Son zamanlarda meydana gelen zamansız ölümlerden sonra birileri “Aşıdan” diyerek ortaya bir laf attı.

Daha sonra bu söylentiye inanan bir çok kişi bunu abartarak etrafa dedikodu şeklinde yaydı.

.

Ancak pek haksız da değillerdi.

Zira gencecik insanlar kalp yetmezliğinden yanlarında can veriyordu.

Hiçbir hastalığı olmayanlar, birden hayata veda ediyorlardı.

.

Durup dururken olduğundan herkes bunu aşıya bağladı.

.

Statejist Abdullah Çiftçi sosyal medya hesabında ABD’li Dr. Alan Shoemaker’in yaptığı bir açıklamayı yayınladı;

“Çok üzgünüm.

Covid aşısı olanlarda %5 ila %9 oranında kalp hasarı geliştiği tespit edildi.

Her bir milyon kişide 50 bin ila 90 bin kişi arası.

Aşı yan etkisi olarak ‘miyokardit tanısı konulan insanların yarısı’ 5 yıl içinde, %75'i 10 yıl içinde ölecek.”

.

Bu açıklamalar ile zaten diken üzerinde duran halk, iyice korktu ve panikledi.

.

Pandemi döneminde aşı olmadığımız için, otobüse bindirilmedik, sokağa çıkarılmadık, kamu kurum ve kuruluşlarına alınmadık.

Elimizde HES kodlarıyla dolaştık durduk.

Ne zahmetli günlerdi.

Sonunda ikna olup aşıyı olduk.

Kimi 1 kere, kimi 2, kimi ise 3 kere oldu.

.

Şimdi de bu doktor neler söylüyor?

.

Fakat yüreğimize su serpen bir açıklama da Prof. Derya Unutmaz’dan geldi.

Sosyla medyada yaptığı açıklamada şunları yazdı:

“Aşıların yan etkileri hakkında açıklama, yüzüncü kere falan:

1. COVID-19 aşılarının güvenlik ve etkililiklerini sağlamak için kapsamlı araştırma ve testlerden geçmiştir.

 

2. Aşı sonrası kalp hastalığı endişeleri, özellikle miyokardit ve perikardit vakaları, detaylı şekilde incelenmiştir.

Bazı mRNA COVID-19 aşıları (Pfizer ve Moderna gibi) genç erkeklerde nadir görülen miyokardit ve perikardit vakalarıyla ilişkilendirilmiştir.

Ancak, bu vakalar son derece nadirdir ve genellikle çoğunluğu hafif geçer.

 

3. COVID-19 aşılarının, COVID-19 ve komplikasyonlarını önlemede sağladığı faydalar, miyokardit veya perikardit riskinden çok daha fazladır.

COVID-19’un kendisi, miyokardit dahil çok daha ciddi kalp komplikasyonlarına neden olabilir.

Aşılar bunları önler yani net sonuç bu nadir durumlarda bile fayda yönündedir.

 

4. Dünya çapında sağlık kurumları, CDC ve WHO gibi, ve birçok bilim merkezi aşı güvenliğini sürekli olarak izlemektedir.

Yaptıkları araştırmalar, aşıların son derece güvenli olduğunu ve kalp hastalığı riskinin aşılar tarafından artırılmadığını net olarak göstermektedir.

 

5. Aşılar, bağışıklık sistemine COVID-19’a neden olan virüsü tanıtarak ve onunla savaşması için birer mesaj taşıyıcıdan ibarettir.

Bu süreç, damar hastalığı veya kronik kalp yetmezliği gibi kalp hastalıklarının gelişimine yol açacak mekanizmaları içermez.

 

6. COVID-19 aşılarının güvenli ve etkili olduğu konusunda ezici bir bilimsel uzlaşı vardır.

 

7. Bilimsellikten uzak, popülist amaçlı yalan dolan haberlere itibar etmeyiniz, ederseniz de siz bilirsiniz tabii.

 

Bizden uyarması…”

.

Bu açıklamanın altına aşı karşıtları yine bildiğini yazmış ve “Bu kadar net konuşmak için 3-4 yıl yeter mi?” demişler.

.

Bu soruya cevap gelmiş hocadan;

“Fazlasıyla yeterlidir. Uzun vadede yan etki olması için bir biyolojik mekanizma yoktur. Ama örneğin sigara içiyorsanız bunun etkisi yıllar sonra çıkar…”

.

Velhasıl olan oldu.

Aşıyı çaktılar bize.

Eyvallah…

.

Bu saatten sonra tartışmanın kimseye faydası yoktur.

