Tam 16 sene olmuş. Çanakkale Belediyesi Tiyatro Topluluğundayım.

Gençlik hayalimdi tiyatrocu olmak.

Şartlar el vermemişti olamadım.

.

Hele çocukken “Tiyatrocu olmak istiyorum” dediğimde, aile büyüklerimden anneannem “Soytarı mı olacaksın? Bizim ailede soytarı yok!” demişti.

Yıl 1968 tabi.

O yıllar sahne sanatçılarına bu gözle bakılabiliyordu Anadolu’da.

.

Hep tiyatrocu olma hayaliyle yaşadım.

Yıl 2007’ye gelinceye kadar.

.

Artık emekli olmuştum.

Fazlaca işim de yoktu.

“Belediye Tiyatrosu’na katılmak isteyenler” ile ilgili ilanı görünce en ön sırada ben vardım.

.

49 yaşımda da olsam bu hayalimi gerçekleştirme imkânı doğmuştu işte.

.

Allah’tan yaş sınırı konmamıştı şimdiki gibi.

.

İlk rolümde Kral’ı oynamıştım.

Hocalarımdan biri şöyle demişti:

“İlk rolü kral olanın sahne hayatı düzgün olur.”

.

Tam 16 sene hiç ara vermeden tiyatro yaptım.

Şu anda benimle beraber tiyatroya başlayan 2 kişi daha var, ancak onlar ara verdiler, sonradan tekrar geldiler.

Ben hiç ara vermedim.

.

Zaten huyumdur, hiçbir işi yarım bırakamam.

İşime sadığımdır.

Yarı yolda mızmızlık yapmam.

.

Şimdi gelelim Ankara Sanat Tiyatrosu’na.

Yani AST’a.

.

Bilmeyenler için şöyle bir hatırlatayım.

Tiyatronun kendi web sitelerindeki tanıtımından:

Türkiye’nin en eski ve en köklü özel tiyatrosu olan Ankara Sanat Tiyatrosu, 6 Aralık 1963 tarihinde Asaf Çiyiltepe ve arkadaşları tarafından devrimci- ilerici bir tiyatro olarak kurulmuş.

Takım oyunculuğuna dayanan, öncü bir sanat tiyatrosu anlayışını bu güne dek koruyan AST’ın Genel Sanat Yönetmenliğini, Asaf Çiyiltepe’nin 1967 yılında yapılan doğu turnesi sırasında geçirilen bir kaza sonucu vefatı üzerine Güner Sümer üstlenmiş.

.

Güner Sümer’in yönetiminden sonra Sanat Yönetmenliği’ne Rutkay Aziz gelmiş.

Uzun yıllar bu görevi devam ettiren Rutkay Aziz, birçok oyuna yönetmen ve oyuncu olarak imzasını atmış.

.

60’lar Türkiye’sinden bu yana Türk Tiyatro Tarihine bir mihenk taşı olarak yerleşen Ankara Sanat Tiyatrosu, yüzlerce oyuncu, yazar, yönetmen, sahne tasarımcısı, sahne müzikçisi ve teknisyenini yetiştirmiş bir okul olmuş.

Kendi dönemi içinde, ödenekli ve ticari tiyatrolara karşı, ilerici gençlik ve deneme tiyatrolarının öncüsü olmuş.

.

Repertuar tiyatrosuna ve takım oyunculuğuna dayanan Ankara Sanat Tiyatrosu, çoğunlukla çağdaş dünya klasiklerine (Samuel Beckett, Brendan Behan, Armand Salacrou, Max Frisch, August Strindberg) yer verirken, özellikle bir ‘Brecht-GorkiTiyatrosu’ kimliği kazanmış;

Bu arada, çağdaş ulusal Türk Tiyatrosuna da büyük önem verdiği gibi, (Nazım Hikmet, Orhan Kemal, Cahit Atay, Turgut Özakman) yeni Türk oyun yazarları kuşağının yetişmesine de büyük katkı sağlamış.

.

