.

Tropik bölgelerde ekili dikili alanlarda yabani hayvanlar, özellikle filler ciddi zarar veriyorlar. Bu zararın önüne geçmek için elektrikli çit kullananlar var ama koruma altındaki hayvanların ölümüne neden oluyor. Bu nedenle çok fazla tazminat ödemek zorunda kalıyorlar.
Filler, dünyadaki en büyük ot obur hayvanlardır. Doymak bilmezler. Afrika ve tropik Asya’da tarım alanlarına çiftçilerin başının belası olmaya devam ediyorlar. Kendi alanları daraldıkça tarım alanlarına daha fazla baskın yapıyorlar.
Bazı bölgelerde tarım alanlarına yaban hayvanlarının zararlarını önlemek için vurarak veya zehirleyerek öldürme yolu seçilmekte, ancak çözüm olmamaktadır.
Son zamanlarda yaban hayvanlarının, fillerin zararlarından korunmak için arılardan yararlanmak çözüm gibi görünmektedir.
Arı kovanlarını arazilerin etrafına yerleştirmek suretiyle çiftçiler ürünlerini fillerden koruyabiliyorlar. Fillerin derileri insan derisine göre çok daha kalın. Arılar iğnelerini pek batıramıyor. Bununla birlikte, bacak araları, kuyruk sokumu, ağız ve göz çevreleri daha ince deriye sahiptir. Arılar bu bölgelere iğnelerini sokabilmektedirler.
Koruma alanlarında yaban hayvanlarını, özellikle filleri öldürmek yasaktır. Bu alanlara yakın tarlalarda ürün almak imkansız hale gelmiştir. Genellikle vahşi filler, çiftçilerin tarlalarında yiyecek aramak için doğal yaşam alanlarının dışına çıkmaktadır.
Afrika’da dünyanın en saldırgan agresif arı ırkına sahiptir. Oxford Üniversitesi'nden araştırmacılar, Afrika arılarını köylülerin ekili alanlarına dadanan filleri korkutmak yaptıkları çalışmada çok olumlu sonuçlar elde etmişler.
Yapılan çalışmada ekili alanların etrafına çekili bir tele kovanları belirli aralıklarla asmışlar. Filler ekili araziye girerken tellere takılmış ve rahatsız olan arılar fillere saldırmış ve filler araziyi terk etmiş. Karadeniz’de olduğu gibi zaten ağaçlara asılı olan kovanların tarla kenarına da tellere asılmasında herhangi bir mahsur görünmüyor. Yapılan denemelerde %80 başarı elde edilmiş. Uzmanlar arıların ekili alanlarda hem daha iyi nektar toplayabileceğini, hem de yabani hayvan zararını azaltabileceğini belirtiyorlar.
Bu yöntem günümüzde Afrika'nın birçok bölgesinde kullanılıyor. Hatta Tayland’da uygulayan çiftçiler de çok memnunlar. Sahip oldukları arı ırkları Afrika arıları çok sert olmasa da %74’lük bir fayda sağlıyorlar.
Filler arılar tarafından saldırıya uğradığında, saldırının gerçekleştiği yeri ve çektikleri acıyı unutmuyorlar ve bir daha o tarlaya-bahçeye uğramıyorlar. Kenarından bile geçmiyorlar.
Tayland’daki yaşlı çiftçiler, havai fişekleri bile denediklerini, fillerin her şeye alıştığını, çeltiklerini kurtaramadıklarını, ancak kovanlardan çit yapmanın çok faydalı olduğunu belirtiyorlar.
Arılardan bekçi olur mu bilinmez ama fillerin tarım alanlarına yaptığı zararlar arılar sayesinde önemli derecede azaltılmış. Uzmanlar diğer yabani hayvanların zararlarına karşı da teknik geliştirmeye çalışıyorlar. Gece gündüz fark etmiyor. Arılar rahatsız edildiklerinde düşmanı kovan çevresinden uzaklaştırıncaya kadar uğraşıyorlar. Afrika arıları yaklaşık 2 kilometre, Anadolu arıları 200 metre kadar kovalıyor. Önemli olan zarar veren hayvanı arı sokması. Arının soktuğu yaban hayvanı bir daha o bölgeye uğramıyor. Ayılar hariç elbette.