Bundan yedi sekiz sene evvel Geyikli bölgesinde zeytinlerin yaprakları dökülmüş, ağaçlar neredeyse yapraksız kalmıştı. Halkalı lekenin bu kadar zarar vereceği hesap edilmemişti.

Ancak halkalı leke mevsime bağlı olarak sürekli zarar oluşturabilecek bir potansiyele sahip görünüyor.
Yaprakların dökülmesine neden olan ana hastalık halkalı leke veya kuşgözü lekesi olarak bilinen mantari bir hastalıktır. Bu hastalık Güney Ege başta olmak üzere zeytinin yetiştiği Akdeniz ve Marmara Bölgelerinde en yaygın hastalıktır. Özellikle kıyı bölgelerde, oransal nemi yüksek kuytu alanlarda çok daha şiddetli hastalık epidemileri oluşturmaktadır.
Bazı çeşitler bu hastalığa dayanıklılık gösterse de, nemli ve yağışlı yıllarda bu çeşitlerde de zararı artmaktadır. Ayvalık ve Edremit yağlık çeşitleri halkalı leke hastalığına çok hassastır. Gemlik çeşidi ise halkalı lekeye en dayanıklı çeşit olarak bilinmektedir. Halkalı leke hastalığı yabani zeytinlerde ve akçakesme gibi meşe türlerinde de ortaya çıkmaktadır. Hastalığın ilk belirtileri ilkbaharda yaprakların üst yüzeylerinde görülen siyahımsı-gri renkte yuvarlak noktalar şeklindeki lekelerdir. Bu noktaların bulunduğu yerde renk açılır, daha sonra çevresinde normal yaprak renginde bir halka oluşur. Bunu dıştan ikinci bir açık renkli halka çevirir. Sonra tekrar koyu renkli bir halka oluşur. Bu görünüm nedeniyle hastalığa “halkalı leke hastalığı” adı verilir. Bir yaprakta çapları 8-10 mm arasında olan 30 civarında leke bulunabilir. Hastalığın yaygın olduğu yıllarda lekeli yapraklar ilkbaharda, özellikle mayıs ayında dökülmeye başlar ve ağaçlar çıplaklaşır. Dolayısıyla fotosentez yavaşladığından meyve tutumu azalır, tutanlar da erken dökülür. Hastalık nedeniyle zayıflayan ağaçlarda sürgün ve ince dallar kuruyabilir. Verim azaldığı gibi dal kurumaları dahi ortaya çıkabilir.
Hastalık etmeni kışı yere dökülen kurumuş yapraklarda ve ağaç üzerinde kalan hastalıklı yapraklarda geçirir. Hastalık etmeninin çoğalması ve bulaşması spor ve miselleri ile olmaktadır. Hastalık 18-20 derecelerde çok hızlı gelişir ve yayılır. Yazın sıcak ve kurak dönemde hastalık gelişimi durur. Kışın da gelişimi yavaştır.
Halkalı leke hastalığı ile mücadelede kültürel önlemlere ağırlık vermekte yarar vardır.
Ağır, su tutan topraklarda, havasız ve nemli yerlerde zeytinlik tesis edilmemelidir. Yağış nedeniyle bahçelerde oluşan göllenmelerin önüne geçmek için drenaj kanalları açmak gerekmektedir. Fazla azotlu gübre hastalık gelişimini artırmaktadır. Kireççe fakir topraklarda tarım kireci uygulamaları hastalık gelişimini azaltmaktadır. Ağaçlar havalanacak ve ışık alacak şekilde budanmalı, kuru dal ve dalcıklar mutlaka temizlenmelidir. Yere dökülen lekeli yapraklar toplanıp yakılmalı veya toprak derince sürülerek toprağa gömülmelidir.
Kültürel tedbirler yeterli olmadığında kimyasal mücadele kaçınılmazdır. Hastalık gelişiminin yoğun olduğu ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde bakırlı preparatlarla mücadele yapmak, hastalık gelişimini önlemektedir. İlaçlamalarda yeşil aksamın tam olarak kaplanması hastalığın kontrolünde hayati önem taşımaktadır.
Ülkemizde ruhsat almış çok sayıda bakırlı ilaç bulunmaktadır. Bakır ağır metal olduğu için dozu iyi ayarlamak gerekmektedir. Yüksek dozlar bitkiyi yormakta ve strese sokmaktadır. Hastalığın yaygın olduğu alanlarda ekim ayında, en geç zeytin toplandıktan hemen sonra ve çiçek tomurcukları belli olduğu dönemde Mart ve Nisan aylarında bakırlı ilaç vermekte yarar vardır. Yaprak olmazsa zeytin olmaz. Unutmamak lazım.