Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu deriz her zaman ama artık google diye bir bilen olunca insanımız bilmekten hızla uzaklaşıyor.


Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu deriz her zaman ama artık google diye bir bilen olunca insanımız bilmekten hızla uzaklaşıyor. Okuduğunu anlamayan, muhakeme edemeyen bir nesil geliyor ne yazık ki. Günde ortalama sadece 1 dakikasını okumaya ayıran milletimizin nereye gideceğini kestirmek zor görünmüyor.
Bilgi sahibi olmak için hem eğitim hem öğretim gerekir insanoğluna.  Bilgili olmak hayatı daha iyi kavramak ve anlamak için de gerekir. Entelektüel olarak tanımladığımız bireylerin hayata bakışları çok daha farklıdır. Bilgi dağarcığında harmanladıkları deneyimlerle hayata bakarak hemen pek çok konuda doğru ve nitelikli düşünce üretebilirler.
İnsanın çevresinde olup bitenleri güncel anlamda değerlendirebilmesi edinim ve deneyimlerine bağlıdır. Bilgi edinmenin iletişim çağında zorluğu kalmamıştır. İnternet ve diğer iletişim araçlarıyla hemen her konuda bilgilenmek mümkündür. Bunun yanında belli konularda düşünce geliştirebilmesi, konulara bakış açısı kazanması kendi veya daha önceden denenmiş ve sonuçlanmış olgulara bağlıdır.
Herhangi bir toplantıda konuşulanların farkına varmak, konuşmada geçen kişi ve konuları tanımakla mümkündür. Fıkra dahi anlatılsa gülebilmek için fıkrada geçen konunun derinliğine bilinmesi gerekir. Aksi takdirde gülünecek bir yerini bulamaz insan.
İnsanın bilgi dağarcığını geliştirmesinde internet çok önemli bir okuldur. Ancak bilgi kirliliğinden uzak kalmak için mutlaka temel bilgi kaynaklarından da yararlanmak gerekmektedir. Aksi takdirde yanlış bilgi edinimleri insanı farklı noktalara götürebilmektedir.
Tarihi ve turistik yerleri görmek için yola çıkacak bir insanın, güzergâhı üzerindeki bütün birimler hakkında geniş bilgi sahibi olmasında yarar vardır. Eğer nasıl olsa orada öğrenirim diye yola çıkıyorsa, harcadığı zaman ve kaynağın en az yarısı boşa gitmiş demektir. İnsanımız bu anlamda yeterli bilgi sahibi olmadan yola çıkmakta ve kervan yolda düzülür misaliyle zaman ve emeğinin önemli bir kısmını boşa harcamaktadır. Sonuçta ne gezinin gerçek değeri de ortaya çıkmamakta, yorgunluktan öte bir iş ortaya çıkmamaktadır. Kılavuz refakatinde yapılan gezilerde dahi bilgi sahibi olmanın önemli yararları vardır. Anlam ve önemi daha da pekişmektedir.
            Bebeklikten başlayan öğrenme ve edinme güdülerini canlı tutmanın yolu, neme lazımcılığın önüne geçmektir. Araştırma ve merakın en yüksek olduğu dönemde çocukların eline tutuşturulan telefonlar ve afyon kadar tehlikeli oyunlar, daha çocuk yaştan yeni neslin geleceğini elinden almaktadır.
Hayatı anlamanın ve hayattan tat almanın yolu çok bilmekten geçer. Anlamadığı konularda anlatılan fıkralara gülemez bile insan. Fıkra, konu veya olaylar hakkında fikir yürütmek için önce anlamak gerekir değil mi?