(Sermet Çağan, İsmet Küntay, Güner Sümer, Bilgesu Erenus, Vasıf Öngören, Oktay Arayıcı) Ankara Sanat Tiyatrosu’nda Asaf Çiyiltepe, Güner Sümer, Genco Erkal, Ergin Orbey, Çetin Öner, Rutkay Aziz ve Yılmaz Onay gibi yönetmenlerin yanında, Osman Şengezer replika saat ve Yücel Tanyeri gibi sahne tasarımcıları ile Timur Selçuk gibi besteciler yer almış.

.

Kurulduğundan beri defalarca kez kapatılmalarla ve yasaklanmalarla mücadele eden tiyatro çalışanları, 1971-1972 sezonunda Bertolt Brecht’in yazdığı, Yılmaz Onay’ın yönettiği, “Hitler Rejiminin Korku ve Sefaleti” adlı oyunla, sıkıyönetim tarafından gözaltına alınmış.

.

Bununla beraber 1974-1975 sezonunda Maksim Gorki’nin aynı isimli romanından Bertolt Brecht’in oyunlaştırdığı “ANA” adlı oyunu Rutkay Aziz rejisi ile sahneleyen AST çalışanları, seyircisine ve Türkiye’ye yeni bir marş kazandırmış.

.

Seyirci oyundan çıkarken az önce sahnede öğrendiği 1 Mayıs Marşı’nı hep bir ağızdan söyleyerek toplumsal bilinci tiyatro sahnesinde de kazanabileceğini öğrenmiş.

.

Uğur Mumcu, Faruk Erem, Eşber Yağmurdereli, Yaşar Kemal, Turgut Özakman, Sabahattin Ali, Yılmaz Güney, Behrengi gibi yazarların oyunlarını oynamış bir sanat kurumu olan AST, 1973-1974 sezonundan bu yana kendi dünya görüşü ve oyunculuk anlayışına uygun olmak üzere 40 yıldır Geleneksel Amatör Tiyatro Kursu açarak hem kendi kadrosuna hem de Türk tiyatrosuna genç oyuncular yetiştiriyor.

.

Tiyatro, 1963 yılından beri toplam 161 oyun sahnelemiştir ve tam 60 yıldır ilerici, devrimci, öncü bir tiyatro olarak Türk ve Dünya tiyatrosundaki yerini korumakta.

.

Tüm sanatların anası olan, “Yaşama Sanatı”na hizmet etmek AST’ın kuruluşundan bu güne temel sanat anlayışı olmuş.

.

Ankara Sanat Tiyatrosu, politik tiyatro yapmanın tüm zorluklarına, yenidünya düzeninin yarattığı apolitik iklime, sanatı tümüyle boş eğlenceye indirgeyen “Kültür Piyasasına” karşı, toplumcu çizgisinden ve insanı merkezi alan kuruluş politikasından ödün vermeden, perdelerini açmaya devam ediyor…

.

Hatta geçtiğimiz Troia Festivalinde şehrimize gelerek “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü” adlı oyunu sahnelemişlerdi.

.

Dario Fo’nun yazdığı ve yönetmenliğini Hakan Güven’in yaptığı oyunda Mahir İpek, Mehmet Ulusoy, Yıldırım Şimşek, Çayan Karataş, Hazal Pekgöz, Boray İsabetli rol almışlardı.

.

Şimdi bunları neden yazdım?

.

Geçtiğimiz cumartesi günü tiyatro olarak Ankara Sanat Tiyatrosu’ndaydık.

Evet, yanlış okumadınız.

Biz Çanakkale Belediye Tiyatrosu olarak AST’ta “Karmakarışık” adlı oyunumuzu sergiledik.

.

Tiyatronun amatör oyunculara kapılarını açmasıyla başlayan projede bizim de yer almamız muhteşem bir şeydi.

.

Türk Tiyatro Dünyasının önemli isimlerinin sahne aldığı tiyatroda yer almak bizi fazlasıyla mutlu etti.

.

Çanakkale’mizi başarı ile temsil ettik.

Ayakta alkışlandık.

Çiçekler aldık.

.

Başka oyunlarımızı da oynamak üzere davet aldık.

.

Bu arada Ankara’ya gidilir de sevgili ATA’mız ziyaret edilmeden olur muydu?

Bizleri ziyadesiyle mutlu eden ziyaretimizi gerçekleştirdik.

