.

Hitler tebdili kıyafet halkın içine karışmış. Kalabalık bir kafede oturmuş ve hiç kimse onu tanımayınca rahatlamış ve kahvesini söyleyip kahvedekileri izlemeye koyulmuş.
O an televizyon Hitler’in bir konuşmasını yayınlamış.
Herkes ayağa kalkmış ve alkışlamaya başlamış. Kimi Führer’e selam gönderiyor, kimi coşkuyla alkışlıyormuş.
Hitler bu duruma çok sevinmiş bacak bacak üstüne atıp kahvesinden gülümseyerek bir yudum almış.
O sırada biri omuzuna dokunup şöyle demiş:
-“Ayağa kalk… Derhal bu şerefsizi alkışla dostum. Görmüyor musun her yer sivil polis kaynıyor. Sonra seni götürmesinler.”
 
***
Hüsnü Mübarek yardımcılarından birine: “Söyle bakalım, ben mi büyüğüm yoksa Nasır mı büyük?” diye sormuş.
Bunun üzerine yardımcısı: “Tabii ki siz büyüksünüz efendim” demiş.
Mübarek, “Neden büyüğüm?” demiş.
-“Nasır İsrail’den korkardı siz korkmuyorsunuz o yüzden.”
Mübarek yine sormuş:
-“Söyle bakalım, ben mi büyüğüm yoksa Enver Sedat mı büyük?”
Yanıt,
-“Siz büyüksünüz efendim…”
-“Neden?” diye sormuş Mübarek.
Yanıt:
-“Çünkü Enver Sedat İhvan-ı Müslimin’den korkardı siz korkmuyorsunuz.”
Hüsnü Mübarek hep:
-“En büyük sizsiniz efendim” yanıtı karşısında işi ilerletmiş ve:
-“Söyle bakalım, Ömer mi (Hz. Ömer) büyük ben mi büyüğüm?”
Yardımcısı yine:
-“Siz efendim” demiş.
-“Neden büyüğüm peki?”
-“Çünkü Ömer Allah’tan korkardı, siz korkmuyorsunuz!”
 
***
Adamın biri yolda giderken, birden ayağı kayıp düşmüş.
Arkasından gelen adam, kalkmasına yardım etmiş.
Düşen adam teşekkür ettikten sonra:
-“Sizin bu iyiliğinize nasıl karşılık verebilirim?” demiş.
-“Vallahi ben şimdiki iktidar partisinin bir üyesiyim. İlk seçimlerde bizim partiye oy verirseniz, ödeşmiş oluruz...”
Adam ters ters bakmış karşısındakine, “Beyefendi... Beyefendi...” demiş. “Ben düşünce mabadımı yere vurdum, kafamı değil!”
 
***
Ülkenin diktatörü, bir uçak gezisi sırasında kendisinden para isteyen oğlunu terslemiş ve:
“Şimdi meşgulüm, annenden iste” demiş.
Oğlu gidip bu sefer annesine:
“Bana biraz para verir misin anne?” demiş.
-“Ne yapacaksın evladım parayı?”
-“Aşağıdaki köylülere atacağım.”
Kocasına kızgın olan kadın, çantasından bir tomar para çıkarıp onları oğluna verirken:
“Bak evladım” demiş,
-“Eğer aşağıdaki fakir köylüleri sevindirmek istiyorsan al bu paraları aşağıya at. Yok, eğer bütün milleti sevindirmek istiyorsan, babanı aşağıya at!"
 
***
Çavuşesku, öldürülmeden önce Bükreş’in en güzel yerinde 340 dönümlük bir alana 1100 odalı muhteşem bir saray yaptırmış.
Açılışına halkı davet etmiş.
Generalleri arkasına dizdikten sonra balkondan halka seslenmiş:
-“Şu andan itibaren, hepiniz hiç para almadan çalışacaksınız…”
 
Kimse itiraz etmeyince devam etmiş:
-“Şu andan itibaren herkes sadece benim için çalışacak...”
Yine tık yok.
Devam etmiş:
-“Hepiniz, yarın asılarak idam edileceksiniz”
Yine kimseden ses gelmeyince hiddetlenmiş:
-“Siz aptal mısınız? Söyleyecek hiçbir şeyiniz yok mu?” deyince kalabalık arasından cılız bir ses yükselmiş:
-“Sayın başkan! İpi kendimiz mi getireceğiz yoksa parti mi verecek?”
 
***
Diktatör, günün birinde falcıya gider, geleceği ile ilgili neler gördüğünü sorar.
Falcı, gözlerini yumar, yoğunlaşır ve başlar anlatmaya:
-“Sizi, büyük bir caddeden üzeri açık bir arabayla geçerken görüyorum!”
Diktatör, sırıtarak sorar:
-“Peki, halk memnun mu gözüküyor?”
-“Evet, her zamanki gibi?”
-“Peki, halk, arabanın etrafında koşturuyor mu?”
-“Evet, arabanın etrafında deli gibi koşturuyorlar. Polis, yolu açmakta zorluk çekiyor.”
-“Bayrak taşıyorlar mı peki?”
-“Evet, hem ülkenin bayrağı, hem de umut ve güzel günler vadeden pankartlar taşıyorlar!
-“Peki, ben nasıl davranıyorum, ne tepki veriyorum halka?”
-“İşte bunu göremiyorum, efendim!”
-“Neden?”
-“Çünkü tabutun kapağı kapalı!”