.

 
Bayram arifesinde üniversite yerleştirme sonuçları açıklandı. Başta vakıf üniversiteleri olmak üzere, devlet üniversitelerinin bazı bölümleri, aslında bağıran sonucu öğrenmek zorunda kaldılar. Geçen seneki kadar olmasa bile önemli sayılabilecek, bazı bölümlerin kapanmasına yol açabilecek açıklar, boş kontenjanlar ortaya çıktı.
Dört yıllık lisans programlarında 38 bin 167 açık kontenjanın 20 bin 866’sı devlet; 12 bin 564’ü vakıf; 4 bin 120’si KKTC üniversitelerinde bulunuyor. Bu yıl boş kalan kontenjanların yüzde 56’sı devletteyken, yüzde 44’ü vakıf ve KKTC üniversitelerinde ortaya çıktı. Toplam kontenjana göre oranlanırsa paralı üniversitelerde daha fazla boş kontenjan kaldığı görünüyor.
Tercihlerden önce ülkenin önde gelen üniversitelerinden Hacettepe, ODTÜ gibi üniversiteler reklam vermeye başlamıştı. Hele vakıf üniversiteleri gazetelere tam sayfa ilan veriyordu. Kontenjan açığı kalacağı, sistemin sürdürülebilmesi için kontenjanların önemli bir kısmının dolması gerektiğini bilen üniversiteler gençleri çekmeye çalıştı. Değirmenin dönmesi için kaynağa ihtiyaç var. Özkaynak kullanmak suretiyle bir iki yıl sistemi sürdürmek mümkün değil. Lisans eğitiminde boş kontenjan kalması, mezun olunca iş bulamama endişesidir. Çağdaş olmayan, geleceği olmayan bölümleri, bilim dallarını gençler yıllardır seçmiyor. Hatta puanı yüksek olanların önemli bir kısmı tercih yapmıyor.
En büyük boş kontenjanlar Fen Edebiyat Fakültelerinde, Mühendislik Fakültelerinin bazı bölümlerinde, Su Ürünlerinde ve Ziraat Fakültelerinde görünüyor. Ayrıca doğudaki üniversitelerde bazı bölümlere yerleşen aday hiç yok.
Ağustosun üçüncü haftasında yapılacak kayıtlardan sonra da açık kontenjanların artması kaçınılmaz görünüyor. Ek yerleştirme sistemiyle açık kontenjanların bir kısmına yerleştirme yapılır, ancak durum geçmiş yıllardan farklı görünmüyor.
İki buçuk milyondan fazla adayın katıldığı, adeta yarıştığı bir sınavın sonunda, üniversitelerde büyük kontenjan açıklarının ortaya çıkmasını ilk ve orta öğretim sistemi ile üniversiteye hazırlık sistemlerinde de sorgulamak gerekiyor. Tercih yapmayan aday sayısının yüksekliği insanı şaşırtıyor. İlk ve orta eğitimde hiçbir sistem meyvesini verinceye kadar yaşamıyor. Dolayısıyla eğitim-öğretim hizmetleri layıkıyla yerine getirilemiyor. Gençlerin yetenekleri boşa gidiyor.
Açık kontenjanlarda sorumluluğun öteki yüzünde de üniversiteler ve üniversitelerdeki yapılanmalar geliyor. Özellikle Fen Edebiyat Fakültelerinden mezun olanların öğretmenlik haklarının bir konup bir kaldırılması, bazı bölümlerin boş kalmasına neden olmuştur.
Devlet üniversitelerinde ortaya çıkan kontenjan açıklarını, bölge bölge tasnif ederek yorumlamak, ülke gençliğinin önceliklerinin hangi alanlar olduğunu net bir şekilde ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla mevcut yapılanmaların gözden geçirilmesi ve üniversitelerin yeniden stratejik plan hazırlaması gerekmektedir.
Tercihlerde dikkati çeken önemli noktalardan biri de, imalat ve üretimden ziyade hizmet sektörlerine hitap eden bölümlerin kontenjanlarını doldurmaları ve kontenjanlarını yüksek puandan kapatmalarıdır. Bir yerde gençler, geleceği olan, evrensel anlamda geçerli olan alanlara yönelmişlerdir. Bu tabloyu iyi okuyabilen yetkililer, mutlaka gençlerin, haliyle ülkenin önceliklerinin de farkına varacaklardır.