Adam kızına Barbie almak ister ve bir oyuncakçıya girer.
“Vitrindeki Barbie bebek kaç para?” diye sorar.
Satıcı: “Hangisi bayım?” dedikten sonra hepsini saymaya başlar:
-“Barbie Spora gidiyor 19.95 Dolar”
-“Barbie Alışverişte 19.95 Dolar”
-“Barbie Discoda 19.95 Dolar”
-“Barbie Plajda 19.95 Dolar”
-“Barbie Boşandı 265 Dolar”
Adam şaşırır.
-“Neden hepsi 19.95 de boşanmış olan 265 Dolar?”
Satıcı cevaplar:
-“Çok basit Boşanmış Barbie ile birlikte; Ken’in evini, arabasını, mobilyalarını da alıyorsunuz…”
 
MÜJDE!
Bütün gün işsiz güçsüz gezen adam, bir akşam hoplaya zıplaya neşe içinde eve gelmiş.
Karısı çok şaşırmış:
-“Hayrola kocacığım, çok sevinçlisin?”
-“Tabii sevinirim karıcığım! Sonunda iş buldum!..”
-“Ciddi misin? Nasıl bir iş?”
-“Bak böyle bir zamanda bundan güzel iş olamaz. Sabah 10’da başlıyor, akşamüstü 5’e kadar. Fazla mesai yok, hafta sonunda çalışmak yok ve haftada 600 $!..”
-“İnanılır gibi değil... Kocacığım bu gerçekten harika bir işe benziyor...”
-“Böyle düşüneceğini biliyorum hayatım... Pazartesi başlıyorsun!..”
 
DOĞUM GÜNÜ
Dört arkadaş barda muhabbete dalmıştır.
Derken içlerinden biri tuvalete gider ve geriye kalan üç arkadaş sohbetlerine devam eder.
Birinci adam oğlundan söz eder:
-“Benim oğlan araba yıkamakla işe başladı. Bir baltaya sap olamayacağından korkuyordum. Ama bir gün arabasını yıkadığı adamlardan biri ona iş teklif etmiş. Sonra iyi bir araba satıcısı oldu. Hatta o kadar iyi para kazandı ki geçenlerde bir arkadaşının doğum gününde ona Mercedes aldı...”
İkinci adam da mevzuya girer:
-“Benim oğlum biraz problemliydi. Büyük bir emlak şirketinde çalışırken inanılmaz bir iş kaptı. Ondan sonra ilerledi, acayip zengin oldu. Çalıştığı şirketi de satın aldı. Bir arkadaşının doğum gününde ona bir ev bile hediye etti…”
Diğerlerini dinleyen üçüncü adam da heyecanla söz alır.
-“Aynen benimki de öyle. İşe bir borsa şirketinde temizlik elemanı olarak başladı. Bir gün kendi kendine hesaplar yaparken patron tarafından fark edilince broker oldu. Büyük başarılarla inanılmaz bir servete sahip oldu. Üstelik de bir arkadaşının doğum gününde ona, milyon dolarlık hisse senedi armağan etti…”
Bu sırada dördüncü adam tuvaletten çıkmış ve sohbete katılmıştır.
Diğerleri ona çocuklarından bahsettiklerini söyleyince adam içini çekerek konuşmaya başlar:
-“Ehh ! Benim oğlumun bir hayal kırıklığı olduğunu itiraf etmeliyim. Doğru düzgün bir işte dikiş tutturamadı. Berber çıraklığı falan yaptı. Eroine bulaştı. Derken onun yoldan çıkmış olduğunu fark ettim. Meğerse eşcinselmiş! Çok çok üzüldüm. Bir sürü erkekle birlikte olduğunu duydum.”
Adam, gülümsemeye çalışarak konuşmasına devam eder;
-“Ama işe iyi tarafından bakmaya çalışıyorum. Geçen doğum gününde eşcinsel arkadaşları ona bir Mercedes, bir ev ve bir milyon dolarlık hisse senedi hediye etmişler…”
 
AYRIMCILIK MI?
İşe eleman almak için ilan veren bir fabrika sadece evli erkekleri kabul ediyormuş.
Buna dikkat eden bir kadın fabrikayı arayıp sormuş:
-“Niçin sadece evli erkekleri alıyorsunuz? Bu durum ayrımcılığa girmiyor mu? Nedir bu davranışınızın nedeni?”
Personel müdürü cevap vermiş:
-“Bizim yaptığımızın ayrımcılıkla alakası yok, biz sadece çalışanlarımızın her şeye itaat etmeyi, etrafta fazla dolaşmamayı, ağızlarını kapalı tutmayı ve de azarlandıklarında itaat etmeyi öğrenmiş kişiler olmalarını istiyoruz da ondan böyle bir ilan verdik!...”
 
