.

Dünya korona ile savaş verirken, aşı geliştirme çalışmalarıyla cebelleşirken, memlekette 14 sene Sağlık Bakanlığı yapmış olan Rahmetli Refik Saydam’ı hatırlattı. Anmakta ve hayatını bilmekte yarar var.
8 Eylül 1881 günü İstanbul'un Fatih ilçesinde doğan Refik Saydam, mahalle mektebinin ardından 1892 yılında Fatih Askeri Rüştiyesine ve 1896 yılında İstanbul Kuleli Askeri İdadisine girmiştir. 22 Ekim 1905 tarihinde Askeri Tıbbiyeden Tabip Yüzbaşı rütbesiyle mezun olmuştur. Üç yıl Gülhane Askeri Tıp Akademisinde Embriyoloji ve Histoloji bölümlerinde çalışmıştır. 1910 yılında eğitim için yurt dışına gitmiştir. Almanya’da Berlin askeri tıp akademisinde eğitim görmüştür. 1912 yılında Balkan Savaşında yurda dönmüş cepheye gitmiştir.
Balkan Savaşında Antalya'da ve Çatalca Cephesinde Kolera hastalığını önleyici çalışmalar yapmıştır. 1914 yılında atandığı sahra genel sağlık müfettiş muavinliği sırasında, bakteriyoloji enstitüsünü örgütleyerek tifo, dizanteri, veba ve kolera aşılarının, tetanos ve dizanteri serumlarının üretilmesini ve Birinci Dünya Savaşında ordu ihtiyacının karşılanmasını sağlamıştır.
Salgın hastalıklarla mücadelesini Hasankale’de cephe hizmetinde de sürdürmüştür. Tifüse karşı hazırladığı aşı tıp literatürüne geçmiştir. Bu aşı Birinci Dünya Savaşında Alman ordusunda ve Kurtuluş Savaşında askerlerimiz tarafından kullanılmıştır.
Refik Saydam, 1919 yılında 9. Ordu Sağlık Müfettiş Muavinliği görevi ile Atatürk’ün yanında Samsun’a çıkmıştır. Erzurum’da Atatürk’ün karargâhı dağıtıldıktan sonra Erzurum Askeri Hastanesi bulaşıcı hastalıklar servis şefliğine atanmıştır. Fakat bu görevi kabul etmeyerek ordudan ayrılmıştır. Ardından Erzurum ve Sivas kongrelerine katılmıştır.
1920 yılında TBMM’ye Doğu Beyazıt Mebusu olarak girmiştir. Aynı zamanda Millî Savunma Vekaleti'ne bağlı Sıhhiye Dairesi Başkanı olarak atanmıştır. TBMM'nin II. döneminden itibaren İstanbul mebusu olarak görev yapmıştır. 10 Mart 1921 tarihinde TBMM tarafından Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekilliği görevine kısa süreliğine seçilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra 30 Ekim 1923 tarihinde Birinci İsmet Paşa hükümetinde Sağlık Bakanı olarak görevlendirilmiş ve bu görevi 25 Ekim 1937 tarihine kadar üç dönem sürdürmüştür.
Kesintilerle 14 yıl süren Sağlık Bakanlığı döneminde sağlık hizmetlerinin temellerini atmıştır. 1924 yılında Ankara’da, daha sonra Erzurum, Sivas ve Diyarbakır başta olmak üzere birçok ilde devlet hastaneleri doğum ve çocuk bakım evleri açmıştır. Ayrıca bu konuda nitelikli eleman yetiştirilmesine önem vererek sağlık kursları, tıp öğrenci yurtları, 1928 yılında Hıfzısıhha Enstitüsü ve Mektebini, İstanbul ve Ankara’da veremle savaş dispanserlerini kurmuştur.
Milli Eğitim ve Maliye Bakanlıklarına da vekalet eden Saydam, 15 yıl Kızılay Başkanlığı yapmıştır.
1939-1942 yılları arasında Başbakan olarak görev yaparken, sağlık konusuna bakanlığı dönemindeki gibi önem vermiştir. Birçok hastalığın aşısını üretebilme yeteneğinde enstitü ve laboratuvarlar kurmuştur.
Yeniçağ Gazetesinin haberine göre, Çin Hükümeti, 1940 yılında ülkelerinde yaşanan kolera salgını sonrası Atatürk döneminde kurulan Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsünün kendilerine yaptığı yardım dolayısıyla Türkiye'ye korona virüs tespitinde kullanılan tanı kitlerini ücretsiz gönderdi.
Bu enstitü ne yazık ki 2011 yılında kapatılmıştır. Daha ne söylenebilir ki.