Geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul İstiklal Caddesinde meydana gelen bombalı eylemde 6 masum insanımız yaşamını yitirdi.

Teröristin Afrin’den kaçak yollardan memlekete geldiği tespit edildi. Bu ilk değildi.
20 Temmuz 2015'te yerel saatte 12:00 civarında Şanlıurfa ilinin Suruç ilçesinde düzenlenen bombalı intihar saldırısında, saldırgan dahil 34 kişi öldü, 100'den fazla kişi yaralandı. Canlı bomba işid militanı çıktı.
10 Ekim 2015'te Türkiye'nin başkenti Ankara'da yerel saatle 10:04'te Ankara Merkez Tren Garı önünde iki bomba patlatıldı. 109 sivilin hayatını kaybettiği saldırı, Türkiye tarihinin en kanlı terör saldırısı olarak 2013 yılındaki Reyhanlı bombalı saldırılarını geride bıraktı. Saldırıda 500 kişi yaralandı.
12 Ocak 2016'da İstanbul'un Fatih ilçesindeki Sultanahmet meydanında, IŞİD militanı Suriye kökenli 28 yaşındaki Nebil Fadli'nin, turist kafilesinin arasına girerek üzerindeki bombayı infilak ettirmesiyle gerçekleşen intihar saldırısında 13 masum insan hayatını yitirdi.
13 Mart 2016'da yerel saatle 18:45'te Güvenpark, Kızılay’da otobüs duraklarına yakın bir mesafede gerçekleşen, 2'si saldırgan olmak üzere toplam 38 kişinin hayatını kaybettiği bombalı intihar saldırısında 19'u ağır 125 kişi yaralandı. Saldırıyı tak üstlendi.
28 Haziran 2016'da yerel saatte 21.22'de İstanbul'un Bakırköy ilçesindeki Atatürk Havalimanı'nda gerçekleştirilen silahlı ve bombalı intihar saldırısında 45 masum insan hayatını kaybetti. Saldırıda 236 kişi yaralandı.
20 Ağustos 2016'da yerel saatte 22.50 sularında Türkiye'nin Gaziantep ilinin Şahinbey ilçesinde bir sokak düğünü sırasında düzenlenen bombalı saldırıda 59 kişi öldü, 90'ın üzerinde kişi yaralandı. Şüpheli işid militanı olabilir dendi.
10 Aralık 2016'da yerel saatte 22:29 sıralarında İstanbul'un Beşiktaş ilçesindeki Vodafone Park yakınında ve Maçka Demokrasi Parkı içinde gerçekleştirilen iki ayrı bombalı intihar saldırısında 39 emniyet personeli ve 7 sivil vatandaşımız hayatını kaybetti. Saldırıyı tak üstlendi.
2011 yılında Suriye’de iç savaş çıktığında, devlet yetkililerinin o zamanki tabirleriyle Esad’ın iki haftalık ömrü kalmıştı. Fetöcü çakma uzmanlar, televizyon televizyon gezip Arap Baharının, Araplara demokrasi getirdiğini anlatıyorlardı. Hiçbir şeyden anlamadıkları ortaya çıktı. Bunlara inanan devletin yöneticileri de ne yazık ki memleketi yol geçen hanına çevirdi. Esad’a hiçbir şey olmadı. Olan memlekete, memleketin masum vatandaşlarına oldu.
Muhalefet sığınmacıların gönderilmesi gerekiyor dedikçe, iktidar sahipleri acındırmak suretiyle, hatta daha ileri giderek Suriyeliler olmasa sanayi eleman bulamaz gibi politikalarla sürekli mülteci sorununu ötelediler. Sınırda güvenli bölge yapılacaktı o da olmadı. Sınırlar kevgire döndü.
Eline çıkınını bohçasını alan memlekete yürüyor. Sadece Suriyeli geçse iyi. Denizde botların ve balıkçı teknelerinin içinde yakalanan düzensiz göçmenler dünyanın dört bir tarafından çıkıyor. İstanbul’da yüz binlerce ne idüğü belirsiz insan var. Güney illerimiz ha keza.
Sadece 2016 yılında 16 saldırıda 318 masum insan yaşamını yitirdi. Tam 11 senedir sokaklarda güven yok.
Demokrasinin ve adaletin güçlü olduğu ülkelerde birinin burnu kanasa bakan istifa eder. Mesuliyet duygusu vardır garibin.