30 Ağustos geçti ama nasıl?


30 Ağustos geçti ama nasıl?
Her sene Atatürk ile olan kısmının pek dile getirilmediği bayramı yaşarken yine tüyler diken diken oldu.
.
Bu sefer heyecandan değil, sinirden.
.
AKP Çorum Belediye Meclis üyesi Reşit Keleş, bayramımızı zehir edecek bir açıklama yaptı.
.
İnsanları çileden çıkaran, onun bu densiz söylemi değil, ona anında cevap vermeyen yetkili kişilerdir.
.
Her konuda mikrofonlara çıkarak laf yetiştirenlerin bu konuşmaya sessiz kalmaları, onu desteklediği anlamına gelir mi, gelmez mi?
Sadece bunu öğrenmek istedim.
.
Bu zat-ı muhteremin facebook hesabından Mustafa Kemal Atatürk ve sevenlerine kin kusarken alenen küfür etmesine devlet ne diyecek çok merak ediyorum.
.
Sosyal medyadan Reis’e edilen binlerce hakareti (veya edildiği kabul edilen twitleri) tek tek takip edip sonucunda ceza yağdıranlar, “80 milyona edilen bu hakarete ne diyecek?” ayrıca merak ediyorum.
.
Diyanet İşlerinin “Laikliğin bir parçası” olduğunu bile bilmeyecek kadar meydanı boş bulanların, hala bu anlamsız, itici ve tahrik edici cümleleri kurması ise başka bir tartışma konusu.
.
Açık açık “Siz kimsiniz o. çocukları” yakıştırması yapan bu vatandaşı takip edip cezasını bekleyeceğim.
..
Gelelim Atatürk’ü anmayan Diyanete…
.
Atatürk’ün emri ile kurulan ve onun sayesinde maaş alan bir başkanın, 30 Ağustos’ta ismini ağıza almamasını esefle kınıyorum.
.
Bir yandan inanan olarak;
Beni temsil eden Diyanet İşleri Başkanının Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusunu hem şahsi mesajında anmaması hem de camilerde hutbelerde anılmaması,
 
Diğer yandan Atatürk ilke ve inkılaplarını benimsemiş biri olarak;
Bu ülke için yedi düvel ile savaşıp, sonrasında muhasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için gece gündüz ülkeyi gezerek hayatını cumhuriyete adamış Atatürk’ün anılmaması,
Bana göre inancımıza da yakışmamaktadır.
.
İçinde yaşadığımız toprakların sınırlarını çizen birine yapılan bu saygısızlığın derhal düzeltilmesini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak devletimizden bekliyorum.
..
Bugün;
Önce Türkiye’nin eğitim ordusuna katkı ve Çanakkale’nin ekonomik damarını oluşturup halka para akışı sağlayan 18 Mart Üniversitesi’nin kuruluşunu gerçekleştiren zamanın Başbakanı Süleyman Demirel’in heykelinin Cumhuriyet Meydanına dikilmesi ve her daim ona şükranlar sunulması gerekmez miydi?
O da unutulmuş, nedense gerek görülmemiş.
(Not: Acaba Sayın Demirel sosyal demokrat olsaydı heykeli dikilir miydi? O ayrı bir soru)
..
Troya Müzesi açıldığından beri (ki kaç ay oldu), Çanakkale Özel İdare Binasının önünde asılı olan “Sayın Cumhurbaşkanımız; Çanakkalemize Troya Müzesini kazandırdığı için şükranlarımızı sunuyoruz.” yazılı pankart hala duruyor.
.
Hem devleti temsil eden bir Cumhurbaşkanı,
Hem de siyaseten iktidarı temsil eden AK Parti Genel Başkanı olarak Reis’in böylesi bir hizmeti şehrimize kazandırmış olması karşısında pankart asılmış ve anılıyor.
Ancak açılışından bu yana o kadar vakit geçmesine rağmen ve müzenin ikinci müdürünün atanmasına rağmen hala pankartın orada tutulması iyi bir “Ahde vefa” örneğidir.
.
İşte bu noktalarda şunu demekte yarar var;
 
İleride işbaşına gelecek başka iktidarlar;
Nasıl ki Troya müzesi kurucusu Reis’in adını anmaması halinde içimiz acıyacaksa,
 
Nasıl ki Üniversite kurucusu Süleyman Demirel unutulduğu için hala içimiz acıyorsa,
 
Bu ülkeyi kurtaran, kuran ve hala yaşatan Atatürk’ün 30 Ağustoslarda anılmaması da yüreğimizi aynı şekilde acıtıyor.