Memlekette fırsatçılar hemen her olağanüstü durumdan menfaat sağlamaya çalışıyor.

Memlekette fırsatçılar hemen her olağanüstü durumdan menfaat sağlamaya çalışıyor. Ellerinden gelse aldıkları nefesten para kazanacaklar. Bu kadarı da pes dedirten manzaralar bitmek bilmiyor.
Gölcük depreminden bir yıl sonra, depremzedelere dağıtılan çadırları ilçe ve köy panayırlarında görmeye başlamış, içimiz burkulmuştu. Deprem bölgesinde ise anlatılan talanların, depremde vefat eden kadınların kollarındaki bilezikleri almaya kadar giden insanlık dışı eylemlerin ardı arkası kesilmemişti.
Erciş depreminde 17 tane tır yağmalandı daha depremin ilk günlerinde. Deprem bölgesine gönderilen yardımları taşıyan kamyonlardan bir kısmı Bitlis yakınlarında terör örgütüne mal indiriyor ve aynı kamyonlar deprem bölgesinde özellikle yağmalanıyordu. Aksi takdirde kamyonların yolda mal indirdiği anlaşılacaktı. Nitekim yağma organizasyonunun izini süren güvenlik güçleri bu konuda somut bilgilere ulaşmıştı. Depremzede olup verilen çadırları satmaya kalkanları da ibretle izlemiştik ne yazık ki.
Et fiyatlarındaki yükselmeler ete domuz eti veya tek tırnaklı eti ilavesiyle sonuçlanıyor. Süt ürünlerindeki hileler ise yılın 365 günü devam ediyor. Sahtekârlar yakalanıyor, ifşa ediliyor ama başka bir yerden yine hileye devam ediyorlar.
Farklı gıda ürünlerinde sürekli yapılan ürünle oynama, maliyetleri azaltma girişimleri aralıksız devam ediyor. Salçadan kırmızı bibere, hatta tahine kadar insanımızın hile katmadığı bir gıda ürünü kalmadı neredeyse.
Uçan kuştan para çıkartan insanımızın, acı olayların üzerine de senaryolar hazırlaması ve bunlardan menfaat sağlamaya çalışması anlaşılır gibi değildir. Ahlaki değerlerin bu derece zayıflaması, gelinen noktada insanımızın güvenliğini daha da sıkıntıya düşürmektedir.
Memleket korona virüsüyle mücadelede bütün imkânlarını kullanmaya çalışıyor. Basın ve medya organlarında virüsle mücadele yöntemleri anlatılıyor. Hijyen ve bulaşmanın önlenmesi için yapılması gerekenler bir bir izah ediliyor.
Hadi daha öncesinde sahte içki imalatçıları etil alkol ile milleti zehirliyorlardı. Bunların izini bulmak son derece zordu. Sağlık hizmetlerinden geçim temin edenlere ne demeli. İki yüze yakın firmanın salgında kullanılan malzemeleri karaborsa fiyatlarıyla piyasaya sunmaları anlaşılır gibi değil.
Çoğunluğu eczane olmak üzere çok sayıda firmanın etil alkol ve benzeri ürünleri fahiş fiyata satmaları, insanların endişelerinden para kazanmaları ahlakın çöktüğünü gösteriyor.
Eczaneler bir yana süper market zincirlerinin gıda başta olmak üzere, kolonyaya kadar hemen bütün ürünlerde fiyat değiştirmeleri, durumdan para kazanmaktan başka bir şey değildir.
Milli bir duruşun sergilenmesi, hemen herkesin üzerine düşen fedakârlığı yerine getirmesi gerektiği bir dönemde köşe dönmecilerin ifşa edilmesi yetmiyor aslında. Bu tür girişimlerin ebedi ticaret hayatından atılması gerekir.
İnsana ahlak eğitimi veremezseniz, ahlaka aykırı, özellikle mal ve hizmet üretiminde ahlaka aykırı bütün eylemleri kanunla yok etmek zorundasınız. Aksi halde insanların sağlığıyla oynayan teröristlere pirim vermiş olursunuz.