İstanbul, Yalova, Kocaeli ve Bursa'da hissedilen son depremler, Marmara Denizi'nde yaşanan artan deprem hareketliliğiyle ilgili endişeleri beraberinde getiriyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü'nden emekli olan Jeoloji Profesörü Doğan Perinçek, bölgedeki son depremlerin ciddi bir tehlikenin habercisi olabileceği konusunda uyarılarda bulundu. Perinçek, yaptığı değerlendirmede, "Son 5-6 yıl içinde Kuzey Anadolu Fayı'nın (KAF) kuzey kolundan güneybatıya Marmara Adası, Biga, Çan yönünde enerji transferinin artarak sürdüğünü gözlemliyoruz. Deprem sayısı ve büyüklüğü endişe verici bir seviyeye ulaşmış durumda. Ayrıca, KAF' ın güney kolunda olan depremler de aynı bölgeye enerji transferi yaparak Erdek, Bandırma, Biga, Çan, Bayramiç, Ayvacık gibi bölgelerdeki fay hatlarında gerilim birikmesine neden oluyor" ifadelerini kullandı. Son depremlerin ardından bölgede artan endişeler, uzmanların bölge halkını ve ilgili kurumları harekete geçirmeye çağırdığı bir süreci başlattı. Bilim insanları, olası bir büyük depreme karşı önlemlerin alınması, binaların güçlendirilmesi ve toplumun deprem bilinci konusunda eğitilmesi gerektiğini vurguluyor.

Şeytan Üçgeninin Anlamını Kavrayamayan, Masa Başı Yorum Yapan Meslektaşlarımın Boş Laflarına İnanmayınız

Marmara Denizi'nde önceki gün merkez üssü Marmara Denizi olan 4.1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. AFAD' tan yapılan açıklamada, saat 23:53'te merkez üssü Marmara Denizi olan 4.1 büyüklüğünde yaşanan depremin Yalova'nın Çınarcık ilçesinin 8 kilometre açıklarında 11.18 kilometre derinlikte olduğu belirtildi. Türkiye'nin en yoğun nüfuslu ve ekonomik olarak önemli bölgelerinden biri olan Marmara Bölgesi'nde yaşanan bu deprem hareketliliği, geçmişte yaşanan büyük depremlerin de hatırlatıcısı niteliğinde. 1999 yılında meydana gelen ve büyük kayıplara neden olan Gölcük depremi, bölge halkını deprem konusunda daha duyarlı hale getirmişti. Deprem ile ilgili Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü'nden emekli olan Jeoloji Profesörü Doğan Perinçek dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Açıklamasına “Marmara'da 2045 yılına kadar deprem olmayacak diyen meslektaşlarıma inanmayınız. Şeytan üçgeninin anlamını kavrayamayan, masa başı yorum yapan meslektaşlarımın boş laflarına inanmayınız” diyerek, başlayan Perinçek, şunları söyledi: "Batı Marmara da neler oluyor? KAF kuzey kolunda olan depremler, Tekirdağ Güneybatısında neden aynı yoğunlukta karada Ganos Dağı Fayı boyunca devam etmiyor. Söz konusu alanda bir engel mi var. Denizdeki faylar kara yönünde enerji transferi yapamayınca, enerji beyaz ok ile işaretlendiği gibi Marmara Adası ve Biga dolayına mı yöneliyor? Marmara Adası merkezli şeytan üçgeni olarak tarif ettiğimiz alanda deprem sayısının artmasının nedeni nedir? KAF kuzey kolunun karadaki devamına transfer edilemeyen enerji Marmara Adası ve daha güneydeki Erdek, Biga, Çan, Bayramiç dolayındaki faylara mı yükleniyor? Marmara Adası, Biga yönünde transfer edilen enerji dışında KAF güney kolu üzerinde olan depremler, Biga Çan yönünde bulunan faylar üzerine gerilim yüklüyor mu? Haritalar Kandilli Rasathanesi sayfasından alınmıştır. Sırasıyla 2022, 2021 ve 2020 yıllarında olan tüm depremleri göstermektedir. 2023 yılı dahil son beş yıl boyunca Şeytan üçgeni alanında olan deprem sayısı artmaktadır. Örnek olarak 2021 yılında 633 deprem olmuşken 2022 yılında bu sayı 823 e çıkmıştır. Ayrıca büyüklükleri 3.0-3.9 aralığında olan deprem sayısı da gözle görülür şekilde 2020 yılında 2022 yılı sonuna kadar olan zaman diliminde artmıştır. Son 5-6 yıl içinde KAF kuzey kolundan güneybatıya Marmara Adası, Biga, Çan yönünde enerji transferi artarak sürmektedir. Deprem sayısı ve büyüklüğü endişe edilecek boyutta gerçekleşmektedir. Ayrıca KAF güney kolunda olan depremlerde aynı alana enerji transferi yapmaktadır. Böylece Erdek, Bandırma, Biga, Çan, Bayramiç, Ayvacık dolayında ki faylar üzerinde gerilim birikmektedir. Bu veriler kanımızca Erdek- Çan hattında yakın zamanda büyük bir deprem olma olasılığını, beklenen Marmara depremi öncesine çekmektedir. KAF güney kolunda bulunan faylarda yıllık kayma miktarının KAF kuzey koluna göre daha az olduğu bilinmektedir fakat yukarıda sunduğumuz veriler çerçevesinde, bu durumun Erdek, Biga, Çan, Bayramiç alanı için geçerli olmadığını göstermektedir. Meslektaşlarım benimle aynı fikirde olmayabilir. Burada gözlemleri ışığında görüşümü sundum. Mesleğimizde gözlemler her zaman teorinin önündedir. Bölgede olan tarihsel depremler baktığımızda, veriler ışığında sunduğumuz modeli destekler durumdadır."

Murat Çağlayan