Sinirbilimciler şiddet içeren video oyunları oynamanın insan empatisinde azalmaya yol açıp açmadığını araştırmışlar.

Şiddet içeren video oyununun empati ve altta yatan beyin aktivitesi üzerinde fark edilebilir bir etkisi olmadığı bulunmuş.

Video oyunları birçok çocuk ve yetişkinin günlük yaşamının ayrılmaz bir parçası haline geldi. En popüler video oyunlarının çoğu, aşırı şiddetin açık tasvirlerini içeriyor. Bu nedenle, bu oyunların oyuncularının empatisini köreltebileceği ve dolayısıyla gerçek şiddete yönelik engelleme eşiğini düşürebileceği yönünde endişeler bulunuyor.

Avusturyalı ve İsveçli araştırmacılar, çalışmalarına toplam 89 yetişkin erkek deneği davet etti. Denekler şiddet oyunlarına ilgi duymayan veya oynamamış olanlardan seçilmiş ve sonuçta korkulan ortaya çıkmamış.

Şiddetin aşırı tasvirleriyle karşı karşıya kalan deney grubundaki katılımcıların tepkileri, diğer guruplara göre çok önemli farklılıklar ortaya koymuyor. Bu, video oyunlarındaki şiddete ilişkin endişelerin temelsiz olduğu anlamına mı geliyor.

Elbette araştırma sonuçları şiddet içeren video oyunlarının artık kesinlikle zararsız olduğunun kanıtlandığı anlamına gelmiyor.

Sadece birkaç saatlik video oyunu şiddetinin, zihinsel olarak sağlıklı yetişkin test deneklerinin empatisi üzerinde önemli bir etkisi bulunmuyor.

Şiddet içeren video filmlerinin etkileri hakkında net ifadeler yapmak için nedensel sonuçların çıkarılmasına izin veren güçlü deneysel kontroller ve boylamsal araştırma tasarımlarına ihtiyaç bulunuyor. Kısa bir zaman dilimi içerisinde deneklere şiddet içeren video izletmek ve herhangi birinin şiddete maruz kaldığında tepkisini ölçmek sağlıklı olmayabilir.

Çocuk sahibi anne ve babalar çocuklarını şiddet içeren video oyunlarından uzak tutmaya çalışıyor. Temelde endişeleri şiddete eğilimlerinin olması veya çevrelerindeki şiddet uygulamalarına duyarsız kalmaları. Araştırmanın ilk sonuçlarına göre böyle bir endişeye gerek bulunmuyor.

Son yıllarda Türkiye televizyonlarında oynayan dizilerin hemen hepsinde şiddet sahneleri veya mafya kavramları bulunuyor. Birileri birilerini vuruyor, dövüyor veya öldürüyor. Birileri yer altı dünyasıyla birlikte olup masumlara veya düşmanlarına kötülükler yapıyor. İzlenme oranlarını artırmak için mi organize edilir bu tür senaryolar yoksa gerçekten belirttikleri gibi gerçek hayattan mı alınmıştır anlamak mümkün değil. Neticede her bölümde birkaç tane şiddet olayı izlettiriliyor.

Eskiden Kurtlar Vadisi diye bir dizi vardı. Milleti ekranlara kilitlerdi. Millet şiddete ve silahlı çatışmalara pek meraklı idi. Ancak bu dizinin hastası olmuş insanlara sorsanız neler oldu diye anlatmakta zorlanır. Unutmuştur mutlaka.

Son yıllarda oynayan diziler de öyle. Millet hangi dizinin hangi kanalda oynadığı bilmekte zorlanıyor. Sosyal medya ortamlarında da aynı. Paylaşımlar yarım saat içinde unutuluyor. Ya da kimin ne paylaştığı bilinmiyor. Dolayısıyla şiddet içeren video filmlerinin insanları etkilemesi zor görünüyor. Elbette eğitim ve kültür düzeyi de bunda etkilidir. Ancak sokakta cereyan eden olaylara memlekette çok fazla müdahale edilmiyor artık. Bir kanıksamışlık var. Kavgaları uzaktan seyretme, mümkünse cep telefonuna video çekme gibi adetler türemeye başladı. Haberlerde görüyoruz. Allah sokakta dara düşürmesin diye dua ediyoruz.