Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecine bütün şeffaflığıyla şahit olduk.

Konuşulanlar, davranış şekilleri bütün açıklığıyla anlatıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener haklı olarak ittifakı terk etmek zorunda kaldı. Oysa bir yıldan bu yana parti gurupları çok iyi çalışmış, ülke yönetimi konusunda çok güçlü stratejiler geliştirmişlerdi. Günlerce, aylarca yapılan bütün bu hazırlıklar elbette heba olmayacaktı. Hangi parti programına alsa başarılı bir şekilde memleketi yönetebilir. Güçler ayrılığını kabul eden, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş memleketin geleceği için vazgeçilmez bir hedeftir.
Memleket cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ne kadar ucube, sakat bir sistem olduğunu gördü. Hala sancılarını yaşıyor. Taşrada yöneticiler yukarıdan talimat almadan kendi salahiyetleriyle bir iş yapamaz hale geldiler. Yazın çıkan orman yangınında dahi ilgili bakan cumhurbaşkanımızın talimatıyla yangını söndürdük diyebiliyor. En son deprem felaketinde devletin hantallığı, müdahalede geç kalışının temelinde bu ucube sistem yatıyor.
Memleketin geleceği, müreffeh yarınlar için tek yol var. O da bu sistemi 14 mayısta demokratik yollarla değiştirmek. Bunun için Millet İttifakı, özellikle Sayın Meral Akşener çok çalışıyor. Dört yıldan bu yana memlekette uğramadığı, esnafıyla sohbet etmediği ne bir il, ne de bir ilçe kalan Sayın Meral Akşener’in, bu kadar emeğin üzerine kazanacak bir adayda diretmesinden daha doğal bir gelişme olamaz elbette. Yazın sıcağında kan ter içerisinde hem kendi hem de farklı partilerden, hatta zaman zaman protesto eden insanlarla yüz göz oluyorsunuz, sokağın nabzını yüz yüze izliyor ve gözlemliyorsunuz, masanın ortakları kazanması neredeyse garanti adaylarınıza karşı çıkıyor. Kim olsa bu emeğin, alın terinin hakkını arar. Sayın Meral Akşener de bunu yaptı. Masadan kalkması tamamen milletin ve memleketin geleceği için bir direnişti. Oyun bozanlık falan değil. Nitekim parti örgütlerinden inciten paylaşımlar yapılmaması için çok ciddi ve tekrarlayan mesajlar geldi. İktidar partisinin trolleri bayram yapmaya kalktı ama kısa süre sonra gardları düştü.
Masadan ayrılmasına son derece sığ eleştiriler yapıldı. Birçok hikayeler üretildi. Yazıklar olsun demeden edemiyor insan. İYİ Partiden istifalar oldu. Aslında bir yandan istifalar olur iken, bir yandan da eylemi destekler nitelikte yeni üye kayıtları da yapıldı. Neticeden memnun olanlar da olur, olmayanlar da. Bu gayet doğaldır. Herkes meseleleri anlayabildiği kadarıyla analiz eder. Kimi basit düşünür, kimi de ince düşünür. Memleketin en ilkeli partisi olan İYİ Parti’de, ilkelerin galip gelmesi ancak demokratik saygıyla mümkündür.
Sayın Meral Akşener’in direnişi, siyaseti adeta silkeledi. Kendi partisi içinde kariyer arayanları döktü. Karakteri zayıf, ülküsü gelişmemiş üyeler ağır hakaretler ederek partiden ayrıldılar. Kolay bir durum değildi elbette. Hakaretleri kabul etmek zor ama ayrılışları hoş görmek gerekiyor. Kızgınlıkla verilen kararlar sağlıklı olmayabilir. İYİ Parti memleketin geleceği açısından ilkeleri itibariyle büyük önem taşıyor. Bu nedenle bazı gelişmeleri sonuçlarını görmek bakımından zamana bırakmak gerekiyor.