.

 
Sevgili Kardeşimiz, Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Cengiz AKBULAK, geçen hafta Pazar günü sessiz sedasız aramızdan ayrılıverdi. Hizmetinin zirvesindeydi. Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın. Çok sevdiği köyüne temelli gitti.
Cengiz Kardeşimizi ilkokul öğretmeni Yaşar Geler, ne güzel anlatıyor. Özetlersek;
Yıl 1974. Ardahan'ın Çıldır İlçesi'nin en büyük köylerinden birisi olan Eskibeyrehatun Köyü'nde mütevazi bir aile olan Akbulak ailesinin altıncı çocuğu olarak yağız bir bebek dünyaya gelir. Adını Cengiz koyarlar.
Ailesi geçimini tarım ve hayvancılık yaparak sağlamaktadır. Zamanla yetişip, gelişip Profesör unvanını alacak nitelikte bir bebektir Cengiz bebek.
Hani kimi insan değişik bir takım şeylerle gurur duyar ya! Ben de bu güzel insanın başarılarından gurur duyuyorum.
1980'li yıllarda benim ilk görev yerim olan kendi köyümün ilkokulu ve okulun öğrencilerinden bir tanesidir Cengiz Akbulak. Beş yıllık bir ilköğrenim dönemini sıradan bir köylü ailesinin çocuğu olarak geçirdikten sonra, ortaokul okumak için taa İstanbul'da çalışmakta olan abisinin yanına göçer.
Daha sonra Lise öğrenimi için öğretmen olan başka bir abisinin yanına Afyon Bolvadin'e gider ve başarılı bir öğrenci olarak lise eğitimini tamamlar.
İstekli ve başarılı bir eğitim dönemi geçiren Cengiz Akbulak, 1993 yılında girmiş olduğu üniversite sınavında İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya bölümüne girer. Dört yıllık üniversite hayatını başarılı bir şekilde bitirerek 1997 yılında mezun olur.
Coğrafya öğretmeni olarak göreve başlar. Ancak, okuma azmi bitmeyen Cengiz hoca, kendine akademik hayatı hedef koyar. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Beşeri ve İktisadi Coğrafya Ana Bilim Dalı'nda yüksek lisans eğitimine başlar. Daha sonra Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin açtığı Araştırma Görevliliği sınavına girer ve kazanır.
Son olarak 2017 yılında çalışmış olduğu Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde Profesörlük kadrosuna alınmıştır.
Tüm bu eğitim yaşamı sürecinde tamamen emeğe, işe ve özveriye dayalı bir başarı grafiği çizmiştir. Kimsenin adamı olmadan, vatansever kişiliği ile başarısını birleştirerek, ülkemizin Kuzeydoğu Anadolu'sunun sınır bekçisi olan Ardahan-Çıldır-Eskibeyrehatun’da başlayan uzun soluklu yolculuk ve eğitim hayatı, 1700 km’lik mesafeyle ülkemizin Kuzeybatısında sınır bekçiliği yapan Çanakkale'de Profesör unvanıyla taçlanmıştır. Köyden gelen bu genç, dinamik ve başarılı kişiliğe, başarı dilemekten başka ve O'nu topluma tanıtmaktan başka ne yapılabilir ki!
Arazi Kullanımı ve Kırsal Kalkınma alanlarında çalışma yapan Cengiz hocaya tavsiyemiz ve tabidir ki ondan beklentimiz, bu çalışmalarını geldiği yer olan ve bu alanda ihtiyaç duyan Ardahan'a aktarması ve o bölgenin kalkınmasına katkı sunması olacaktır, şeklinde bitiriyor Sevgili Öğretmenimiz sözlerini.
Yaşar öğretmenin önerisini yerine getirmeye çalıştı aslında. Cengiz ile Yukarı Kurra Havzasının Kalkınması için, avantajlarını, yatırım fırsatlarını araştırmak amacıyla TÜBİTAK’a tam üç defa proje hazırladık. İki defa fetocu idareden ‘Etik Kurul İzni’ alamadık. İzne gerek olmayacak şekilde yeniden hazırladık ve gönderdik. Bu defa da TÜBİTAK etik kurul izni istedi.
Son görüşmemizde iyi olacağını, bir gün mutlaka bu çalışmayı yapacağımızı söylemişti. Bilim dünyası gerçekten çok özverili, azimli ve güçlü bir cengâverini kaybetti. Nur içinde yatsın.