Siyaset dünyasında garip gelişmeler oluyor. Çok bilinmeyenli denklemler var ki, değme matematikçiler bile çözemez.

 
Eski cumhurbaşkanı ve bakan parti kurmak için yola çıktılar. Eski başbakan da parti kurmanın hesaplarını yapıyor.
Partinin adını koymadılar ama sosyal medya hesaplarında isim arıyorlar sanki. İki oluşum da beyhude görünüyor. Neden yola çıktıkları az çok belli ama küskünlerden oluşan bir yapının siyasette bir yeri doldurması beklenmez elbette.
Ali Babacan, iyi bir ekonomist olarak dikkati çekmişti. Eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise çevresinin zorlamasıyla siyasete ısınıyor gibi yapıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de istemem yan cebime koy politikası güdüyordu.
Eski başbakan, gölgede bekliyor ama arada bir çıkışlar yapıveriyor. İşe yarar mı? Elbette yaramaz.
Peki, bu üç isim Cumhurbaşkanı Erdoğan olmadan bir şey yapabildiler mi? Elbette hayır. İstemeseydi ne vekil olabilirlerdi, ne bakan, ne de cumhurbaşkanı. Ak Parti başkana endeksi bir parti. Güçlü bir istihbarat sistemi var ve siyaset mühendisleri iyi çalışıyor.
Kuracakları yeni bir parti ile hangi boşluğu dolduracaklar? Belli değil.
Eski cumhurbaşkanının atadığı bütün rektörler fetocu çıktı. Acaba cemaat endeksli bir çizgiye mi oturtacaklar partiyi? Belli değil.
Daha öncesinde içli dışlı oldukları cemaatlerle yola çıkma şansları var mı? Elbette hayır. Terörle mücadele yasaları iki günde işlerini bitirir.
Kendi başlarına bir yere gidemeyecek karakterlerin, kendi başlarına siyasette halkın isteklerine tercüman olmaları mümkün değildir.
Merkez sağın mevcut iktidardan rahatsız olduğu, başka bir partiye yönelebileceği ihtimali bile olsa, gidecekleri yer kurulacak olan bu parti olmayacaktır. Zaten mevcut siyasi iktidarın çizgisinden doğan bir partiye, sağ seçmenin gitme ihtimali olmayacaktır.
Peki, kurulacak olan bu parti hangi kulvarda oynayabilir? Daha seçimlere dört sene var. Ekonomi biraz daha kötüye gider. Vatandaşın çare anlamında yönelmesi beklenebilir mi? Elbette hayır.
Geldikleri çizgi itibariyle, geçmişteki uygulamaları da dikkate alındığında, din eksenli bir parti mi olacak? Eğer olursa zaten 4-5 tane din eksenli parti var. Gerçi onlarca cemaat var memlekette ama üç beş tanesini toplasan bir parti yapmaz.
Nereye koysan oturmuyor. Geçmişlerine bakılınca bir yerlere oturuyor gibi görünüyor ama halen bütün devletin mücadele ettiği terörist bir örgütün siyasi uzantısı olacak kadar sakar bir siyasi çizgi de olamaz değil mi? Bazı isimler sanki dedirtiyor. Olursa ne olur? Merkez ve belde teşkilatlarını oluşturabilir mi? Elbette hayır.
İktidar partisinin doğurması imkânsız görünüyor. Ne küskünler var gıkı çıkmıyor. İyi de hangi denklemi kurdular acaba? Belli değil.