Bizim sokakta bir köpek var.


Bizim sokakta bir köpek var.
Kulağı küpeli.
Belli ki belediye bakıma almış sonra sokağa salmış.
Yani bakımlı…
.
Çok cana yakın.
Kendisine elimizden geldiğince yemek vermeye çalışıyoruz.
Bizim yemek yediğimiz zamanı biliyor ve o zamanda geliyor, yemek varsa yiyor ve yüzümüze masum bir şekilde bakarak kuyruğunu sallaya sallaya gidiyor.
.
Birkaç gün ortada görülmese merak ediyoruz, o derece alıştık kendisine.
.
Bunun yanında kediler de var.
Onlara da zaman zaman yediğimiz balıktan kalanları veriyoruz kapımızın önünde, özel kaplarda.
Ancak dikkatimi çekti:
“Bu hayvanlar çiğ balık yemiyor”
Şaşırdım tabi.
“Nasıl olur?” diye.
Benim bildiğim kedi, “Balık yer…”
.
Meğer “Hazır mamaya alışmış” bu kediler, öyle her şeyi yemezlermiş.
“Yok artık” dedim.
.
Sonra düşündüm,
“Öyleyse durum vahim…”
Çöplerden beslenme gibi bir durum söz konusu değil.
Bizler hazır mama vermediğimiz şekilde hayvanların sonu gelecek.
.
Sokak hayvanları konusunda Çanakkale olarak elbette epey yol aldık.
“Ben açım” diyen sokak hayvanı yalan söyler.
Acaba,
Hazır mama vermekle,
Onları doğal hayattan mı uzaklaştırıyoruz?
.
Öyle ki:
Her sokak başında bir mama kabı görmek mümkün.
Belediyenin yaptığı kedi evleri ise cabası.
.
Bence bu işe acil çözüm bulunmalı…
“Hayvanları seveceğiz” diye,
Hazır mama vererek onlara kötülük mü ediyoruz?
 
***
Bir başka sorun evde beslenen hayvanlar.
(veya beslenmeye çalışılanlar)
.
Adam anlatıyor:
“Kaç defa dedim: ‘Kardeşim şu çocuk parkına hayvanlarınızı sokmayın. Kumu gören dalıyor tuvalet yapmaya.’ Ama anlayan yok…”
.
“Burası tuvalet değil” desem de dinlemiyor, kavga etmeye başlıyor “Sana mı kaldı?” diyerek.
.
Çocukların sağlıklı bir şekilde oynamaları için yapılan parklara hayvan sokmanın mantığını biri çıkıp söylesin.
.
Aynı,
Hayvan barınaklarına çocukları oynamaya götürmediğimiz gibi.
.
Sabah pencereden bakıyorum.
Elinde köpeği ile gezen vatandaş, komşunun kapısına tuvaletini yapan köpeğinin pisliğini (etrafta kimsenin olmadığını görünce) almadan çekip gidiyor.
Bu mu yani?
.
Veya tasmasına bağlı ipini tuttuğu köpeğine,
Kedilere saldırması için emir veren sahipler!
Ne büyük bir tatmin değil mi?
.
Hayvansever mi?
Adam sadece kendi köpeğini seviyor,
Gerisi hikaye…
 
***
Sokak hayvanları konusunda herkes şikâyetçi.
Çözümü bulmuş aklınca:
“Belediyenin alıp, baksın…”
.
İnsanlar,
Köpeklerden korktuklarını,
Veya
Hayvanların iyi bakılmadıklarını bildiren şikâyetleri ile
‘İhbar hattını’ meşgul ediyorlar.
.
Belediye şu cevabı veriyor:
“5000 tane sokak hayvanını nereye koyalım?”
.
Öyle ya:
Hepsini bir araya koyacak yer yapsalar, birbirlerini parçalıyorlarmış.
Ayrı ayrı koyup bakmalarını istemek ise saçma bir durum.
.
Onlarla yaşamayı bilerek, akıllı, mantıklı ve sevgi ile yaklaşırsak pek sorun olmaz gibi.
.
Bana her gün gelen köpeğin,
O masum duruşunu,
Bakışını,
Sessizce yemek bekleyişini gördükçe,
Çözümün sevgi olduğunu bir kez daha anladım…
Ama
Tüm hayvanlara gösterilecek,
Gerçek sevgi…