Geçenlerde MHP Genel Başkanı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral AKŞENER’in Ayasofya Camisini ziyareti hakkında konuşurken, hafızasını yitirmiş olduğunu bir kez daha ispatlayıverdi.

Geçenlerde MHP Genel Başkanı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral AKŞENER’in Ayasofya Camisini ziyareti hakkında konuşurken, hafızasını yitirmiş olduğunu bir kez daha ispatlayıverdi. Meral AKŞENER’i partisine davet etti.
Her ne kadar ittifaka çağırdı, evine git otur demek istedi gibi yorumlar yapıldı ise de, neticede iktidar partisi mensupları da ittifaka dahil olmalarından mutlu olacaklarını dile getiriverdiler.
Aslında Meral AKŞENER, Sayın Erdoğan, ortağınızı üzerime salmayın, ilgi gösterin diyerek çok ağır bir cevap verdi.
Evet, aslında gerçek anlamda evine gitmesi gereken bir siyasetçi varsa, o da Sayın Bahçeli olmalıdır.
Meral AKŞENER ve arkadaşları, bundan önceki MHP kurultayında 700’den fazla delegenin noter tasdikli imzasıyla aday olmuşlardı, hatta seçimi de kazanmışlardı. Bu hareket aslında Bahçeli’nin Türkiye’nin en köklü partisini çizgisinden çıkarmaya çalışmasından kaynaklanıyordu. Alaverelerle, dalaverelerle, delegelerin delegeliklerini düşürmekle, il ve ilçe yönetimlerini feshetmekle, dünyada emsali görülmemiş operasyonlarla koltuğunu kurtardı. Akşener ve arkadaşlarını derdest edercesine ihraç etti. Misyon önemli değildi elbette. Kendi koltuğu önemliydi. Nitekim kendi genel başkanlığı döneminde bu güzide partimizde, cemaatlerdeki gibi biat kültürü oluşturuverdi.
Evine gidip oturması gereken aslında Bahçeli’dir. Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına alan, fetö mensuplarıyla devlet kadrolarındaki bütün ülkücüleri temizleyen iktidara payanda olmak ne yazık ki yakışmıyor. Rahmetli Erbakan bile, CHP için aynı görüşte değiliz ama kerhen destekliyoruz diyebiliyordu.
Bahçeli’nin iktidar sahiplerine karşı bir zayıflığının bulunma ihtimali çok yüksektir. Parti tabanında tahammülü mümkün olmayan iktidar uygulamalarına sessiz kalmaktadır. Bu durum, fetö mensuplarının kaset operasyonlarını akla getirmektedir. 2011 Mayısında MHP yöneticilerinin kaset skandalları ve istifalar çok ciddi sıkıntı yaratmıştı. CHP’nin genel başkanı da aynı tarihlerde gitmişti.
Meral AKŞENER, Türk siyasetine müthiş katkılar sunmuştur. Koltuğun önemli olmadığını iki defa bizzat göstermiştir. Memleketini düşünenlerin aklı, sözcüsü, lideri, önderi, her şeyi olmuştur. Millet Salı günleri yapacağı gurup toplantılarındaki konuşmalarını özler hale gelmiştir.
İYİ Partinin duruşu, cumhur ittifakını oluşturan partilere oy verenlerin düşüncelerine elbette yakındır. Memleketini seven herkese yakındır. Basın ambargosuna rağmen, sosyal medya araçları vasıtasıyla milletin sorunlarını sürekli dillendirmekte, önemli sorunları sürekli meclise taşımaktadır. Meclisin en çok çalışan partisidir.
İktidar partisinin uygulamaları cumhuriyeti ve cumhuriyetin değerlerini, vatanını seven herkesi rahatsız etmektedir. Bazı iktidar mensuplarının Atatürk ve kurtuluş savaşı kahramanlarına karşı takındıkları tutum milleti rahatsız etmektedir. Bahçeli ise sessiz kalmaktadır.
İlk Milli Eğitim Bakanlarında Mustafa Necati’nin ailesi tarafından devlete bağışlanan evin adının, Atatürk’e firavun diyen Nuri Pakdil’in adının bu iktidar tarafından verilmesine dahi sessiz kalmıştır. Atatürk statları, Atatürk adını silmek için yıkılıyor. Resmi bayramlarda iktidarın atadıkları olmadık saçmalıklara imza atıyorlar. Yine sessizlik devam ediyor. Bu nasıl bir ortaklıktır belli değil. Bakanlık mı var? Hayır. Dedikleri dikkate alınıyor mu? Bir şey diyemiyor ki dikkate alınsın.
Bahçeli’yi evine gönderecek kimse kaldı mı partide? Kalmadı. Gider mi? Elbette. Seçmen gönderir artık.