Şöhret peşindeki genç aktör, babasından kızıyla evlenmeleri için izin istemiş.

Şöhret peşindeki genç aktör, babasından kızıyla evlenmeleri için izin istemiş.
-“Kızımı hayatta bir aktörle evlendirmem...” demiş baba...
-“Oyunumu seyreder ve performansımı görürseniz fikrinizin değişeceğinden eminim... Bu gece bekliyorum efendim...”
Baba daveti kabul etmiş.
Gidip oyunu seyretmiş ve ertesi gün de delikanlıyı aramış,
“Haklısın…” demiş, “Fikrimi değiştirdim.. Kızımla evlenebilirsin... Senden aktör falan olmaz!”
 
***
Satış müdürü uzun bir seyahatten dönmüştü. Hemen yatak odasına gitti, eşya dolabını açtı.
Hiçbir şey yok!
Yatakların altına baktı.
Boş!
Kanepenin altı da boştu.
İlgili ve şaşkın bir halde karısına seslendi:
-“Hayatım, kendini çok ihmal ediyorsun...”
 
***
Eve zamanından erken dönen adam karısını yatakta en iyi arkadaşlarından biri ile yakalar.
Hiç bozuntuya vermeden ve soğukkanlılıkla silahını çeker ve arkadaşını vurur.
Kadın yatakta şöyle doğrulur:
-“Bak bu şekilde davranmaya devam edersen hiç arkadaşın kalmayacak.”
 
***
Kadın kocasına:
-“Uzun zamandan beri bana sıcak bir kelime söylemedin.”
-“Cehennemde yanasın.”
 
***
Adamın karısı normalde telefonu eline aldı mı 2-3 saatten önce bırakmazmış.
Bir akşam yine telefon çalmış, kadın gidip açmış ama bu kez sadece yarım saat konuşmuş.
Adam şaşırmış:
-“Hayrola hanım? Sen 2 saatten az konuşmazdın, bugün anlatacakların yarım saatte nasıl bitti?”
Karısı cevap vermiş:
-“Yanlış numaraydı!...”
 
***
Kadın kocasına:
-“Bizim oğlan büyüdü artık. Ona bazı şeyleri anlatmalısın, bu senin görevin.”
-“Yahu, ben nasıl anlatayım, utanırım.”
-“Kolayı var, bu işin arılar ve kuşlarda da aynı olduğunu söylersin.”
Adam, oğlunu yanına çağırır ve anlatmaya başlar:
-“Bak oğlum, geçenlerde annenle kavga etmiştim ya, annen eşyalarını toplayıp annesine gitmişti.”
-“Evet, baba, hatırladım.”
-“O gün bu olayı kutlamak için seninle birlikte gece kulübüne gittik. İçerken iki bayanla tanıştık. İşi ilerlettik.”
-“Evet, baba, hatırladım.”
-“Sonra bayanları kulüpten çıkartıp bir otele götürdük. Sen seninkini, ben benimkini alıp odalarımıza çekildik.”
-“Evet, baba, hatırladım.”
-“Hah, işte bu iş arılarda ve kuşlarda da böyledir.”

Kadının biri bir giyim mağazasına elbiseleri üzerinde deneyerek almış ve kasaya yanaşmış. Tam ücretini ödemek üzereyken kasanın yanındaki papağan, kadına bağırmaya başlamış;
-“Adi kadın, pis fahişe…”
Bunun üzerine kadın sinirlenip mağazayı terk edince, mağaza sahibi adam papağanı sertçe uyarmış.
Birkaç gün sonra aynı kadın mağazaya tekrar gelip kasaya geldiğinde, papağan aynı kelimelerle hakaret etmiş.
Kadın mağazayı tekrar terk edince, mağaza sahibi papağanı papağan eğitim merkezine göndermiş.
Orada papağana, İngilizce ve Fransızca dillerinde güzel sözler, iltifatlar üzerine eğitim verilmiş.
Aynı kadın bir süre sonra tekrar mağazaya gelip alışverişini yapmış ve kasada parasını öderken bakmış ki papağanda “tık” yok.
Kadın şaşırmış tabii ve merakla sormuş;
-“Hayırdır! Bu papağana ne oldu?"
Adam olayı anlatmış ve:
-“Eğer sağ bacağınızdan eteğinizi hafif açarsanız İngilizce, sol bacağınızdan eteğinizi biraz açarsanız Fransızca iltifatlar edecektir." der
Kadın şaşkınlıkla denemek ister.
Gerçekten kadın sağ bacağından eteğini kaldırdığında papağan İngilizce:
-“Çok güzelsiniz” demiş.
Kadın bu sefer sol bacağından eteği aralayınca, aynı iltifatı Fransızca duymuş.
Bu olay kadının çok hoşuna gitmiş ve “bir sorum olacak” demiş, “Eteğimin her iki kenarını birden kaldırırsam ne olur acaba?"
Papağan kanatlarını çırparak bağırmış;
- "Patron, ben sana dememiş miydim; bu kadın gerçekten fahişe diye!"