Onun çizdiği yolda ilerlemek için bir kez daha huzurunda söz verdik…

 

SEÇİM BÜTÇESİ

12punto yazarlarından Prof. Dr. Duran Bülbül’ün yazı başlığını “2024 bütçesi, mali çöküş bütçesidir” şeklinde görünce ilgimi çekmedi değil.

.

Ekonomi konularını oldum olası sıkıcı bulurum.

Parayla, pulla işim olmadı, olamaz da.

Ancak vatanın geleceği söz konusu olunca mecburen ilgileniyorum.

.

Umarım sizler de bu başlığı görünce ilginizi çekmiştir.

.

Prof. Duran diyor ki:

“… Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne görüşülmesi için gönderilen bu bütçe teklifi, TBMM açısından etkisi olmayan ve bir yanıyla hükümsüz bir bütçedir.”

.

Buyurun buradan yakın.

Resmen skandal olabilecek bir iddia.

Neden böyle?

Açıklamış.

.

“… TBMM’nin bu bütçeyi onaylayıp onaylamamasının hiçbir anlamı ve önemi yoktur. Onaylamaz ise geçici bütçe uygulaması yürürlüğe girer.”

.

Sevgili profesörüm.

Bu bütçe hazırlanırken, imzalanırken, TBMM’ye sunulurken, TBMM’den alınırken kimse itiraz etmedi mi yani?

Sorun nerede?

.

“… Sorun; bütçeyi yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanının hazırlayıp yasama organına gönderiyor olması ve dolayısıyla bütçe hakkını Cumhurbaşkanı’nın kullanmasıdır.”

.

Tamam işte.

Bizde zaten sistem böyle.

.

Sayın Duran şöyle açıklıyor:

“… Oysa tüm demokratik parlamenter sistemlerde bütçe hakkını yasama organı kullanır. Bu nedenle yasama organının aslında yürütmeye bütçenin uygulanması açısından yetki devri yapması gerekirken bu durum ülkemizde ters işlemektedir.”

.

Devam ediyor açıklamasına:

“… Meclis’in mali çöküş, yüksek zam, yüksek vergi, yüksek borçlanma ve yüksek enflasyon bütçesi olan bu bütçenin sorumluluklarını üzerine almaması gerekir. TBMM’nin en önemli görevi bütçe hakkıdır. Bu hakkı kullanamayan bir meclisin kendini sorgulaması ve varlığını tartışması gerekir.”

.

Prof Duran tek tek açıklıyor bütçenin seçim bütçesi olduğunu.

Bakın ne diyor?

.

“…11 trilyonluk bir bütçeyi ancak en az 2,5 trilyon TL GSYH’si olan bir ülke kaldırabilir.”

.

“… 2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi gider toplamı 4,4 trilyon TL olarak hazırlanmıştır.

Bütçe gelirleri ise 3,8 trilyon TL olarak hazırlanmıştır.

Bu bütçe yetmediği için 1,1 trilyon TL ek bütçe yapılmıştır.  2023 yılı bütçesi 5,5 trilyon TL’ye yükseltilmiştir.”

.

“… 2024 yılı bütçesi %100 artırılarak 11 trilyon TL olmuştur. Sadece 4 kalemi 8 trilyon TL’dir. Faiz harcaması 1,2 trilyon, bütçe açığı 2,7 trilyon TL, cari transferler 1,3 trilyon TL personel harcaması 2,8 trilyon TL’dir.

Personel harcaması 2023 yılı için 960 milyar TL olarak öngörülmüştür. 2024 için %300 artırılmıştır.”

.

“… Enflasyon 2024 için %33 öngörülmüşse de bu bütçeyle enflasyon %150’nin üzerinde olur.

2024 yılı büyüme ancak %4 öngörülmüştür.

%4’lük büyüme yüksek enflasyonist dönemde küçülme ve yoksulluk getirir.”

.

“…

2023 yılı sonu için dolar kuru 23,88 TL olarak öngörülmüş ancak şu an dolar kuru 28’i geçmiş durumdadır.”

.

“… Sonuç olarak 2024 yılı bütçesi bir seçim bütçesidir. Seçim bitimimde ek bütçe kaçınılmaz olacaktır.”

.

Kısaca 2024’e hazır olun.

Ortalık duman olacak…