Yaşantımızda sık sık kullandığımız ve “Pembesi”, “Beyazı”, “Katmerlisi” ve “Kuyruklusu” bile yaratılmış “Yalan” olgusu çok kötü. .

Yaşantımızda sık sık kullandığımız ve “Pembesi”,
“Beyazı”,
“Katmerlisi” ve
“Kuyruklusu” bile yaratılmış
“Yalan” olgusu çok kötü.
.
Yalanın TDK karşılığı şu:
“Doğru olmayan, gerçeğe uymayan söz”
.
Argosu çok:
“Kıtır kesmek”,
“Palavra atmak”,
“Uydurmak”,
“Sallamak”,
“İşkembeden atmak”,
“Mantar atmak”,
“Maval okumak”,
“Şorolap”,
“Traş kesmek”,
.
Ben hep merak ederdim: “Tarihte acaba yalanı kim söyledi?”
.
Takıldım bir kere bulmam lazımdı.
“Net” bir şey yok tabi.
Ancak:
İlk konuşulmaya başlanıldığı zaman, “Korkudan” söylenildiğine inanıyorum.
.
Misal ben küçükken annem:
-“Buzdolabındaki karpuzu kim yedi” diye sorduğunda:
-“Bilmiyorum” diyerek anlık tepkisini geçiştirmiştim.
.
Veya ekmek aldıktan sonra artan parayla dondurma aldıktan sonra eve gidip:
-“Parayı düşürdüm” şeklindeki “Pembe yalanım” tarihe geçebilirdi.
Annemin bu olaydan sonra bana söylediği pembe yalanın da hatırı sayılır:
“Gel bak, vallahi dövmeyeceğim…”
.
İlk insanlarda kabile reisinin:
-“Dün toplu halde avda vurduğumuz ve mağaranın arkasında duran dinozor etini kim yedi?” şeklindeki sorusuna, kabilenin en zayıfının kafasına yiyeceği taşın korkusundan
-“Ben yemedim” veya
-“Ben görmedim” şeklindeki “Yalan” cevabı tarihteki ilk yalan olabilir.
.
Yalan üzerine:
Şarkılar,
Şiirler,
Metinler,
Oyunlar yazılmış ve bestelenmiştir.
Sanat içinde oldukça sık değerlendirilmiştir.
.
Dünyanın kökü yalan.
Bugün varız, yarın yokuz.
Zira:
Öldükten sonra bir müddet hatırlayan olur sonra?
Yalan olur gidersiniz…
.
Aleyna Tilki’nin “Yalan” adlı şarkısında dediği gibi:
“Beni sevdikleri, söyledikleri,
İnanma her şey yalan.
Hani masallarda anlatır ya,
İnanma kandırmaca yalan…”
.
Yalan sevmeyenler de vardır.
Misal Şair Eşref “Yalan” için şöyle demiş:
“Eylemem ölsem de kizb-i ihtiyar,
(Ölsem de yalanı tercih etmem)
Doğruyu söyler gezer bir şairim.
Bir güzel mazmun bulunca Eşrefâ!
Kendimi hicv eylemezsem kâfirim...”
.
Günümüzde insanların kalıplaşmış “Beyaz Yalanları” vardır.
Herkes bunların yalan olduğunu bilir ama bilmezlikten gelir.
.
İşte onlar:
Ayakkabıcı: Giydikçe açılır.
Emlakçı: Merkeze 10 dakika.
Öğretmen: Zeki ama çalışmıyor.
Esnaf: Bana gelişi bu.
Galerici: Dosta gider.
Parfümcü: 1 hafta çıkmaz.
Bakkal: Yeni geldi.
Taksici: En kısa yol bu.
Fırıncı, simitçi, balıkçı: Şimdi çıktı.
Manav: Karpuz iyi çıkmazsa para yok.
Torbacı: En iyi mal bu.
İnsan Kaynakları: Biz sizi ararız.
Memur: Sistem gitti.
Polis: Karakola gidip bir imza atacaksın, o kadar.
Sarhoş şoför: Sadece bir kadeh bira içmiştim.
Kaza yapan içkili şoför: Arabayı eşim kullanıyordu.
Radara 130 ile yakalanan şoför: 50 ile gidiyordum.
Domatesçi: Hormonsuz bunlar.
.
Tabi yalan olur da fıkrası olmaz mı?
.
Size bir tane seçtim.
.
Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi bulmuş.
Seçtiği adam sağır ve dilsizmiş.
Çünkü baba, ‘Bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz’, diye düşünmüştü.
Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etmiş ve tetikçiyi odasına aldırtmış.
Bir de işaret dilini bilen tercüman bulmuşlar.
Tercüman işaret diliyle sormuş:
-“Para nerede?”
Sağır dilsiz işaretle yanıt vermiş:
-“Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Ayrıca da Neden bahsettiğinizi anlamıyorum.”
Tercüman tercüme etmiş:
-“Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş.”
Baba 38’liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayayarak:
-“Şimdi sor bakalım, para neredeymiş?”
Tercüman işaretle tekrar sormuş:
-“Para nerede?”
Sağır-dilsiz kan ter içinde, işaretle hemen yanıt vermiş:
-“Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda iki yüz bin dolar var.”
Baba merakla sormuş:
-“Ne söyledi?”
Tercüman yanıtlamış:
-“Dedi ki: Hâlâ neden bahsettiğinizi anlamıyormuş… Ayrıca o tetiği çekmek de biraz cesaret istermiş…”
 
***
Çok yakın bir tanıdığım geçtiğimiz aylarda, Çan yolundaki Bursa-İzmir ayrımında kaza yapmıştı.
.
İzmir yoluna saparak çevre yolundan işine gitmek isteyen tanıdığım, direksiyon hâkimiyetini kaybedince takla atmıştı.
.
Allah’tan bir şey olmamış, ufak sıyrıklarla kazayı atlatmıştı.
.
Daha geçen hafta ve dün aynı yerde 2 kaza olunca artık yetkililerin “Düşünme zamanı gelmiştir” diyerek,
Eğer gelmediyse de “Hatırlatmak amaçlı” bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum.