Recep Tayyip Erdoğan. 2002 yılından beri ülkeyi yöneten kişi.


Recep Tayyip Erdoğan.
2002 yılından beri ülkeyi yöneten kişi.
.
18 yıl boyunca:
“Kaybetme korkusunu” hiç yaşamadı.
“Bu seçimi kaybederim” düşüncesi hâkim olmadı.
“Eyvah ne yapacağım?” şeklinde hiç stres yapmadı.
.
Neden?
.
Çünkü karşısında kendisini zorlayacak kimse yoktu.
.
Zaten:
Yargı yanındaydı,
Basın yanındaydı,
Asker yanındaydı,
Emniyet yanındaydı,
Camiler ve Cemaatler yanındaydı…
.
Bunca yıl muhalefet olarak onun karşısına “Aday gibi Aday” çıkmadığı için hep kazandı.
.
Bu süreçte,
Onca aldatılmalar yaşanmasına rağmen,
Onca saçma sapan işler yapılmasına rağmen
Ve
Çuvallarla aleyhine anket ve mülakat yayımlanmasına rağmen;
Bırakın düşürmeyi,
Ayağını bile kaydıramadılar.
.
Muhalefet bile:
Örgütleriyle,
Seçmeniyle
Bir gıdım olsun onu koltuğundan edeceğine, aşağı düşüreceğine inanmadı.
.
Bu durum karşısında RTE:
18 yıl boyunca muhalefetle dalga geçti.
Partilerine “Çöp” dedi.
.
Hatta yaptığı hataların müsebbibi olarak muhalefeti gösterdi…
.
Çözüm süreci dâhil olmak üzere birçok kere terör örgütü yöneticileri ile dolaylı,
HDP’lilerle direkt olarak bir araya gelerek anlaşmaya çalıştı ama günahını hep muhalefete yazdı.
Hatta son seçim öncesinde “Osman Öcalan”ı bile devletin televizyon kanalına çıkarıp, muhalefetle dalga geçti.
.
Kısaca:
18 yılın her zamanının diliminde, herkes ile (kendi partilisi dahil) oyuncak gibi oynadı.
.
Pek hırçın gözükmedi,
Sakindi…
.
Yanına:
Kurtulmuş’u,
Soylu’yu
ve
Bahçeli’yi de alınca
Pek rahatladı.
.
Kendi sistemini yaratıp Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu.
.
Ancak:
Son zamanlarda oldukça,
Hırçın,
Sert,
Sinirli,
Stresli…
.
Sebebi?
Elbette eskiden “Çok güvendiği”,
Şimdilerde “Yalan söylüyorlar” dediği anketler.
.
Yapılan araştırmalara göre:
Çok Sayın Cumhurbaşkanımız, girdiği ilk seçimde eskisi gibi oy alamayacak.
Yanına aldıkları da onu iktidarda tutmaya yetmeyecek gözüküyor...
.
Kendi düşüncelerini:
Yayacak,
Uygulayacak,
Akıllı,
Siyaset bilen,
Sadık,
Kadrolar artık etrafında kalmadı.
.
En son güreşçi ve TV’ciyi bankaların yönetim kurullarına ataması bile ortaya gerçekleri döküyor.
.
Büyükşehir belediyelerini kaybetmekle “Çok şeyler” kaybettiğinin farkında.
.
Sadece AK Parti’nin yapabildiği sanılan gariban yardımlarının,
CHP tarafından da yapılabildiğinin gösterilmesi Ak Partiye olan inancı kırdı.
“Gelirlerse yardımı keserler” şeklindeki politika düştü.
Artık fanatik derecede bağlı olan sınır kırıldı.
.
Bunun yanında kendisine rakip olarak BB Başkanlarının yıldızları parladı.
.
İstanbul seçimi ve tekrarı iktidarının sonunun başlangıcı oldu.
Artık grafik çizgisi aşağıya doğru düşmeye başladı.
.
Şimdilerde:
AK Parti için tek kurtuluş yolu var.
O da anketlere göre “HDP” ile (ama gizli, ama açık olarak) ittifak yapmak.
Onları kurtaracak tek alternatif bu.
.
İkinci yol ise:
“Parlamenter siteme geri dönüş.”
Böylece kendilerine bir ortak bulabilirler.
.
RTE Cumhurbaşkanı olur,
İttifak ortağının lideri başbakan…
.
Filmin ikinci yarısı başladı:
Çekirdek çitleyerek,
Patlamış mısır yiyerek,
Heyecanla ve
Merakla,
Filmin sonunu bekliyoruz…
.
Film bittiğinde genellikle akan jenerik pek okunmaz.
Ama ben o yazıları okuyarak bu filmin:
Yapımcısını,
Senaristini,
Yönetmenini,
Oyuncularını,
Kurgucusunu,
Kameramanını,
Cast ajansını,
Öğrenmek istiyorum…