Dün bir ara alelacele Dardanos’a gittim. Şu kanalizasyon işlerim yüzünden.

Dün bir ara alelacele Dardanos’a gittim.
Şu kanalizasyon işlerim yüzünden.
.
Aslında sokağa çıkmayan biriyim ancak, mecburen gittik.
.
Gitmesine gittik ama ne gidiş.
Dönüşte cezayı da yedik.
.
Ne cezası?
.
Maske mi?
Dezenfektan mı?
Yaş mı?
Hızdan mı?
.
Hayır, hayır, hayır!
Hiç biri değil…
.
Tam Orman Kampının önüne konuşlanmış Jandarmanın yazdığı “Kemer takmama” cezası ciğerime oturdu.
.
Anlatıyorum efendim sakin olun.
Hayır, ben sakin olamadım da.
.
Bizim sokaktan çıktım geri vites ile:
Orman kampının önünden de geçen Hasan Mevsuf Caddesi’ne kontrollü bir şekilde arabanın yönünü kampa doğru doğrulttum. (ki orası ile benim sokak çıkışı taş çatlasa 100 metre)
Eşim:
“Şu anahtarı yerine koyar mısın?” diyerek yazlığın anahtarını verdi.
Ben hem gidiyorum, bir yandan da kapının yanındaki göze anahtarı koyuyorum.
Sonrasında emniyet kemerimi takacağım.
(Öylesine el alışkanlığım olmuş ki, otomatik olarak kemer takıyorum zaten. Bizim ehliyet alma zamanımızın kuralı olarak, vücudumuzu yarım şekilde arkaya döndürüp sağ elimizi koltuğa koyarak geri vitesle gidiyoruz. Bu haldeyken kemer takmak olmuyor.)
.
Derken elimi emniyet kemerime attığım anda, önümde bir jandarma belirdi ve parmağını sallayarak “Hayır, hayır, hayır” işareti yaptı ve durdurdu.
.
“Ehliyet…”
“Buyurun.”
“Emniyet kemeri takmamaktan kanuni işlem yapacağız” dedi.
.
Kampın önünde başka bir vatandaşa muamele yapan ve sonradan rütbesini öğrendiğim “Tim Komutanı”na gönderdi.
.
Ben durumu anlatmaya çalışıyorum,
.
“Şuracıktan çıktım, kemerimi bağlamaya vaktim olmadı, eşim anahtarı vermişti…” filan…
Dinleyen yok.
.
Dellendik tabi.
.
Ben ki 1982 yılında ehliyet almışım.
Ömrümde 10 defa ceza yememişimdir.
En son yediğim cezanın sebebi:
“Arabanın muayenesi geçmiş olması…”
.
O sırada yanımızda başka bir araç geçti ve emniyet kemeri yoktu.
“Bakın bunun da yok!” dedim,
Oralı olmadı.
Sonra bir tane daha,
Bir tane daha…
Bana ceza yazılana kadar en az 10-15 araba kemersiz geçti.
.
“Arkadaşlar bakın, devlet ceza kesmez. Burada değil, anayolda uygulama yapın. Bizi ikaz edin. Vatandaşı da dinleyin. Ayrıca madem ceza keseceksiniz, herkese kesin… Adaletli olun…”
Dinlemediler tabi.
.
Yanımdan geçen araba için, “İhbar ediyorum kemeri yoktu” dedim.
“155’i arayın” dediler.
“Size ihbar ediyorum” dedim,
Bakmadılar bile.
.
İşte o an kendisini tanıtarak “Tim Komutanı” olduğunu söyleyen memur dedi ki:
“Biz burada Valilik adına kontrol yapıyoruz. Ben tim komutanıyım, iki arabaya bakacağım sadece…”
.
Neden kızdığımı anlatayım.
.
Şimdi durum şu:
Virüsün kol gezdiği bu topraklarda,
Günde bilmem kaç kişinin hayatını kaybettiği,
Bilmem kaç kişinin yoğun bakıma alındığı şu Pandemi günlerinde Jandarma, maske, yaş veya sosyal mesafe kontrolleri yapması gerekirken:
Neye bakıyor?
Tali yolda emniyet kemerine.
(Elbette görevlerinden biri de trafik kontrolü yapmak ama sırası değil.)
.
Peki bu yolda sürat yapan var mı?
Yok, zaten yollar nanay.
.
Ben, yazın deniz kenarında bir takım gençlerin sabaha kadar gürültüler yapıp, içki içtiklerini ihbar etmiştim kimse gelmemişti.
.
Asfaltı yeni dökülen bu yolda “Aşırı hız yapılıyor, çoluk çocuk hem yaya olarak hem de bisikletlerle yollarda bir bakıverin” demiştim, kimse gelmemişti.
.
Şimdi?
Emniyet kemeri kontrolü.
.
Cezayı yedik eyvallah.
Erken ödeme ile 90 lira civarı.
İsyanım paraya filan değil,
Eşitsizliğe.
.
Madem kontrol var,
Neden herkese değil?
Madem ceza var,
Neden herkese değil de tuttuğuna…
.
Tam makbuzu cebime koyuyorum, karşı yönden bir özel otomobil geliyor.
İçindeki vatandaşlar, 3 metrelik PVC su borularından almışlar ve taksinin yanından uzatmış pencereden tutuyorlar.
Bırakın bu arabaya ceza kesmeyi, normalde trafikten men cezası almalı.
.
Gösterdim, “Bakın” dedim.
Bana verilen cevap:
“Biz o yönden gelenlere bakmıyoruz…”
.
Ey iktidar!
Anladık ceza kesecekseniz.
Size bir tavsiyem olacak:
“Bu işi yaparken bari adaletli olun… Ağız tadıyla hep beraber eşit şekilde ceza yiyelim de, hayırlısıyla bütçeye faydamız olsun…”