Adam iki de bir, karısının yaşını sorunca; Kadın;  -“Neden ikide bir yaşımı soruyorsun kuzum?”

Kocası;
 -“Ne yapayım karıcığım, şu devirde artmayan yegâne rakam bir senin yaşın kaldı da!”
 
***
MERAK
Tatile çıkmış bir grup kız arkadaş, beş yıldızlı bir otelin önünden geçerken bir an
Duraklarlar.
Otelin kapısında; “Yalnızca bayanlar için...” yazan bir afiş asılıdır.
Yanlarında eşleri ya da erkek arkadaşları olmadığı için, bu otelde konaklamaya karar verirler.
Resepsiyondaki akıllara ziyan derecede yakışıklı genç, bayanlara otelin “Usulleri” üzerine küçük bir brifing verir:
“Otelimiz beş katlıdır. Teker teker katları çıkın. Arzunuza hitap eden katta kalabilirsiniz. Hangi katta ne olduğunu açıklayan küçük tabelalar size yardımcı olacaktır. Yalnız dikkat edin, bir kez üst kata çıktınız mı, bir daha bir alt kata inemezsiniz.”
Bizimkilerin içini bir heyecan kaplar.
Bu epey ilginç bir tatil olacağa benziyordur. Hemen merdivenlere davranırlar.
Birinci kattaki tabelada;
“Bu kattaki erkeklerin hepsi kısa boylu ve vasat tiplidir…” yazmaktadır.
Hep birlikte burun kıvırıp, ikinci kata doğru hamle yaparlar.
Buradaki tabela da çok parlak şeyler vaat etmez: “Bu kattaki erkeklerin hepsi kısa boylu ve yakışıklıdır…”
Kadınlar elbette ki buna da bir omuz silkerler.
Üçüncü kata geldiklerinde üzerinde;
“Bu kattaki erkeklerin hepsi uzun boylu ve vasat görünümlüdür…” yazan tabela çarpar...
“Doğal olarak” dördüncü katta şanslarını denemeye karar verirler.
Nihayet karsılarına;
“Bu kattaki erkeklerin hepsi uzun boylu ve yakışıklıdır…” yazan tabela çıkar.
Kadınlar, hormonları bedenine dar gelen ergen kızların coşkusuyla bağrışır ve birbirlerine sarılırlar.
Fakat yine de o galeyan içinde, hala yukarıda bir kat daha kalmış olduğunu hatırlarlar...
Kısa ama yoğun bir istişare sonucu, son katta şanslarını denemeye karar verirler. Öyle ya, sonuçta “Her çıktıkları kat, bir öncekinden daha iyi bir çeşit vaat etmektedir.”
Heyecanla beşinci ve sonuncu kata tırmanırlar.
Zirvedeki tabelada yazanları dehşet içinde okurlar:
“Burada erkek falan yoktur. Bu kat, yalnızca kadınları memnun etmenin bir yolu olmadığını kanıtlamak amacıyla inşa edilmiştir...”
 
***
MANTAR
İki eski arkadaş karşılaşırlar.
Biri diğerine sorar;
-“Heey dostum iyi haberlerini aldım, evlenmişsin!”
-“Evet bu 4. Oldu”
-“Önceki üçüne ne oldu peki?”
-“Üçü de öldü...”
-“Yapma ya... Çok Üzüldüm. Nasıl oldu peki?”
-“İlk karım yediği mantarlardan zehirlenerek öldü”
-“Bu korkunç bir şey. Ya ikincisi?”
- “O da mantar zehirlenmesinden öldü"
-“Tanrım ne kaderin varmış senin?”
-“Ya üçüncüsü? Yoksa o da mı?”
-“Hayır hayır... O boynu kırılarak öldü…”
-“Anlıyorum... Kazaydı yani!...”
-“Hayır... Mantarları yemek istemedi de...”
 
***
 
GEVEZE
Adamın biri gazete okuyormuş, gazetede bir haber ilgisini çekmiş ve mutfakta olan eşinin yanına giderek;
-“Hanım, hanım!... Bak, gazetede ne yazıyor?” demiş.
 Kadın dönerek bakmış;
-“Ne yazıyormuş?”
Adam Elindeki gazeteyi gösterip konuşmuş;
-“Kadınların günde, onbeş bin, yirmi bin kelime konuşabilecek beyin kapasiteleri varmış. Erkekler de ancak yedi bin kelime konuşuyorlarmış. Gördün mü? Bilim bile sizin ne kadar geveze olduğunuzu ispatlamış…”
 Kadın kocasının suratına acıyarak bakarak cevaplamış;
-“Tabi, sizin gibi beyinsizlere bir lafı iki kere, üç kere anlatmaya kalktığımızdan, yirmi bin kelime konuşmak zorunda kalıyoruz…”
 
***
KURBAĞA
Sarışın bir hatun otele gider...
Otel odasının anahtarını alıp yukarıya odasına çıkar...
Odada masasının üstünde bi kurbağa görür, korkup resepsiyonu arar...
-“Beyefendi odamda iğrenç bir kurbağa var…”
-“Kurbağa mı? Evet o kurbağa müşterilerimizi memnun etmek için konulmuştur... Kurbağayı koynunuza alırsanız can sıkıntınızı giderir...”
Sarışın Hatun şaşırır...
Uzanır yatağına kitap falan okur...
Ama aklı hala kurbağada kalmıştır...
“Deneme yapayım” der ve kurbağayı koynuna alır.
Lakin kurbağada tepki yok...
Biraz bekler, uğraşır ama hala kurbağa tepkisiz...
Dayanamayıp resepsiyonu tekrar arar:
-“Kurbağayı dediğiniz gibi koydum ama tepkisiz duruyor...”
-“Peki Hanımefendi hemen geliyorum...”
Resepsiyonist hızlı bir şekilde sarışının odasına girer…
Soyunarak yatağa girer ve bağırır...
-“Bak lanet kurbağa...! Bu sana son gösterişim...”
 
