20 yıldır iktidardalar.
Ve hala oy istiyorlar.
Gerekçeleri;
Muhalefetin hiçbir şey yapmadığı…
.
Ayrıca muhalefeti HDP ortaklığı ve PKK ile suçluyorlar.
.
20 yılı geriye doğru bir devirsek karşımıza neler çıkacak neler?
.
Ülkenin geldiği son durum ortada.
Binlerce sebebi var ama kesinlikle muhalefetin suçu değil.
Zaten olamaz da.
.
Belki onları “Yeterince muhalefet yapmadıkları için” suçlayabiliriz…
.
Çanakkale’mizin yüz akı Tekel Şarap ve Kanyak Fabrikası vardı.
1960’lı yıllardan beri faaliyet gösteren.
.
Aynı zamanda ülkemizin tek Kanyak fabrikası olup, uluslararası ödülleri ile meşhurdu.
.
ANAP zamanında Mustafa Ersümer girişimleri ile ikinci fabrikası şuanda AVM’nin bulunduğu yerde kuruldu ve DYP zamanında bitirilip çalışmaya başladı.
.
Son teknoloji ile donatılan fabrikaya devasa bakır damıtma tesis kuruldu.
.
Fransa’nın Bolonya Bölgesinde yetişen meşe ağaçlarından yapılmış özel fıçılar getirtildi.
Tanesi bilmem kaç dolardı.
.
Şişeleme tesisi göz kamaştırıyordu.
.
Sahip olduğu arıtma çok donanımlıydı.
Aerobik arıtmasının yanında yer alan Anaeroboik arıtması sırasında meydana gelen metan gazı ile mevcut tesisin kalorifer tesisi çalıştırılıyordu.
Bedava yakıttı yani.
.
Sonra ne oldu?
.
Bu iktidar Tekel’i özelleştirme kararı aldı.
İşçiler yollara düştü.
Cumhuriyet tarihinin belki de en büyük itirazı yükseldi.
Ama nafile.
İktidara para lazımdı.
Hani şimdilerde “Köprü yaptık, yol yaptık” diye övünüyorlar ya, işte o özelleştirdikleri devlete ait fabrika ve kuru paralarıyla yaptılar… Onu da beceremediler milyonlarca dolar borçlandılar…”
.
“Dediğim dedik, çaldığım düdük” dercesine Tekel’i çatır, çatır sattılar…
.
 
.
Sandığa oy kullanmaya giderken bu yazıyı da dikkatlice okuyun…
.
TEKEL kuruluşun ticari şirket olarak adı: Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri A.Ş.
.
Tekel, Avrupa'nın en büyük 30 Alkollü Alkolsüz İçki Üreten Firmasından biriydi.
.
Tekel'in bünyesinde;
31 Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü,
7 Sigara Fabrikası,
19 Alkollü İçki Üretim Fabrika ve İmalathanesi,
82 Başmüdürlük,
11 Tuz İşletmesi ve
1 Jüt İpliği Fabrikası vardı.
.
“Tekel’de o zamanlar 29 bin 273 kişi çalışıyordu!”
.
“Tekel ürünü olan “Yeni Rakı”, dünyada en çok satılan yüksek alkollü içkiler sıralamasında 24. sırada yer alıyordu!”
.
“Tekel, 71 markanın üretimini ve
190 markanın satışını yapıyordu…”
.
“Tekel, 2002 yılında, Gayri Safi Ulusal Gelir'e, 2 katrilyon 900 trilyon katma değer sağlamıştı.”
.
“Tekel, 2001 yılı sonuçlarına göre, Türkiye'de 500 Büyük Firma arasında, üretimden satışlar sıralamasında 8. sırada, kâr sıralamasında ise 5. sırada bulunmaktaydı.”
.
“Tekel, 2002 yılı sonuçlarına göre, Türkiye'de 500 büyük firma arasında, 1 katrilyon 215 trilyon 645 milyon lira net satışla 9. sırada, 318 trilyon 632 milyar lira net kârla 4. sırada yer almaktaydı…”
.
“Tekel, tuz piyasasının yüzde 100’üne, alkollü içkiler piyasasının yüzde 93,5’una, sigara piyasasının da yüzde 58’ine sahipti…”
.
“Tekel'in üç yılda ihracattan sağladığı gelir şöyleydi:
2000 Yılı: 7 milyon 256 bin 210 dolar,
2001 Yılı: 7 milyon 888 bin 241 dolar,
2002 Yılı: 8 milyon 203 bir 313 dolar...”
 .
“Tekel'in Sermayesi:300 trilyon lira.
Tekel'in hisselerinin yüzde 100’ü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nindi.”
.
Sonra ne oldu?
Mevcut iktidar bu TEKEL’i özelleştirme kapsamında sattı.
.
Özelleştirme nedir?
.
Basit anlatımı şudur:
“Sizin 100 lira borcunuz var ve buna yılda yüzde elli faiz veriyorsunuz diyelim. Ancak 100 liralık da malınız var. Yapacağınız en akıllı iş malınızı satıp borcu kapatmak ve faiz sarmalından kurtulmak.”
