.

İnsan eve kapanınca ne yapacağını şaşırmıyor değil.
.
Misal;
Elimdeki kitabın anlattığını kafam almayana kadar okudum,
İyi güzel…
.
Yazılarımı aklımdaki mevzu bitinceye kadar yazabildiğimce yazdım,
İyi güzel…
.
Gold Prestige konularını hazırlayıp, edit ettikten sonra grafikerine yolladım,
İyi güzel,
Sonra…
.
Açtım mecburen televizyonu.
..
Bana diyorlar bazen;
“Bu kadar konuyu nereden buluyorsun?”
.
Bulmamak mümkün değil.
Ben Türkiye’de yaşıyorum…
.
Kanalların birinde yemek programı,
Diğerinde moda programı,
Birinde Survivor,
Diğerinde yarışma programı…
Halkımızın en çok sevdiği dedikodusuz olur mu?
O da var…
.
Dizileri anlatmaya,
Kızının arkadaşına sarkan adam ile başlasam satırlar almaz…
.
Filmler mi?
Evlere şenlik.
.
Tam sinir olup kapatacağım zaman:
TRT2’yi açıyorum.
Müzik, tiyatro, sanat programları azıcık içimi ferahlatıyor.
.
Olmadı TRT Belgeseli açıyorum.
Programları fena değil.
.
Ama ben yine şu yemek programları tipi yarışmalara dönmek istiyorum.
.
Yarışmacılar arasında başını örtmüş, türban takmış kızlarımızın konuklarına yaptığı yorumlara ve verdiği puanlara özellikle dikkat ediyorum.
.
Neden?
.
“Başını örtecek kadar dinini yaşayan” bir inanan için, adalet en önde gelmesi gereken olgudur.
(Bu her vatandaş için geçerlidir ancak memlekette büyüklerinden gördüğünü uygulayan vatandaşlar bu işten vazgeçmiş gözüküyor)
.
Yapacakları yorumlarda adaleti gözetmeleri, kazanacakları paradan daha önemli olmalıdır.
Zira,
Örnek olacakları birçok insan vardır.
.
Peki ne yapıyorlar?
.
Benim seyrettiklerim arasında anlattığım kriterlere uyan bir tane yarışmacıya rastlamadım.
.
Yarışmacılar arasında:
Karşısındakini hakkını gasp eden,
Hakkını bile bile vermeyen,
İntikam hırsı ile puan kıran insanlara rastladım.
.
Yarışma programlarında ise,
İnsanlar:
Hangi bilgisine güvenerek,
Hangi cesaretle milyonların önüne çıkarak para kazanmak için kendisini ortaya atıyorlar, hayretle izliyorum.
.
Tesadüfen “Kim Milyoner Olmak İster Yarışması”nın geçmiş videolarından birinin videosunu izledim…
.
Soru şu:
“Çin Seddi Nerededir?”
Cevaplar şöyle:
a.Çin,
b.Hindistan
c.Güney Kore
d.Japonya.
.
Kızımız düşündü ve:
“Seyirci Joker hakkımı kullanmak istiyorum” dedi.
“Allah bana sabır versin” dedim.
Seyirciye soruldu
Gelen Cevaplar şöyleydi:
a.%51
b.25
c.11
d.13
Akıl alır gibi değildi.
.
Kızımız “Heyecandan şaşırdı, panikle seyirciye sordu” diyelim,
Ya seyirciye ne demeli?
Yuh dedim haliyle.
.
Kız ne mi yaptı?
Düşündü, düşündü ve:
“Telefon Joker hakkımı kullanmak istiyorum” dedi.
Sunucu bile şaşırdı…
.
Telefondaki kişi soruyu duyar duymaz “Çin” dedi.
Kız da aynı cevabı vererek bir üst soruya geçti.
.
Bu memlekette virüs kökümüzü götürmüyorsa Allah bize acıyor demektir.
İnanın buna…
.
Geçtiğimiz günlerde tekrarı verilen “Güldür güldür” izliyorum.
Bir yarışma skeci vardı.
Aileler arasında geçiyor.
.
Sunucu soruyor:
“Kayseri mantısı hangi ilimize aittir?” diye.
Skeç gereği kimse bilemiyor tabi.
.
O zaman içimden demiştim:
“Böyle insanlar var mı acaba?” diye
.
Uzmanlar tarafından sürekli olarak “Virüslerin mutasyon geçirdiği” söylenir durur,
 
Ne yazık ki:
“İnsanların mutasyona uğradıklarına” da şahit oluyoruz.
Göbekli Tepe çağına doğru yol alıyoruz kanımca…
.
Sanal dünyanın yarattığı genç nesilden ne kıymetler çıkıyor anlayın artık…
Düşünün:
İleride bizleri bunlar yönetecek…