***
SORUN NE?
Bir profesör 3 kız öğrencisinin zor durumda kaldıklarında verdikleri ani reaksiyonu ölçmek için, kısa bir sınava tabi tutmak istemiş.
Kızlara sormuş;
“Denizde salın üzerindesiniz ve tek başınasınız. Karşıdan bir sal yaklaşmakta ve üzeri erkek dolu. Belli ki aylardır bu denizdeler ve aylardır kadın yüzü görmemişler. Aç kurt gibi bakarak yaklaşıyorlar sana… Bu durumda ne yaparsın?”
Kumral hemen cevaplamış;
-“Salın yönünü akıntıya doğru çevirir kaçmaya çalışırım.”
Esmer olan;
-“Yanımda her zaman Rambo bıçağı taşırım… Böylece sala elini uzatanın elini keser atarım…” demiş.
Sonra gözler sarışın öğrenciye çevrilmiş.
Sarışın kendisinden bir cevap beklendiğinin farkında, yüzünde aptal bir ifadeyle sormuş:
-“Hocam konuyu anladım da, buradaki sorun ne?”
 
***
 
CANIM, CİCİM
70’lik eşlerin evine adamın 40 yıllık arkadaşı gelmiş.
Adam karısına hep “Canım, cicim, tatlım” gibi sözler kullanıyormuş.
Arkadaşı merak edip sormuş:
-“Yahu biz seninle 20 yıllık arkadaşız ve sen karına hep güzel sözler söyledin… Niye hiç ismiyle çağırmadın?”
Adam:
-“İsmini hatırlasam çağıracağım.”
 
***
ASPİRİN
Adam gece yarısı karısını uyandırır:
-“Sevgilim, sana aspirin getirdim.”
-“Ama başım ağrımıyor ki…”
-“Harika!”
 
***
APTAL
Yargıç davacıyı göstererek sordu:
-“Aptal dediğiniz bu zatı tanıyor musunuz?”
Sanık:
-“Tanımasına tanımıyorum ama aptal olduğunu biliyorum.”
-“Nereden biliyorsunuz?”
-“Bir sürü insanın ortasında, ‘Aptal!’ diye bağırdım. ‘Bana mı söylüyorsun?’ diyerek yanıma geldi.”
 
***
KAN MESELESİ
Öğrenci Cemal, Profesör Temel'e sordu:
-“Kafa aşağı çekilince, kan beynimize hücum ediyor, değil mi?”
-“Evet öyle oluyor!”
-“Ama hocam bütün gün ayakta geziniyoruz. Kan niye ayaklarımıza hücum etmiyor?”
-“Cemal... Ayakların da kafan gibi boş değil ki!..”
 
***
KARAMELA
Sinemada koltukların altında bir şeyler arayan adam ortalığı ayağa kaldırdı.
Herkesi yerinden kaldırmış, keyifleri kaçırmıştı.
Sonunda öfkeli bir seyirci:
-“Ne arıyorsun be adam?” dedi.
-“Karamela mı arıyorum...”
-“Karamela mı? Bir karamela için herkes rahatsız edilir mi?”
-“Beraberinde takma dişim var...”
 
***
PARAŞÜT
Adam paraşüt alırken sordu;
-“Ya paraşütüm açılmazsa ne olacak?”
Satıcı gayet pişkin;
-“Merak etmeyin değiştiririz.”
 
***
EŞİM OLUR
Adamın biri 5 yıldızlı güzel bir otelin resepsiyonunda giriş işlemlerini yaparken, lobide oturan güzel bir kadınla göz göze gelir.
Kadın başıyla selam verince, adam dayanamaz ve hemen güzel kadının yanına gider...
Uzun bir sohbetten sonra kadın ile el ele, kol kola resepsiyona yaklaşır.
Görevli sorar:
-“Beyefendi bayan?”
-“Kendisi eşim olur...”
-“Peki efendim… Buyurun oda numaranız 2222…”
Akşam olur yemekler yenir; lobide içkiler kahveler içilir ve kadınla, adam odaya çıkarlar.
Sabah olduğunda adamın yanında kadın yoktur.
Adam hazırlanır ve çıkış için resepsiyona iner ve hesabı ister.
-“Borcunuz 3500 TL”
-“Aaa nasıl olur? Ben iki kişilik odada bir gece kaldım…”
-“Haklısınız beyefendi siz sadece bir gün kaldınız, ama değerli eşiniz tam 10 gündür otelimizin misafiriydi. Giderken de ‘Hesabı kocam ödeyecek’ dedi…”