Yandaş medyaya kalırsa Avrupa batıyor. Dünyanın en güçlü ülkelerinde millet gıda kuyruklarına giriyor. Açlık kol geziyor. Para tinne. Cep delik cepken delik misali millet açlıktan kırılıyor.

Milletimiz keyif mi alıyor, yoksa aklıyla dalga mı geçiliyor farkında değil. Gidip görmediği memleketler.
Algı yönetimi kavramı içinde değerlendirilen o kadar çok operasyon var ki hangi birine bakılacak belli değil.
Bir yandan istatistik kurumu batık ekonomiyi allayıp pullayıp duruyor. Yandaş kanallar da şişirip duruyor. Oysa memleket hazır yemenin bedelini ödüyor. Avrupa’ya bakıp şükretmenin bir faydasının olmadığı da gün gibi ortada.
Almanya elektrik kesintilerine gitmeye başlamış. Ne güzel. Enerjide doğalgaz kesintilerinin, Rusya’nın yaptırım uygulamalarının hiçbir öneminin olmadığını gösteriyor. Kömür ve petrol tüketimini azaltıyor. Çevreci, küresel ısınmayı önleyici tedbirler alıyor. Almanya son 10 yıldır dünyanın en fazla ihracat fazlası olan ülkesi. Yıllık dış ticaret fazlası 300 milyar doların üzerinde seyrediyor. Türkiye’nin dış ticaret açığı 60 milyar doların altına düşmüyor. Halimize şükredelim öyle mi? Salgın döneminde tek bir çalışanı açıkta kalmayan, maaşı tıkır tıkır devlet tarafından ödenen memleket mi batacakmış? Hem de Türkiye batmadan. Olsa olsa bu haberler milletin aklıyla dalga geçmek anlamına gelir.
Yine yandaşların birinde yemek kuyruğu vardı. Trt, akşam, sabah gibi yalan haber yapma şampiyonları İtalya’da bir vakıf tarafından dağıtılan yemek ikramındaki kuyruğu gıda krizi olarak vermeleri abesle iştigalden başka bir şey değildi. İtalya’nın dünyaya ihraç ettiği 100’den fazla araba ve traktör markası var. Dış ticaret açığı neredeyse yok. Kişi başına düşen milli gelir Türkiye’nin dört beş katı. Bu memlekette mi gıda krizi olacakmış.
Malum iktidar partisinin dama taşlarından birisi Fransa’da enflasyonunu %7’ye çıkmasıyla 150 avroya dolan filenin 750 avroya dolduğunu, Fransız halkının per perişan olduğunu anlatmıştı.
Millete halinize şükredin biz iyiyiz diye yutturmacalar artık kar etmiyor. Millet aldığı kredileri başka bir krediyle kapatmaya çalışıyor. Milletin kredi borcu 1.5 trilyon liraya doğru gidiyor. Geri ödemelerde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Asgari limitini kapatabilen nefes alıyor.
İktidara yakın olanlar sokaktaki sıkıntıyı yaşamıyorlar elbette. Seçim meydanlarında taraflar abat olacak denmişti zaten. Malum yandaşlara, bedelinin beş ila on katına yollar, köprüler, uçak uçmayan havaalanları, hastaneler yaptırıldı. Paraları tıkır tıkır ödeniyor.
Avro TL karşısında değer kazanıyor mu? Elbette. Bir yılda üç katına yakın değer kazandı. Diğer bir deyişle yandaş medyanın batıyor dediği Avrupa’nın parası, Türk Lirası karşısında üç kat değer kazandı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları 7 liraya aldığı mazotu 27 liraya alıyor şimdi. Kim battı acaba?