Birileri “Erken seçim” mi dedi? İnanmayın.

Birileri “Erken seçim” mi dedi?
İnanmayın.
Şu halde hiçbir partinin erken seçime gitmeye ne hali, ne mecali ne de vakti var.
.
“Olur mu yahu? Erken seçim olsa iktidar değişir” diye iddia edenleriniz olabilir.
.
Ama benim gibi:
“Bir şey değişmez merak etmeyin” diyenler de…
.
Öncelikle çok fazla dalmadan tarihe şöyle bir göz gezdirelim…
.
Tarih:
24 Haziran 2018 erken seçiminin hemen öncesi.
Muhalefet “Erken seçim” diye tutturdu.
“İlle de seçim olsun” şeklinde sürekli olarak gündemi meşgul etmeye başladı.
.
O tarihte MHP ile AKP birbirine düşmandı.
.
Nasıl mı?
.
Misal:
Bahçeli, “Bu ülkede her vatan evlâdı Cumhurbaşkanı olur; bir tek Erdoğan olamaz” diyor muydu? (Şimdi ise 2023 Cumhurbaşkanı adayımız Erdoğan’dır diyor o başka)
Evet.
.
Erdoğan: “Kandan beslenen kafatasçı, zürriyetsiz” diye cevap verdi mi?
Evet.
.
Bahçeli, “Hesap sormazsam namussuzum” demiyor muydu?
Evet.
.
Sonra ne oldu?
MHP, İYİ Parti’ye bölününce AKP ve MHP birbirlerine muhtaç hale geldiler ve o sözleri unutarak kolkola girip yola devam etme kararı aldılar.
.
“Derken sabah oluverdi erken” ve erken seçime “Anayasaya aykırı” diyerek karşı çıkan Erdoğan ve Bahçeli, birden bire fikir değiştirerek “Erken seçime gidilmesi gerektiğini” seslendiren Bahçeli ile arkasından “Bize uygundur” diyen Erdoğan beraber seçim kararını alıverdiler.
Ve
2018 erken seçimleri yapıldı.
.
Bugün mü?
.
Aynı senaryo.
.
Muhalefet, “Erken seçim” diyerek yırtıyor ortalığı.
.
“İktidar ortağı görünümlü muhalefet partisi lideri” Bahçeli ne diyor:
“Erken seçim isteği sipariş ve hezeyandır. Terazi var, tartı var; her şeyin bir vakti var. Seçim 2023’te yapılacaktır.”
.
Peşinden ekliyor:
“Adayımız Erdoğan’dır.”
.
Sizler:
Bu söylenenlere sakın inanmayın.
.
Çünkü,
Öncelikle, “Oy kaybeden ana muhalefetin ve mevcut iktidarın” erken seçime gitmeleri gibi bir durum mevzu bahis değildir.
.
Ayrıca,
Şu anda yeni seçim kanunu ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır. (Sebebi mevcut kanun ile erken seçim yapılması halinde Erdoğan’ın 3. kez seçilmesi imkânsız.) “Bu yeni kanun iktidar lehine işlemediği sürece” erken seçim filan olmaz.
.
Şimdi bazılarınız bana şunu da diyebilir:
“Sürekli iktidarı eleştiriyorsun da, muhalefete bir şey demiyorsun. Hâlbuki CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturduktan bir süre sonra gazetecilere ‘Koltukta oturmanın kriterini’ açıklayan Kılıçdaroğlu şunu dememiş miydi?
‘Oylarınızda anlamlı bir artış yoksa seçimde başarılı sayılamazsınız.’
9 seçim kaybeden parti başkanından hiç bahsetmiyorsun?”
.
Haklısınız.
Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
.
Gündemi meşgul ederek sürekli,
“Erken seçim” olsun diyen Kılıçdaroğlu’na
Ve
“Ne erken seçimi? Kabile devleti miyiz? Sandık Haziran 2023’te.” diyen Erdoğan’a pek aldırmayın.
.
Siz işinizi kış tutun,
Yaz çıkarsa bahtınıza…
.
Gelelim yazımızın sonunu bağlayacağımız bu günkü hikâyemize:
Eskiden İstanbul’da Eminönü-Karaköy arasında yolcu taşıyan kayıkçılar, müşteri beklerken kendi aralarında kavgaya tutuşurlarmış.
Durup dururken çıkan kavgada sesler yükselir, kürekler havaya kalkar, sağa sola savrulurmuş. Kavga çıkınca etraflarında toplanan halktan bazılarının kafasına kürekler iner, ama kürekler ne hikmet ise kavga eden kürekçilerin hiçbirinin başına değmezmiş.
Kayık, yapısı gereği suyun içinde bir sağa bir sola sallanır durur, gerçek anlamda kavga edilmezmiş.
Kayıkçılar suya düşmemek için kavga ettiği kişiyi kuvvetlice itelemez, kibar kibar dürterlermiş.
Kayıkçılar çok sinirli bir görüntü vermelerine rağmen komik bir görüntü ortaya koyarlarmış.
Yani “kavga etmek bahanesi ile seyircilerin kafasına kürek vurmakmış amaç.”
.
Bu kavga daha sonra denizden karaya taşınmış.
Yankesiciler, cami önünde kayıkçıların kavgasına benzer düzmece kavgalar ile “Halkı çevrelerine toplayıp soymayı” adet edinmişler.
“Kavga varmış gibi” bir görüntü olmasına rağmen kayıkçıların sonunda herhangi bir zarar görmediği, ancak “İzleyenlerin ara sıra kafasına kürek yediği”,
Denizden karaya taşındığında da kavgayı izlerken “Halkın yankesiciler tarafından soyulduğu” bir faaliyet olarak tarihe geçmiş.
İşte buna tarihte:
“Kayıkçı kavgası” denmiş...
.
Efendim:
Esen kalın,
Rahat olun…