AYNA
Bir grup erkek ve kadın, bir yazarın evinde toplanmış, sohbet ediyorlardı.
Misafirlerden biri, kadın ile ayna arasındaki farkın ne olduğunu sordu.
Kimse cevap veremeyince soruyu kendisi cevapladı;
-“Ayna, konuşmadan yansıtır. Kadın ise hiçbir şey yansıtmadan konuşur!”
Bunun üzerine bir hanım dayanamadı ve hemen atıldı;
-“Peki, ben size sorayım bu defa. Erkeklerle kristal ayna arasındaki fark nedir?”
Kimse cevap veremeyince kadın devam etti;
-“Ayna yontulmuştur!...”
 
KURBAĞA
Minik yaramaz, boynuna ip geçirdiği ölü bir kurbağayı çekiştire çekiştire yolda gidiyormuş.
Derken bir randevuevinin kapısına gelmiş. Kapıyı çalmış, şişko çirkin bir kadın açmış kapıyı.
Çocuk avazı çıktığı kadar bağırmış:
-“Buradaki kızlardan birini istiyorum! Param var ve istediğimi yapana kadar buradan gitmeyeceğim!..."
Kadın şaşırmış ama ‘para paradır’ demiş ve minik yaramazı içeri almış.
Çocuk kadınlara bakmış ve:
-“Burada bir Amber varmış… Onu istiyorum!...”
Kadın bunun üzerine;
-“Ama olmaz ki... Bak çocuk, bence sen..."
Çocuk onu dinlemeden avaz avaz bağırmaya başlamış;
-“Amber'i istiyorum!... Amber’i istiyorum!... Parası neyse vereceğim!...”
Kadın hala şaşkın halde,
-“İyi tamam yukarı çık, sağdaki ilk odaya git, bekle...” demiş.
Sonra kadın Amber'i odaya göndermiş.
10 dakika sonra çocuk merdivenlerden yine kurbağasını sürükleye sürükleye inmiş.
Kadına parasını vermiş.
Tam çıkacakken kadın dayanamamış seslenmiş;
-“Lafımı dinlemedin çocuk!.. Niye ille de onu istedin ki? O kızda hastalık vardı!...”
Çocuk cevap vermiş:
-“Onda hastalık olduğunu biliyorum, o yüzden onu istedim... Çünkü bu akşam annemle babam dışarıya yemeğe gidecekler. Ben de evde dadımla kalacağım... Onlar gittikten sonra dadım benimle seks yapmak isteyecek, çünkü küçük çocuklardan hoşlanıyor... Böylece burada kaptığım hastalığı ona geçirmiş olacağım... Annemle babam eve döndükleri zaman, babam dadımı evine götürecek... Orada da tabi ki her gece yaptığı gibi onunla olacak, hastalık ona da geçecek... Eve döndüğü zaman da annemle olacak, böylece o anneme hastalığı geçirecek... Sonra sabah babam işe gidecek. Sütçü süt bırakmaya gelecek. Annem de onu eve alacak ve onunla beraber olacak. Hastalık ona da geçecek ve çok da iyi olacak... Çünkü o herif benim kurbağamın üstüne bastı ve öldürdü!...”
 
ŞEKERCİ DÜKKANI
Adam karısıyla alışveriş merkezinde gezerken, yanlarından sürekli fıstık gibi kızlar geçiyormuş.
Adam karısına çaktırmadan baktığını sansa da, kadın en sonunda adamın sürekli kızları kesmesine dayanamamış, başlamış söylenmeye;
-“Aşkolsun sana. Hiç yanımda karım da var demiyorsun, bıraksam kızların içine düşüvereceksin!... Aynı şekerci dükkanına girmiş bir çocuk gibisin!...”
Adam gülmüş:
-“Olur mu hayatım? Ben evli bir adamım, yani şekerci dükkanına girmiş bir şeker hastası gibiyim!...”
 
NEREDE?
Kadın kocasına;
-“Araba çalışmıyor şekerim"
-“Neden?”
-“Karbüratöründe su var, belki onun için...”
-“Karbüratörde suyun işi ne karıcığım? Başka sebepten çalışmıyordur.”
-“Hayır karbüratörde su var...”
-“Ver şu anahtarları gidip bakayım... Nerede otomobil?”
-“Göldeee!..”
 
HAKLISIN
Genç kadın iş bulmak için hiçbir çaba harcamayan kocasına çok kızıyordu.
Ama kocasının umurunda bile değildi.
Kadın bir gün nihayet “Daha fazla dayanamayacağım... Utanç içindeyim!...” diyerek patladı,
-“... kiramızı babam, mutfak masraflarımızı annem karşılıyor. Bizi kız kardeşim giydiriyor, arabamızın masraflarını da halam karşılıyor.”
Adam yattığı yerden karısına
-“Bence de utanmakta haklısın hayatım. İki erkek kardeşinden yıllardır hiçbir şey göremedik!...”