Bilim insanları tartışır, araştırır ve sonuca varır. Bir tespit halinde bizlere de uygular.

Bu kadar basit.

 

DEĞİŞİM

Haydi bakalım size son günlerin popüler bir sorusunu sorayım.

“Değişim ne demek?”

.

Hepinizde bir cevap var biliyorum.

Ama Oxford Languages’e göre sözlük anlamı şu;

“Değişmek eylemi.”

“Belli bir süreç içinde yer alan değişikliklerin tümü.”

.

Cümle içinde kullanımı (sözlüğe göre):

“Toplumlardaki hızlı değişime uymak zorundayız…”

.

Yoldan geçen bir çocuğa sorsak;

“Değişim ne demek?”

Cevap şu olur;

“Her şeyin değişmesi, eskilerin gitmesi” der o sevgi dolu ve masum duygularıyla.

.

Hiç sağa-sola sapmaya gerek yok.

“Her şeyin değişmesi, eskilerin gitmesi.”

Cevap bu.

.

Öyleyse bakın etrafınıza,

“Değişim” diyenlere özellikle.

.

Soru şu;

“Hangisi değişti?”

Cevap ise şu;

“Hiç biri…”

.

Cevabı “Hiç biri” olan bir “Değişimin”, “Değişmeyecek bir topluluğa” faydası ne?

.

Bu kadar gürültü koparılıp, “Eski tas, eski hamam” şeklinde yürünmesinin anlamı ne?

.

“Makam, mevki, koltuk haramdır, öncelik vatandır” diyerek, tersini yapanların en önde yürümesinin anlamı ne?

.

“Değişmeyen tek şey değişimdir” diyerek iktidara gelenlerin, “Değişmeyen tek şey biziz” demelerinin anlamı ne?

.

Yıllarca üst düzey görev yapmışların, muhtar azalığına bile talip olup;

“Değişimden bahsetmeleri” mümkün müdür?

.

Tek şekilde tüm bunlar mümkün olabilir;

“O toplumda başka insan kalmamışsa…”

.

Değişmek isteyen ama değişmeyen bu durumu bir fıkracıkla anlatayım istedim.

Anlayan anlar mı acaba?

.

Adamın biri ismini değiştirmek için mahkemeye başvurmuş.

Hakim Sormuş:

-“İsmin ne?”

Adam Cevap vermiş:

-“Remzi Hıyar!”

Hakim:

-“İsim değişikliği istemekte haklısın peki yerine ne istiyorsun?”

Adam:

-“Sadık Hıyar…”

 

DAYI

Sosyal medyada gezinirken rastladıklarımı zaman zaman sizlerle paylaşıyorum.

Bu yazı da onlardan biri.

.

Günümüzde yaşadıklarımıza bir başka gözle bakan tarafından yazılmış.

Bakalım siz bu konuda ne diyeceksiniz?

.

“Neden geri kalıyoruz basit bir örnek vereyim.

.

Bak şimdi.

Bu bot son teknoloji bir bot.

Bilek destekleriyle kocaman bir ayakkabı, katiyen su geçirmez, goretex teknolojisi sayesinde içeri su girmez ama ayak terlemez.

Çünkü su molekülü geçirmeyecek kadar sık dokunmuş, terle oluşan buharın geçebileceği kadar geniş.

Bu sayede içerde ter yok ama dışardan da su girişi yok.

 

Parmakları koruyacak sert bir malzeme ve kalın bir tabanı olmasına rağmen kaç gram bu kocaman ayakkabı biliyor musun?

200 gram!

Yani baya baya iyi marka bir koşu ayakkabısıyla aynı ağırlıkta.

 

Bunların hepsi teknolojik gelişme...

 

Peki sen neden yakalayamıyorsun biliyor musun?

Bu ayakkabı 7000 lira da o yüzden.

Yurtdışında ne kadar peki?

100 dolar.

Yani standart bir Avrupalı bu yeni teknolojiyi maaşının ortalama 30'da 1'iyle alırken sen çok iyi ihtimalle 3'de 1'iyle alabilirsin.

Bu sadece ayakların yere temasını kesmek için yapılmış bir ayakkabı.

Daha ayakkabıda yakalaman bile imkânsızken uzay teknolojisinde ne kadar yakalayabilirsin?

Görmediğin deneyimleyemediğin bir teknolojiyi nasıl sen de üretmeyi akıl edebilirsin?

Tatmadığın bir yemeği nasıl pişirebilmeyi hayal edebilirsin?”

.

Belki de birileri tarafından özellikle cehalet isteniyordur…