.

İnsanımızın hemen her konuya kendi hesabından bakmaya başladı. Çıkarını önce düşünen beyinler nasıl gelişti anlamak mümkün değil. Milli ve sosyal duruşlar gittikçe zayıflıyor. Artık bu durum inkâr da edilmiyor. Memleket öncelikleri konuşulurken bile ne çıkarım olacak bu işten deyiveriyor bazı insanlar. Birçok ortamda haklı dahi bulunuyorlar. Haklı bir hareket elini belaya bulaştırdı diye eleştiriliyor bile. Nemelazım bırak gitsin duruşları hızla çoğalıyor.
İnsanımızın egosu teknoloji geliştikçe gelişiyor maşallah. Hemen her yerde kendinin ne kadar öncelikli olduğunu gösterebiliyor. Sıra kapma yarışında görürdük eskiden sadece bireyin öncelikli davranışlarını. Benlik ne kadar çok gelişiyor ise, bananecilik de o kadar gelişiyor demek ki.
Ben’le bana ne aslında birbirine epey yakın kavramlar. Ben kavramı geliştikçe çevreye karşı bana ne de gelişiyor haliyle. Adeta birbirini aynı insan üzerinde tamamlayan kavramlar. İkisi bir gelişiyor çünkü. Bu anlamda birey egoları yüklendikçe, toplumsal duyarsızlık da adeta çöküyor. Bu nedenle her şey tutanın elinde kalıyor. Değer yargıları da sürekli doğrudan yana olanlar kaybediyor.
Bencillik iyi değildir, kötü bir huydur diye anlatılırdı eskiden. Günümüzde gemisini kurtaran kaptan gelişti ne yazık ki. Daha da gelişirse maazallah insanımız ne yapar bilinmez. Daha yaşlı olanlara öncelik verme gibi güzelliklerimiz kaybolup gidiyor hızla. Allah elden ayaktan düşürmesin diye edilen dualar daha da çoğalacak.
Şehirde yaşayan insanların hemen tamamı şehrin sosyal imkânlarından yararlanıyor. Kimsenin eve kapanıp ömrünü sürdürmesi mümkün değil. Haliyle şehrin gelişimiyle ilgili ortak konularda duyarlı olması gerekir. Diyelim ki herhangi bir şehrin veya köyün yerel yöneticisi, belediye başkanı veya muhtarı hoparlörden duyuru yaptı. Bir hizmetin paylaşılması veya yerleşim sakinleri tarafından halledilmesi gerekiyor. Eskiden bunun adına imece deniyordu. Acaba nüfusun ne kadarı buna iştirak edebilir? Hiçbiri demek haksızlık olur. Toplumun artık enayi olarak nitelediği birkaç toplum gönüllüsü çıkabilir mutlaka. Ancak çoğunluğu bana ne diyecektir. Hatta belediye başkanı veya muhtar olmasını biliyorlar, biz boşuna mı seçtik, biz yapacaktık madem neden orda duruyorlar gibi çeşitli söylemler de geliştirilecektir. Ne kadar doğru bilinmez ama bir şekilde insanımız ortak değerlerini gittikçe yitiriyor. Aslında birbirinden, birlikten uzaklaşıyor.
Otobüse, uçağa herkesten önce binince, daha iyi bir koltuk kapma şansı yok. Ama bakın insanlar önce binmek için nasıl zorluyorlar terminallerde. Şehir içinde ha keza. Işıklı kavşaklarda önce geçebilmek için arabalar adeta yarış atı gibi duruyor.
Bana ne toplumumuzda gittikçe artıyor. Toplumsal bütünlüğü sağlayan özelliklerimizin ana unsurunu zayıflatmanın, bireysel dünyalar yaratmanın ülke gelişimi üzerine ekonomik anlamda yararı olabilir belki. Ancak insan özelliklerini geliştirmek ülke gelişimi açısından daha önemlidir. Zengin ama insani değerler zayıflamış bir ülke mi? Kendine yetiyor ama insani özellikler gelişmiş bir ülke mi? Hangisi önemli?