Seçimlere doğru gidilirken herkesin cumhurbaşkanı ve destekçileri, toplumun bir kesimini düşman gibi göstermeye devam ettikçe gerginlikler hızla tırmanıyor. Toplumun bazı konularda çok fazla hoşgörüsü kalmadı. Bunun birçok nedenleri olmakla birlikte, farkına varmadan top yekün bir gerginliğin içinde olduğumuzu da görmek gerekiyor. En azından kişisel hesapları bırakıp şu seçim sürecinde millet ve memleket için neler yapılabilir onları anlatmakta yarar var. Yoksa bazı çıkar gurupları bir yerlere saldırmaya başladı bile.
Toplumun morali zaten bozuk. Kolay kızıyor. Her şeyi eleştiriyor. Doğruları ve gerçekleri bile eleştiren insanlar hızla çoğalıyor.
Elbette morali bozacak olaylar az değil. Ekonomik kriz var. İşsizlik önemli bir sorun.. Terör başımızın belası. Maden kazaları. Trafik kazaları. Depremler, seller, doğal felaketler. Kadın cinayetleri, sokak kavgaları. Akşamları haber izlemeye gelmiyor. Mafya dizilerini aratmayan haber sunumları. Senaryosu yazılmış dalga dalga operasyonlar. Ardından dizilerdeki ihtişamlı ve toplumun geleneklerine aykırı yaşamlar. Beli tabancalı sert diziler milleti germeye devam ediyor.
Halk otobüslerinde şoförlerle kavga edenlere herkes şahit oluyordur mutlaka. Sebeplerden en önemlisi ifade şeklidir. Genellikle de insanların uyması gereken kurallar neden olur kavgaya.
Kamusal hizmet alanlarında münakaşaların bini bir para. Devlet dairesi ya. Memurun morali bozuk, işi olanın morali bozuk, iş uzuyor. Haliyle münakaşa için zemin hazır. Akşam da her iki tarafın basın yayın kanalları sayesinde morali bozulmuş. Bir kıvılcım gerekiyor. Yaprak kımıldasa yeterli. Hastanelerde zaten stres içinde olan hasta yakınları orada görevlilerle çok kolay münakaşa edebiliyor, hatta görevini da aksatabiliyor.
Moral değerlerinin düşürülmesiyle sanayi ve hizmet sektörlerinde verim kaybının hesabını tutmak zor. İstemeden çalışıp verimli olmak ne kadar zorsa, morallerin bozuk olduğu bir ortamda işlerin doğru bir şekilde yapılması da zordur. Oysa neşe içinde yorulmadan iş yapmak, hizmet üretmek çok daha verimli ve düzenli ürünler ortaya koyar.
Moral bozarak ne kadar huzurlu olabilir bir toplum? Birilerini üzerek ne kadar mutlu olur? Toplumsal bir varlık olan insanın, hak ve hukuk kaidesi içinde toplumun diğer bireyleriyle geçinme zorunluluğu vardır. Bu zorunluluk zor değildir. Güzelliktir aslında.
Gerginliğin kökeninde aslında bin bir sebep olmakla birlikte, memleketin siyasetindeki gerilim en etkili olanlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Herkes eleştiriyor. Cumhurbaşkanı muhalefet partisi lideri gibi muhalefeti eleştiriyor. Muhalefet zaten görevini yapıyor. Devletin ana nitelikleri sarsılıyor. Bayramlar bile siyasi çekişmeler nedeniyle barış içinde kutlanamıyor.
Polyanna olmaya gerek yok gerginlikleri ortadan kaldırmak için. Sadece doğru ve olumlu gelişmeleri içimizde çoğaltmak yeterli. Sahip olduğumuz en büyük değerin sıfatımızdan ziyade içimizdeki insan olduğunu, insanlığın, sıfatların diyalogundan ziyade insanların diyaloguyla gelişebileceğini unutmamak gerekir. Hem insan ilişkilerinde nazik olmak haklı olmaktan daha önemli değil midir?