Gırgır Dergisi’nde, çeşitli ulusal gazetelerde köşe yazarlığı yapan ve hikaye yazan Mehmet Ali Çatal’ın 10 Kasım’da çıkarttığı 09:06 adlı kitabı ilgi görmeye devam ediyor. Daha önce, Bi Kahve İçebilir miyiz? Holi Şit, Her Şey Yokunda ve Küçük Kibirli Yazar kitaplarını okuyucularla buluşturan Çatal 2015 yılında İstanbul Gazeteciler Derneği tarafından Yılın Gelecek Vaad Eden Gazetecisi seçilerek, ödülünü Ekrem İmamoğlu‘nun elinden aldı.

Bi Kahve İçebilir Miyiz? adlı kitabı Türkiye’nin en çok satan mizah kitapları arasına giren Mehmet Ali Çatal 09:06 kitabını anlattı. Çatal, “ 09:06 bütün Atatürk kitaplarını bir kenara koyan, özel bir kitap. Çünkü Atatürk’ün yaşamadığı bir hayatı, tahmini olarak anlatıyor. Atatürk 10 Kasım’da iyileşiyor ve yıllarca yaşıyor. Bunu işliyor. Atatürk benim için Türkiye’yi Araplaşmaktan kurtaran bir kahraman. Ama ne yazık ki mücadelesi sağlık sıkıntılarından ötürü tamamlanamadı ve hayalindeki ülkeyi göremedi. Bayrağı devralacak sahici bir lideri hiçbir zaman kazanamadık. Bu saatten sonra olur mu bilmem. Ama dönüp Ortadoğu bataklığına yüzümüzü çevirirsek o kısacık zamanda bizi nereden nereye getirdiğini şaşkınlıkla görürüz” dedi.

En başta yazmaya ne zaman başladınız, ilk kitabınız, “Bi kahve içebilir miyiz?” hakkında bilgi verir misiniz?
Yazmaya profesyonel olarak Gırgır dergisinde başladım. 6 yıl boyunca mizah hikayeleri yazdım. “Bi Kahve İçebilir Miyiz?” ise dergi kapandıktan sonra ortaya çıktı. Boşluğa düştüğüm bir seneydi ve bana ilaç gibi gelmişti.

“KLİŞELERE DÜŞMAN BİR DİL GELİŞTİRDİM”
Gırgır dergisinde yazdığınız süre boyunca pencerenizden neler anlatmaya önem verdiniz?
Çabuk okunabilir, insanlara sıkıcı gelmeyen, klişelere düşman bir dil geliştirdim. Günlük olayları, komik bir dille anlattım. Bunlar genelde kadın erkek ilişkileriydi. Ama bildiğimiz “yanıyorum ölüyorum, o beni aramadı vefasız” tarzı bayan hikâyeler değildi.
 
Yazmak bir yazar için okumaya çıkılan bir yolculuk sonunda varılan bir nokta, okumalarınız ne yönde oldu? Hangi kitaplarla başladınız,  gençlere hangi kitapları tavsiye edersiniz?

Genelde şiirle başlanır. Ben kısa hikâye okuyarak başladım. Beni şekillendiren bu oldu. Jack London hikayeleri, Guy de Maupassant hikayeleri, Anton Çehov hikayeleri. Bizden ise Ömer Seyfettin, Tarık Buğra, Vüs’at Bener. Daha sonra Charles Bukowski’yle tanıştım ve “Bu adam zaten anlatılabilecek ne varsa en muhteşem biçimde bunu yapmış” dedim. Yazar tavsiyesi isteyenlere de Bukowski’yi tavsiye ederim. Bir insan Bukowski’yi okumadan kitap okumaya başlamamalı. Yoksa onu taklit eden, onun verdiği etkinin yarısını verebilenlere hayran olma gafletine düşer.

“ATATÜRK BENİM İÇİN TÜRKİYE’Yİ ARAPLAŞMAKTAN KURTARAN BİR KAHRAMAN”
Son çıkan kitabınız 09:06 hakkında bilgi verir misiniz? Türkiye’de Atatürk’ün içselleştirilmesi ve Atatürk sevgisi ilkeleri ve kalıcılığını neye bağlıyorsunuz? Atatürk sizin için ne demek?
 09:06 bütün Atatürk kitaplarını bir kenara koyan, özel bir kitap. Çünkü Atatürk’ün yaşamadığı bir hayatı, tahmini olarak anlatıyor. Atatürk 10 Kasım’da iyileşiyor ve yıllarca yaşıyor. Bunu işliyor. Atatürk benim için Türkiye’yi Araplaşmaktan kurtaran bir kahraman. Ama ne yazık ki mücadelesi sağlık sıkıntılarından ötürü tamamlanamadı ve hayalindeki ülkeyi göremedi. Bayrağı devralacak sahici bir lideri hiçbir zaman kazanamadık. Bu saatten sonra olur mu bilmem. Ama dönüp Ortadoğu bataklığına yüzümüzü çevirirsek o kısacık zamanda bizi nereden nereye getirdiğini şaşkınlıkla görürüz.

Bize zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Ben teşekkür ederim.

Röportaj: İbrahim Akın Kazancı