Pazartesiydi.

Pazartesiydi.
Çıktım sokağa işe gitmek için,
Ağzımda maske ile sosyal mesafeyi kollayarak.
.
Uzaydan biri gelse ve Çanakkale’ye şöyle bir yukarıdan baksa, “Virüs salgını var” demesi için şaşkın olması lazım.
.
Bizim için ise bin şahit.
.
Uzaylı, ağzında maske ile gezen sadece beni görüp şöyle demez mi?
“Adama bak amma şaşkın. Ortada fol yok, yumurta yok maske ile geziyor.”
Yanındaki arkadaşı ona, “Belki virüs salgını vardır” dese cevabı hemen gelir:
“Manyak mısın sen? Virüs olsa herkes takar maskeyi. Bu virüs denilen şey sadece bu adama mı etki ediyor yani?” diyerek dalga bile geçer.
.
Belki abarttım ancak inanın pazartesi günü çarşı böyleydi.
Sanki bu memlekette “Virüs yokmuş” gibi hareket ediliyor.
Ne maske, ne de sosyal mesafe kollanıyordu.
.
“2. Dalga geldi gelecek” telaşı içinde açıklamalar yapan yetkilileri duyan yok, dinleyen de…
.
“Ne yapalım kaderimiz buymuş” diyerek katlanacağız.
Ben en çok sağlık çalışanlarına üzülürüm.
İnsanlar can-hıraş vaziyette virüse karşı savaş vermişken, herkesin vurdumduymazlığı karşısında 2. Dalganın da gelmesiyle aynı performansı göstereceklerin sanmıyorum.
.
Zaten bitik halde olan sağlıkçılar bile 2. Dalgayı kaldıramazlar gibime geliyor.
.
Şimdiden dedikodular bile yayılmaya başladı bile.
“Şurada 8 kişide, burada 4 kişide pozitif çıkmış” diye.
.
Allah sonumuzu hayır etsin, herkes virüse dikkat etsin…
 
***
Bir telefon.
Akşamüzeri.
.
Kuruyemiş dükkânı olan bir arkadaşım arıyor ve soruyor:
“Biz ne yapacağız?”
“?”
.
“Biri geliyor ‘Saat 21.00’de kapatacaksınız’ diyor, diğeri geliyor ‘Saat 24.00’te kapatacaksınız’ diyor.”
.
“Sami’ciğim inan bilgi kirliliği var. Kimi ne yapacağı belli değil. Mümkünse köşende şuna değinsen de biz de bilsek ne yapacağımızı?”
.
“Sonunda yüklüce bir ceza yemeden birileri bizi aydınlatsın…”
.
Adam haklı.
Ortada bir dolu bilgi var ve doğru, yanlış karışık.
.
Zaten biri “Yasak olmasın, gerek yok” diyor,
Diğeri “Yasak hemşerim” diyor,
Bir diğeri “Kaldırdım” diyor.
Yasakları karıştırır olduk…
.
Memlekette kime nasıl inanılacağını bilemiyoruz.
.
Kim yetkili,
Kim yetkisiz onu da karıştırdık.
.
Onu bunu bilmem.
Tek derdim şu:
“Bizim kuru yemişçi ne yapacak?”
Bir Allah’ın kulu çıkıp açıklasın yoksa fena halde ceza yiyecek bu kardeşim.
 
***
Kahvehaneler açılmış.
İki şart var:
“Maskesiz giriş yasak”
“Sosyal mesafe korunacak…”
.
“Maskesiz girilmez” levhası var kapıda içeri giriyorsun sahibi maskesiz.
Onu geçtim,
Masalar arası mesafe bir buçuk metre,
Ama sandalye konulunca 50 santim.
Ben sosyal mesafe filan anlamam.
Adam diğer adamın ensesinde mi?
Ona bakarım.
Baktım:
“Evet ensesinde…”
 
***
Ayaküstü yiyecek satışı yapan bir işletme.
Önünde yüksek tabureler var.
Müşterilerde maske hak getire
Sahibinde yok,
Çalışanlarda yok.
.
Maskeli olarak gelene “Öcü gibi” bakılıyor.
Buyrun siz karar verin:
“Ne olacak şimdi?”
 
***
Amca bastonuna dayana dayana gidiyor.
Yıkıldı yıkılacak.
Yaşı 65’i geçeli 65 sene olmuş neredeyse.
.
Kontrol eden yok,
Sorgu-sual yok.
Ben yasaktan yana değilim ama madem yasaksa neden uygulanmıyor?
.
Çocuklar sokaklarda,
Panayır havası var millette.
.
Hayra alamet değil ama.
Neyse…