Üreticimizin geleneksel ürünlerden gelirleri azaldıkça alternatif ürünlere olan ilgisi artıyor.

Üreticimizin geleneksel ürünlerden gelirleri azaldıkça alternatif ürünlere olan ilgisi artıyor. Köşeyi döndürmez ama hiç olmazsa zarar ettirmez.
Daha önceki yıllarda Isparta ve Burdur yörelerinde başlayan lavanta rüzgârı Çanakkale’de çok daha bilinçli ve düzenli bir şekilde esecek gibi görünüyor.
Lavanta cinsi, yaklaşık 30 civarında tür içermektedir. Bunların önemli bir kısmı asırlarca doğadan toplanarak değerlendirilmiştir. Hemen bütün Akdeniz havzasında yaygın yetiştiriciliği yapılan lavanta türleri, günümüzde kozmetik sektörünün aranan bitkisi durumuna gelmiştir.
Lavanta özellikle çiçekleri aromatik ve şifalı bir bitki olarak eskiden beri kullanılmaktadır. Roma döneminde banyo suyuna eklenmiş ve parfüm olarak kullanılmıştır. Bugün lavanta yağları ekonomik olarak narenciye, gül ve nane yağlarından sonra dünyanın en önemli 10 uçucu yağı arasında yer almaktadır.
Günümüzde İngiliz lavantası olarak bilinen Lavandula angustifolia, lüks parfümeride önemli bir bileşen olan gerçek lavanta yağı vermektedir. Isparta ve Burdur yörelerinde yaygın olarak yetiştirilen melez lavanta ise, yağ verimi yüksek olmakla birlikte, daha çok kozmetik ürünlerinde, deterjanlarda ve sabunlarda kullanılmaktadır.
İngiliz lavantasının çiçekleri tam açtığında hasat edilmekte ve su buharında damıtılarak uçucu yağı elde edilmektedir. Yağı renksiz veya soluk sarı renktedir. Aroması, tatlı, taze meyve kokusu vermektedir. Otsu, ferahlatıcı bir kokuya sahip olması nedeniyle yağı oldukça kıymetlidir. Yağının litresi dünya piyasalarında 150 dolar fiyatla işlem görmektedir. Başlıca kimyasal bileşenleri: linalol, linalil asetat, 1,8-sineol, limonen, pinen, karyofilen gibi maddelerdir. Kamfor oranı düşük olup, yağı için yetiştirilmektedir.
Melez lavanta ise daha çok çiçekleri için yetiştirilmekte, kamfor oranı yüksek yağ vermektedir. Yağı nispeten daha değersiz olup, düşük fiyatla alıcı bulmaktadır. Uçucu yağ standartlarına göre kamfor oranının binde beşten daha düşük olması gerekmektedir. Oysa melez lavantanın yağında kamfor oranı binde sekizden yüzde 11’e kadar çıkabilmektedir.
Lavanta kurağa son derece dayanıklı türlerden biridir. Dolayısıyla sulama imkânı olmayan kıraç arazilerin değerlendirilmesinde önemli bir alternatiftir.
Genellikle 140x40 cm aralıklarla dikilmekte ve dekara 2000 civarında fide kullanılmaktadır. Talep yüksekliği nedeniyle fide fiyatları yüksek seyretmektedir. Bununla birlikte, fide üretimi son derece kolaydır.
İkinci yıldan itibaren çiçek hasadı yapılan lavanta, 15 yıl boyunca iyi bakım şartlarında hatırı sayılır yağ vermektedir. Dekara 2 litreden başlayan yağ verimi, üçüncü yıldan itibaren bakım şartlarına göre ilk etapta 5 litreye, ilerleyen yıllarda 10 litreye kadar çıkmaktadır.
Bakımı ve yetiştiriciliği son derece kolaydır. Yağ üretimi yanında nektar verimi en yüksek bitkilerden biridir. Görsel güzellikleri nedeniyle peyzaj planlamalarında da sıklıkla kullanılmaktadır. Hatta dünya üzerinde lavanta çiftlikleri zinciri kurulmuştur. Çok yönlü yararlanma imkanları sunmaktadır. Geriye dikip, çapasını ve hasadını yapmak kalmaktadır.