.
Özal zamanından başlayarak Devletin malları tek tek satılmaya başladı.
Muhalefetin Tekel için, “Satamazsınız, sattırmam” söylemlerine karşılık zamanın Maliye bakanı Kemal Unakıtan, “Babalar gibi satarız” demişti.
.
DSP-MHP-ANAP hükümeti IMF ile imzaladıkları 18. Niyet Mektubu’nda, “TEKEL’in 2003 yılına kadar özelleştirileceğine” söz verdiler ve Tekel,5 Şubat 2001 tarihinde özelleştirme kapsamına alındı.
.
Böylece özelleştirme mevcut iktidara nasip oldu ve TEKEL’in alkollü içki bölümü 17 fabrika, hammadde, stok ve varlıklarıyla, 2004 yılında 292 milyon dolara (Nurol-Limak-Özaltın-Tütsab ortak girişim grubu) MEY İçki Sanayi ve Ticaret AŞ’ye satıldı!
.
MEY İçki de iki yıl sonra 2006 yılında bu kez 810 milyon dolara ABD’de kurulu bir ortak gruba (Texas Pacific Group) satıldı.
·
2011 yılında, bu kez Amerikalılar satışa çıktı ve MEY İçki, 2 milyar 100 milyon dolara, Dünyaca ünlü, içkide dünya devi olarak tanınan İngiliz DİAGEO Şirketine satıldı.
.
Kısaca bakarsak;
Devletin 292 milyon dolara sattığı Tekel, 2011 yılında 2 milyar 100 milyon liraya satıldı.
.
Peki, özelleştirmeden gelen paralarla bizim borcumuz bitti mi?
.
Ona da bakalım.
AKP dönemi dış borç:
2002’de borç: 131,9 milyar dolar.
2022’de borç: 442.9 milyar dolar.
.
20 senede artış yüzde 236.
.
2002’de kişi başına dış borç 2025 dolar iken, 2022’de kişi başına düşen borç miktarı 5208 dolara çıkmış gözüküyor.
.
Bu tabloya göre yapılan onca özelleştirmeye rağmen borçlarda bir düşüş yaşanmamış.
.
Kısaca:
Şu anda AVM’ye gidip alışveriş yaparak Tüketim Ekonomisine katkı sağladığımız yerde, Üretim Ekonomisine katkı yapan Tekel Kanyak Fabrikası vardı.
.
Borçlarımız azalsın diye fedakârlık yapıp sattık.
Sonuç;
Borçlar 3 katına çıktı.
.
Aziz Nesin’in meşhur bir hikâyesi vardır.
Kısaca yazmak istiyorum:
Maraba (tarla işçisi) ile ağa, ağanın yaylı arabasında tıngır mıngır kasabaya pazara gidiyorlar.
Yolun yarısında, arabayı çeken hayvan patır kütür yola pisliyor.
Muzip Ağa marabasının arabada gözü olduğunu biliyor.
Hem marabayı küçük düşürmek hem de eğlenmek için:
-“Üle Memo! Şu b.ku yersen, arabayı sana verecem” diyor.
Maraba bir an düşünüyor, kararını veriyor, koşumları ağaya uzatıp arabadan iniyor ve taze at pisliğini yiyor.
-“Tamam”, diyor ağa “araba senindir…” Marabanın midesi dönmüş, gururu çiğnenmiş, kendinden iğreniyor.
Ağa ise bir dakikalık bir eğlence uğruna arabasından olduğuna pişman, kendi budalalığına yanıyor.
Dönüş yolunda ikisinin de ağzını bıçak açmıyor, ikisi de kurdukça kuruyorlar.
Tam marabanın pislik yediği noktaya geldiklerinde ağa dayanamıyor;
-“Üle Memo! Bir halt ettim, şaka uğruna araba elden gitti, b.k yemenin ederini vereyim, arabayı geri alayım.”
Memo’nun genzinde, ağzında, yüreğinde, öfkesinde hâlâ pislik tadı var.
-“Olur Ağam” diyor, “Olur ama bir şartla: sen de aha şu kalan kurumuş b.kları yiyeceksin ki ödeşelim.”
Ağanın gözü kararmış, iniyor bir miktar pislik de o yiyor ve arabayı geri alıyor…
Çiftliğe yaklaşırlarken, Memo düşünceli ve kederli bir şekilde Ağasına soruyor:
-“Ağam, araba giderken de senindi dönerken de senin, peki biz bu kadar b.ku neden yedik?”
.
O kadar özelleştirme yapıldı.
Cumhuriyet eserleri olan yüzlerce fabrika, yüzlerce tesis satıldı.
İşçiler işsiz kaldı.
Devlet gelirleri tükendi.
Borçlar azalacağına daha da arttı…
.
Şimdi soruyorum:
Biz bu özelleştirmeleri neden yaptık?