. Biri yasadışı işler yapan çete üyesiyken, diğeri din adamı…”

.

“Aynı ortamda bu farklılık nasıl oluştu?”

.

“Bir çocuğu kucağınıza alıp onunla oynamaya başladığınız anda, bir diğeri dudağını bükerek orada dururken kıskançlık ve haset yaratıyorsunuz…”

.

“Aynı ortam diye bir şey yoktur…”

.

“Küçük kızımı kucakladığımda, büyük oğlumu da kucağıma alırım. Hiçbir zaman tek bir çocuğa odaklanamazsınız…”

.

“Neden odanı temizlemiyorsun? Kardeşin hep temizliyor. Eşyaların hep yerlerde…”

“Ancak biri merdivenlerden düştüğünde diğer kardeş için için güler. Tabi ki tutuk bir gülümsemeyle… Ama güler…”

.

“Bugün yaşadığımız dünyada bu yapaylıkları biz inşa ediyoruz…” diyor uzman Jacque Fresco…

.

Kısaca;

Anne ve babalar aynı ortamda yetiştirseler de çocuklarına olan davranışlarıyla onları farklı şekilde yöneltebilirler.

.

Misal Erdoğan…

“Emekliler” ile “Çalışan Emeklilere” farklı davranmıştır.

“Birine 5 bin lira verirken, diğerini es geçmiştir.”

“Kardeşler arasında ayırım yapmıştır.”

.

Kendisine 5 bin lira verilmeyen emekliler, uzmanın dediğine göre ne yapacakmış?

.

Şunu;

“Merdivenlerden düşen iktidarın peşinden kahkahalarla gülecekmiş.”

.

Vallahi ben demiyorum.

Uzman bunu söylüyor.

 

MARKETLER

Bir haber geçti elime;

“Çanakkale Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü tarafından organize edilen ve Zabıta Müdürlüğü ile SUEZ RR Atık Hizmetleri A.Ş. yetkilerinin de katıldığı toplantı kapsamında, kent genelindeki tüm zincir marketlerin çevre ve sıfır atık yönetmeliğine ilişkin tutumları ile marketlerin yarattığı çevre sorunlarına karşı alınacak tedbirler görüşülmüş.”

.

Sebep?

Zincir marketler;

“Kendi atıklarına evsel atık muamelesi yapmaları.”

“İkili toplama sistemlerinin olmaması.”

“Ambalaj ve son kullanma tarihi geçmiş atıklarını ortalıkta bırakmaları.”

.

Aylık yazılarımın en az üç tanesi bu marketlerin çöpleriyle ilgili.

Bunların yarattığı çöp kaosu.

Ve pislettikleri şehir...

.

Sadece marketler değil,

Buradan alışveriş yapan müşterilerin de çöp üretmeleri ve konteynır kullanmayıp etrafı pisletmeleri.

.

Sokağımızda market çöpü olarak ambalaj malzemeleri, soğan kabukları v.s. bulunurken,

Müşterilere ait fiş, fatura, içi yenilmiş çikolata ambalajı ve soyulmuş muz kabukları v.s. bulunmaktadır.

.

Mahalle çöpçümüz ise bizim ihbar yapmamızı beklediğinden, kırk yılda bir aklına gelene kadar markete ait çöplerle yaşayıp gidiyoruz.

.

Habere göre, bu toplantı iyi olmuş.

Bakalım ne değişecek?