Bütün bayramlar kadar güzel bir gün Çanakkale Deniz Zaferi. Tarihin akışını değiştirdiğimiz gün. Anadolu’nun tapusunu aldığımız, ata mirasına sahip çıktığımız gün bugün.
Bütün bayramlar kadar güzel bir gün Çanakkale Deniz Zaferi. Tarihin akışını değiştirdiğimiz gün. Anadolu’nun tapusunu aldığımız, ata mirasına sahip çıktığımız gün bugün. Sömürge devletlere ışık olan bir gün. Yenilmez sanılan İngilizlerin yenildiği gün bugün.
Çanakkale’yi daha iyi anlayabilmek için, Balkan savaşlarını, Yemen harbini, Kuzey Afrika’da verilen mücadeleleri bütün detaylarıyla öğrenmek gerekir. Ancak bu şekilde Çanakkale Deniz zaferinin büyüklüğü anlaşılabilir. Bolşeviklerin başarılı ihtilalını, dünya üzerinde komünist hareketlerin güçlenişini, orantısız güç kullanan emperyalistlerin dize gelişini Çanakkale’den görmek, atalarımızın kahramanlıklarını daha bir anlamlı kılmaktadır. Bu özellikleriyle Çanakkale’nin, Çanakkale’deki ruhun emsali yoktur.
Anadolu’nun dünya coğrafyası üzerindeki yerini ve kıymetini anlatmanın gereği yok. İnsanlık tarihi kadar eski medeniyetlere beşiklik eden Anadolu, Osmanlının zayıfladığı bir dönemde birinci dünya savaşına girmesi, dikkatlerin merkezi haline gelmesine neden olmuştur. İngilizler ticaret yollarını ele geçirecek, Ruslar sıcak denizlere kolay ineceklerdir. Tamamen emperyalist emellerle Çanakkale’ye yüklenen İngiliz’i, Fransız’ı sömürgelerinden topladıkları eğitimsiz askerlerle birlikte, Trablus’ta, Balkanlarda, Kafkasya’da, Yemen’de, birçok cephede zayiat veren Osmanlı’ya son darbeyi vuracaklardı. Çanakkale kilidini kıramadılar sonuçta.
Çanakkale geçilmemiştir. Vatan, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Çanakkale, dünyanın dört bir tarafının vatanı olmuştur. Şehit sayılmamakla birlikte, ne Afrikalısı, ne de yeni Zelandalısı kalmıştır Çanakkale’yi görmeyen, Çanakkale’yi ebedi ikametgâhı yapmayan.
Çanakkale, tüm dünyada askeri işgallerle sömürünün son bulduğu yerdir. Yaklaşık dört yüz yıl boyunca Amerika başta olmak üzere, Afrika, Güney Asya, hatta Avustralya’yı ileri teknoloji silah gücüyle işgal eden emperyalist milletler, sömürünün şeklini Çanakkale’yi geçemeyince değiştirmişlerdir. Yeni dünya düzeni, küreselleşme, globalleşme teorileri geliştirilmişler, sömürünün şeklini değiştirmişlerdir.
Yüzyıllarca askeri işgalle altın başta olmak üzere, dünyanın kıymetli yer altı zenginliklerini kendi milletlerinin geleceği için kullanan ülkeler, günümüzde barış gücü adı altında asker ihraç etmektedir. Asker ihracı, şirketlerinin ekonomik faaliyetlerinin riske girdiği ülkelere yoğunlaşmaktadır. Kendi kaynaklarını işlemekte yetersiz kalan ülkelerde iç karışıklıklar çıkmakta ve barış gücüne ihtiyaç durulmaktadır. Arap baharı dedikleri, emperyalizmim yeni bir sömürü oyunudur. Yüz yedi yıl önce oynanan oyuna benzer gelişmeler, yakın çevremizde yaşanmaktadır.
Çanakkale geçilmez bir felsefedir. Bu topraklarda doğan Çanakkale ruhu, memleketi yeniden inşa edecek en önemli güçtür. Evrensel boyutta değerlendirildiğinde, ülkenin durumunu yeni bir anlayışla gözden geçirmenin gerekliliği, ülke önceliklerinin yeniden belirlenmesinde yarar olduğu ortaya çıkmaktadır. Her alanda ülkemiz, kaynaklarını özgün bilgi ve teknolojisiyle ürüne dönüştürebilecek yetenek ve kapasitededir.
Çanakkale Zaferinin emsali yoktur. Tek yapılacak olan Çanakkale Ruhunu iyi anlamak, üretmek, özgün bilgi ve teknolojilerle önce kendine yeten, ardından katma değer yaratan ürünlerle dünya pazarına girmektir.