Öteden beri liyakatin önemini bilmeyen kalmadı. Kamu yönetiminin ciddiyetinin ne kadar önemli olduğunu, hemen herkes gördü. Bilginin kıymetini hiçe sayan zihniyet duvara tosladı.

Kızılay, AFAD, AKUD, UMKE gibi güzide kurumları olan memleket depreme müdahalede çok geç kaldı. Organize olamadı ne yazık ki.
Bütün milletin içi üşüdü, nefes alamadı. Bu kadar güçlü teknolojinin bulunduğu memlekette seferberlik ilan edilemedi.
Kamu kurum ve kuruluşları salahiyet sahibi olamadıkları için, talimata dayalı bir iş akışı geleneğine bağlı olarak yukarıdan talimat beklediler. Oysa bu topraklar şiddeti ve yıkıcılık düzeyi en yüksek depremle karşılaştı. Bir dakikanın bile önemi varken, müdahalede çok geç kalındı.
Müdahale demek sadece yıkılan binalara müdahale anlamına gelmiyor elbette. Öncelikli olarak mutlaka yıkıklara girmek gerekiyordu. Aynı zamanda deprem bölgesinde bütün vatandaşların can güvenliğinin mal güvenliğini de tesis etmek gerekiyordu. Güvenlik güçleri çalışmaları kolaylaştırmak için bütün bölgeleri kontrol altına almalıydı.
Organize olmak için öncelikle envanterin çıkarılması gerekiyordu. Çok değil 50 bin asker, polis ve devlet memuru depremden kısa bir süre sonra tüm cadde, sokak ve binaların başına dikilebilirdi. Deprem bölgesinde yaşayan kamu personeli depremden zarar gördü. Evi yıkıldı, canından, canlarından oldu. Komşu illerde görev yapan bütün kamu görevlileri deprem alanına sevk edilebilirdi. İletişim telsiz sistemleriyle organize edilirdi. Sabah sekizde memlekette ne kadar iş makinesi varsa yola çıkarılır 24 saat içinde uzmanlarla göçüklere girilebilirdi.
Keşke demenin telafisi yok. Ancak bu topraklar depremle yaşıyor. Müdahalenin klasik hale gelmesi gerekiyor.
Neden geç kalındı sorusunun cevabının mutlaka bulunması gerekiyor. Aksi halde gelecekte yaşanacak deprem ve deprem dışındaki felaketlerde yaşanacak kayıpları azaltmanın imkânı bulunmuyor.
Bugün güzide operasyon kurumları olarak nitelendirdiğimiz organizasyonların ehil ellerde ve gönüllülerde olması gerekiyor. Sülalesini maaşlı yapan insanların elinde olan bir operasyon kurumu ne halktan destek alabilir nede halka güven verebilir.
Devleti yönetenler kapısına gelen yandaşlara illa ki maaşlı bir kapı bulmak zorunda değil. Hele hele böyle hayati öneme sahip kurumlarda etkisiz elemanların temizlik görevlisi bile yapılaması sakıncalıdır. Çünkü temizlik görevlisinin dahi operasyon bilgisine sahip olması gerekir.
Kamu idaresi sınıfta kalmaya devam ediyor. Depremin hemen sonrasında yaşanan yavaşlık can kayıplarını artıracak nitelikteydi. Bunu herkesin kabul etmesi gerekiyor. Evet çok şiddetliydi. Evet çok geniş alanı etkilemişti. Ama bu kadar biçare kalınacak bir durum yoktu.
Evet yerkabuğu kalp krizi geçirdi. Eşi benzeri olmayan sarsıntılara ve yıkımlara neden oldu. Kepçe, ekskavatör, vinç ve benzeri operasyon araçları bugün verilen bilgilerden eksik mi? Elbette hayır. Yıkık bina başına iki makine yirmi personel dikilebilecek gücü ve yeteneği var bu memleketin.
Birilerini suçlayıp, milletin iletişim araçlarını, en çok lazım olduğu dönemde kısıtlamanın gereği yok. Görevini yapamayanı alıp ehline vermek kadar kolay ne olabilir ki.