.

Covit 19 salgının ardından makas gittikçe daralıyor.
20 yaş altı ve 65 yaş üstü sokağa çıkamazken, işlerine gitmek zorunda olanlar da her gün ‘Evde Kalın’ çağrıları kulaklarda yankılanırken ekmek parası kazanmak zorunda olanlar da işlerine gidiyor.
Evde kalanlar ayrı sıkılıyor, işe gidenler ayrı korkuyor. İnsan güçlü varlık da, üstüne fazla yüklenilince psikolojisi bozuluyor.
LGS’ye girecek çocuklar ayrıca endişeli, Dünya’da binlerce insan ölürken onların 7 Haziran’da sınava girecek olması stres oluşturmuş durumda. O tarihte tehlike geçmezse birbirlerine virüs bulaştırma endişesi taşıyorlar. Elbette duruma göre planlanacak ve ona göre adım atılacak, ama işte bunlar hep stres faktörü…
İnsanlar bilim adamlarından çare bekliyor…
Herkesin gözü kulağı uzmanlarda, ama aşı çıksa da uygulanma süresinin zaman alacağı söyleniyor.  
Bahar geldi, çiçekler açtı, herkes evinde, polis dışarıda 20 yaş altı sokağa kaçan çocukları, kaçak piknik yapanları ve yaşlıları topluyor…
Prof. Nevzat Tarhan ise bu durumla ilgili şunları söylüyor:
Sosyal izolasyon kısıtlamaları gittikçe artıyor ancak buna paralel insanlarda yetersizlik, kuşatılmış duyguları, çaresizlik ve belirsizlik duygularının eşlik ettiği psikolojik izolasyon da artıyor. Korkulan şey olmaya başladı, biz uzmanlar insanları enfeksiyondan korumaya çalışırken panik, depresyon ve paranoyanın gri alanına mı itiyoruz diye düşünmeye başladık. ABD de silah satışları artmış ve Google da dinî sitelere giriş artmış…
Gerçekten insanlık tarihinde ve hatta sanayi devriminden sonra en büyük bir krizi yaşıyoruz. Sanki her şey ekonomi dahil, çuvalladı. Her şey yeniden yapılanacak, mühendislikte bile Biyomühendislik, Moleküler Biyoloji Genetik dalları iş ve meslek alanı olarak yükselecek.
Ekonomistler ‘soru biyolojiden çıktı ileriyi göremiyoruz’ diyorlar. Sağlık sektöründe yoğun bakım yatak sayısında özelin payı yüzde 60 idi devlet de sağlık sektöründe yatırımı artırmak zorunda kaldı ve uzmanlığı teşvik etmek gerekiyor. Yoğun bakım uzmanlık dalı olarak Türkiye’de yoktu ilk fırsatta kurulmalıdır.
İnsanın psikobiyolojik doğası bir melodramı bir komediden daha çok dikkatle algılamaya göre programlanmıştır. Herkes sakin çalışırken sıra dışı sesler olsa herkes işi bırakıp dikkatini ona yöneltir. Evrimsel psikolojide sağ kalım dürtüsü ve yaşam kalım uyumu için bu gereklidir. Bunu beynimizden stres hormonların salgılanması sebebine borçluyuz.
31 Mart tarihli Medscape’de yayınlanan bir yayına göre toplumların %70 i klinik düzeyde korku, kaygı ve endişe hissediyorlar. Yeni hastalık tanımları da yapıldı. Koronafobi, Pseudocorona (sahte korona), Korona paranoyası olarak…
Çözüm nedir?
Birincisi toplum kriz yönetiminin kuralları ile aydınlatılmalıdır. Belirsizlik giderilmeli, açık ve şeffaflığa devam edilmeli, karar vericiler eleştirileri tehdit olarak görmemeli. Çok şükür Türkiye’nin sağlık sektörüne çok yatırım yapılmıştı iyi bir alt yapı ile krizi karşılıyoruz. İnşallah en ucuz atlatanlardan olacağız. İkincisi uzmanlar konuşurken özellikle tıp kökenliler kendilerini hep kanıt temelli düşünmeye alıştırdıkları için insanlara ümit veremiyorlar.”