Her yıl 6-14 Mart tarihleri arasında kutlanan Tıp Haftası’nın 193’ncüsünün açılışı Çanak Otel’de gerçekleştirildi.

Açılış ve plaket sunum programı ile başlayan etkinliklere Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve Tabip Odası yönetim kurulu üyeleri katıldı.

Açılışta konuşan Çanakkale Tabip Odası Başkanı Dr. Eftal Yıldırım sağlık sektöründeki zorluklara dikkat çekerek, “Şiddete, kışkırtılmış sağlık talebine, nitelik kaybı yaşatılan tıp ve uzmanlık eğitimine, yetersiz koşullar ve donanım eksikliğine, sevk zinciri olmamasına, performans ve ciro baskısına, güvenlik soruşturmalarına, bilim ve akıl dışı tıp uygulamalarına, etik değerlerdeki erozyona, emeklilikteki mağduriyetlere, Şehir Hastanesi denilen heyulalara ve idari baskılara rağmen, yine de tüm direncimizle hekimlik yapmak istiyoruz” dedi.
 
Başkan Eftal Yıldırım konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bu yıl da, önceki yıllarda olduğu gibi sağlık alanında süregelen ağır ve öncelikli sorunlarla baş etmeye çalışmakla birlikte, ülkemizin karşı karşıya olduğu ve biz hekimlerin, temel varoluş gerekçesi olan insan yaşamını temel alan anlayışımızın tehlikede olduğu bir dönemden geçmekteyiz. Hekimlerin, Hipokrat’tan itibaren savunageldiği en temel insan hakkı olan sağlıklı yaşam hakkının, ne yazık ki yanı başımızda ihlal edilerek, insanlık trajedisine dönüştüğü bir sürece, üzülerek tanıklık etmekteyiz. Tam da bu nedenle, hekimlik mesleğimizin görevi olarak, yaşamsal kayıpların ve sağlıksız koşulların önlenmesine yönelik çabalarımızı sürdürmenin bilinciyle davranmayı sürdüreceğiz. Bu savaş ortamının sonlandırılması için yaşam hakkını merkeze alan çabalara destek vereceğiz.
İçinde bulunduğumuz süreçte, ideal ve evrensel hekimlik pratiği için gerekli koşulları içermeyen, bir değersizleştirme duygusu egemen kılınmaya çalışılmaktadır” diyen Yıldırım,  “Bilimsel bilgiyi üretmeyi, bunun tüm insanların yararlanabileceği ölçüde yaygınlaşmasını ve kullanılmasını, eşit, ulaşılabilir ve en az toplumsal maliyetle sunulmasını önceleyen tıp anlayışı ve pratiğinin giderek; akıl ve bilimsel temellerden uzak duran gerici bir Ortaçağ anlayışıyla yer değiştirilmeye çabalandığı, bir siyasal ve toplumsal iklim içindeyiz. Bu bağlamda; yaşanan aşı karşıtlığı ve bilimsel tedavi ilke ve araçlarının reddedilmesi gibi karşılaştığımız ve sadece bireysel tercihler olarak basitleştiremeyeceğimiz tutumlar, çok derin ölçekte toplumun tüm kesimlerini yaşamsal tehdit altında bulundurmaktadır. Bununla birlikte, sağlık ortamındaki şiddete, kışkırtılmış sağlık talebine, nitelik kaybı yaşatılan tıp ve uzmanlık eğitimine, yetersiz koşullar ve donanım eksikliğine, sevk zinciri olmamasına, performans ve ciro baskısına, hukuksuz Kanun Hükmünde Kararname’ler ve güvenlik soruşturmalarına, bilim ve akıl dışı tıp uygulamalarına, etik değerlerdeki erozyona, emeklilikteki mağduriyetlere, Şehir Hastanesi denilen heyulalara ve idari baskılara rağmen, yine de tüm direncimizle hekimlik yapmak istiyoruz. Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odaları olarak hekimlik yapmak istiyoruz talebini tüm meslektaşlarımızla paylaşmak, hem bugünün, hem de yarının hekimlerine karşı tarihsel sorumluluğumuzun gereğidir. 14 Mart Tıp Haftası’na girerken, sağlık hizmetini gereği gibi yerine getirebileceğimiz bir ortamın ve koşulların sağlanması talebimizi hükümete, Sağlık Bakanlığı’na, YÖK’e, üniversitelere ve kamuoyuna haykırıyoruz” dedi. Yıldırım ayrıca, “TTB Kongresi’nde alınan kararla “Sağlıkta şiddeti önleme günü” olarak kabul edilen ve Dr. Ersin Arslan’ın öldürülme yıldönümü olan 17 Nisan Cuma günü, ülkemizin bütün sağlık kurumlarında; sağlıkta şiddeti engelleme talepli “görev-iş bırakma” eylemini, sağlık hizmetinin tüm bileşenleriyle birlikte gerçekleştireceğimizi bir kez daha buradan duyurmak istiyorum” diye konuştu.
 
193. Tıp Haftası açılışı ve plaket töreninde mesleğe uzun süre emek veren hekimlere de plaketleri takdim edildi.

Dilvin Altıkardeş