Blue Origin, SpaceX ve Virgin Galactic gibi yabancı şirketler “Uzaya turist” götürmek için kolları sıvadı.

Blue Origin, SpaceX ve Virgin Galactic gibi yabancı şirketler “Uzaya turist” götürmek için kolları sıvadı.
Milyon dolarlarımızı alıp, uzay aracı ile atmosfer dışına çıkarıp, iki tur attırdıktan sonra geri getirecekler, bizler de “Uzaya gittik” diye sevinip duracağız.
.
Bir başka şirket ise “Ay’a indirmeyi hedefliyor.”
Yine uzay aracıyla götürüp Ay yüzeyine bırakacak ve “Arkadaşlar saat 18.00’de burada olun, aracımız kalkacak” diye anons edecekler.
.
“Ay’a bizimle uçun, öğle yemeği bizden” şeklindeki pazarlamalarda elinize iki tane hap verilecek “Bir tanesi çorba, diğeri antrikot haşlama” şeklinde.
.
Elbette güzel şeyler ama bir de bunun perde arkası var.
Ya yolculuk sırasında bir kaza olur ve biz ölürsek ne olur?
.
Öyle ya her şeyi düşünmek lazım.
.
Ben sizin yerinize araştırdım merak etmeyin.
Önce dünyadaki ölümlerde ne oluyor ona bakalım.
1247 tarihinde Song Ci, bu süreci şöyle yazmış:
Önce kan akışı durur ve yer çekiminin bir sonucu olarak kan birikir ve cildin rengi mor-kırmızı renklere dönüşürmüş.
Daha sonra vücut soğur (algor mortis) ve kas liflerinde kontrolsüz kalsiyum birikmesi nedeniyle kaslar sertleşir (rigor mortis). Ardından enzimler hücre duvarlarını parçalarmış.
Bununla birlikte, bağırsaklarımızdaki bakteriler tüm vücuda yayılarak yumuşak dokulara hasar verir, vücut şişmeye ve ilerleyen saatlerde çürümeye ve kokmaya başlarmış.
Bu ayrışma süreçleri bedenimizin içsel süreci iken sıcaklık, diğer canlıların varlığı, cesedin gömülmesi, yanması veya mumyalanması gibi faktörler ayrışma sürecini etkilermiş.
.
Şimdi, gelelim uzayda ölüme…
Uzay giysisi içindeki vücudumuzda “Rigor mortis” meydana gelecekmiş.
Çünkü kasların sertleşmesini etkileyecek faktörleri durdurabilecek bir neden bulunmuyormuş.
Bu arada, rigor mortis, ölümden yaklaşık 36 saat sonra ortadan kalkarmış.
.
Uzayda ölmemiz halinde bağırsaktaki bakteriler yine de yumuşak dokularımıza hasar verirmiş. Bu da çürümeye, kokmaya ve salınan gazın vücudu şişirmesine neden oluyormuş. Ancak bu bakterilerin düzgün çalışması için oksijene ihtiyacı olduğundan sınırlı hava kaynakları süreci önemli ölçüde yavaşlatırmış.
.
Aşırı kuruluk gibi mikrobiyal eylemi engelleyen başka gezegen ortamları yumuşak dokunun korunma ihtimalini artırır, yani çürümeyi yavaşlatırmış.
.
Peki diğer gezegenlerde ölürsek ne olur?
Mars‘ın kuru çöl benzeri koşulları bedenimizi etkileyebilirmiş.
Çünkü yumuşak dokuların kuruması ve belki de rüzgârın savurduğu tortunun iskeleti aşındırıp zarar verme ihtimali varmış.
Ayrıca Dünya’dan farklı olarak diğer gezegenlerde güneş ışığı cildimizde ciddi hasarlara yol açarmış.
.
Eğer bir gün diğer gezegenlerde üs kurarsak cenaze yöntemleri bulmamız gerekebilirmiş.
.
İnternette bulduğum yazı böyle diyor.
Ben onların yalancısıyım…