.

 
Varroa, bal arılarının en önemli zararlısıdır. Artık varroa ile mücadele etmeden arıları sağ tutmak imkansız hale gelmiştir. Doğada kendiliğinden yaşamını sürdüren bal arısı kolonileri dahi varroa nedeniyle hızla azalmaktadır.
Varroa istilası bazı çalışmalarda kış mevsiminde koloni çöküşlerinin birinci nedeni olarak belirtilmektedir. Varroa akarı arı popülasyonlarında dikey ve yatay olarak yayılmaktadır. Bölme ve yeni koloni elde etme çalışmalarında dikey olarak, çiçek ziyaretleri esnasında ise aynı kolonide yatay olarak çoğalmaktadırlar.
Varroa nedeniyle çöken kolonileri yağmalayan arılar, kendi kolonilerine aynı zamanda varroa akarını da taşımaktadırlar.
Varroa akarlarının çiçeklerin içinde de bulunduğuna dair araştırmalar bulunmaktadır. Akar çiçek kümesi içinde bir süre canlı kalabilmektedir. Bazı gümrük kontrollerinde Hollanda’dan gönderilen dondurulmuş çiçeklerde dahi varroa larvalarına rastlandığına dair kayıtlar bulunmaktadır. Benzer bir gözlemde ise, yine ihraç edilmiş çiçekler üzerinde ölü bal arısı üzerinde canlı varroa bulunduğu bildirilmektedir.
Sınırlı sayıda çalışma yapılmış olsa da, varroa akarının çiçekler aracılığıyla da kovandan kovana taşındığı dikkat çekmektedir. Üzerinde varroa bulunan tarlacı arı, çiçeklerden nektar veya polen toplarken, çiçek kümesine düşen varroa, aynı çiçeği ziyarete gelen başka bir koloniden tarlacı arının üzerine çıkabilmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalarda varroanın arı üzerine 30 saniye içinde tırmandığı gözlenmiştir.
Çiçekler varroa akarının önemli transfer araçlarından biri olduğunu göstermektedir. Ayçiçeği, gevrek, kekik, lavanta gibi çiçek topluluğuna sahip türlerde, varroa tarlacı arıdan diğer bir tarlacı arıya rahatlıkla geçebilmektedir. Kavun, karpuz, kabak gibi bireysel çiçeğe sahip olup da borazan çiçeğe sahip türlerde de arının üzerinden inen varroa, başka bir tarlacı arıya rahatlıkla tırmanabilmektedir.
Araştırmalara göre, varroa akarı, yayılmak için bambus arılarını da kullanmaktadır. Bal arılarından düşen akarlar, aynı çiçeği ziyaret eden bambus arılarına da tırmanmakta ve diğer çiçeklere ve sonuçta uzak mesafelerdeki bal arısı kolonilerine geçebilmektedir.
Varroa, ergin ve larvalar üzerinde beslenmekte ve arıları zayıf düşürmektedir. Güçsüz düşen arıların polen ve bal özü toplama performansı düşmektedir. Normal şartlarda varroa nüfusu bal hasat dönemlerinde mücadele yapılmadığı için hızla artmaktadır. Kış ve erken ilkbaharda yapılan temizlik mücadeleleri nüfusu bitirme noktasına getirse de ayçiçeğinde tekrar artmaktadır.
Varroanın esas zararı hastalık etmenlerini taşımasıyla ortaya çıkmaktadır. Özellikle kanatsız arı hastalığını larvalara taşımakta ve ergin hale gelen arıların, hastalık nedeniyle kanatları gelişmemektedir. Dolayısıyla tarlacısız kalan koloniler hızla çökmektedir.
Gerek ayçiçeğinde, gerekse diğer alanlarda birbirine yakın konan koloniler arasında varroa akarı, kolaylıkla yayılabilmektedir. Bu nedenle, hem çiçek rekabetinin önüne geçmek, hem de varroa akarının yayılmasını önlemek için arılıklar arasındaki mesafeyi artırmakta yarar vardır.