Çanakkale Turistlik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Derneği (ÇATOD) Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Aydeğer turizm açısından 2021 yılını değerlendirdi. Coronavirüs nedeniyle turizmcilerin uzun süre iş yapamadıklarını ifade eden Aydeğer 2021 yılının yaz aylarında ise turizmcilerin en azından nefes aldığını ifade etti. Öngörüde de bulunan Aydeğer, “2022 ve 2023 yılının dünya turizmi açısından çok hızlı bir geri dönüş süreci olacağına inanıyorum” dedi.

Aydeğer önümüzdeki iki yılın turizmin dönüş yılı olacağını da ifade ederek, “2020 ve 2021 yılı özellikle ülke turizmi açısından çok geriye giden bir süreçti. 2021 yılı ile beraber burada yeni bir geri dönüş süreci yaşıyoruz. Bu geri dönüş sürecinde eğer farklı bir olağanüstü senaryo ile karşılaşmazsak 2022 ve 2023 yılının yani önümüzdeki iki senenin dünya turizmi açısından çok hızlı bir geri dönüş süreci olacağına inanıyorum. Özellikle uluslararası tur operatörlerinin 2022 yılı ile ilgili aldıkları kararlar ve bununla ilgili attıkları ticari faaliyet adımları bizleri bu anlamda daha da yüreklendiriyor” dedi.

“Turizmci 14 ayın ardından iyi bir 2 ay geçirdi”
Çanakkale Turistlik Otelciler, işletmeciler ve yatırımcılar derneği (ÇATOD) Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Aydeğer turizm sezonu ile ilgili yaptığı değerlendirmede uzun süre hiçbir turizm hareketinin olmadığını ancak 2021 yaz aylarında turizmin hareketlendiğini söyledi. Aydeğer değerlendirmesinde, “Özellikle Temmuz ayı başı itibari ile Coronavirüs tedbirlerinin de büyük bir kısmının kaldırılması ile birlikte turizm sezonunda olumlu bir hareket başladığını gözlemledik. Özellikle Çanakkale bölgesinde oluşan iç hareket turizmi bölgemizin en önemli can suyun oldu. Temmuz ve Ağustos aylarının tamamında bu süreci çok bölgemizde pozitif bir şekilde yaşadık. Hem şehir içerisinde, hem kıyı bölgelerimizde  doluluk oranları ortalamaların çok üzerinde olumlu bir şekilde seyretti. Uzun zamandır yaklaşık 14 aydır süren durgunluğun bir şekilde turizmci açısından telafisi değil ama en azından memnun olabilecekleri 2 ayı birlikte geçirdik.” dedi.

“Gurbetçiler ile döviz girdisi sağladık”
Aydeğer hareketlenen turizm ile ülkeye döviz girdisi sağlandığının da altını çizerek şunları söyledi: “Turizmciler bu 2 aylık süreçte sadece iç pazar odaklı kalmak durumunda kaldık. Çok limitli bir şekilde Balkan pazarı özellikle Romanya, Bulgaristan ve Makedonya gibi pazarlardan kısmi olarak yabancı turist geldi. Neden böyle oldu ? Çünkü birçok Dünya ülkesinde hali hazırda Coronavirüs nedeni ile kısıtlama tedbirleri devam ediyor. Türkiye’nin en önemli turizm ürünlerinden bir tanesi kültür turizmi. Kültür turizminde özellikle katma değeri yüksek olan turist, kıta Avrupası, İngiltere, Avusturalya, Yeni Zelanda gibi ülkelerden bölgemize çok daha fazla turist geliyor. Bu turist grubuna birde Uzakdoğu Japonya‘yı da ilave etmek lazım. Hali hazırda bu pazarlar açılmış değil. Bu ülkelerin neredeyse büyük bir çoğunluğunda ülkeye giriş ve çıkışlar hala kısıtlı. Özellikle Avusturalya, Yeni Zelanda ve Asya pazarının neredeyse tamamında bir turizm hareketinden söz etmemiz mümkün değil. Avrupa pazarında Avrupa ülkeleri ve İngiltere de de çok ciddi ve katı bir karantina süreci uygulanıyor. Ülkelerinden ayrılan ve daha sonra da tatil bitiminde ya da iş bitiminde ülkelerine dönenler 10-15 gün boyunca belirlenen otellerde karantinada kalmak zorundalar. Bu durumda tabii ki bu ülkelerden ülkemize gelecek olan turizm hareketini neredeyse sıfıra indiriyor. Diğer pazarlarda, Çanakkale’nin çok fazla faydalanmadığı pazarlarda ülke turizmi açısından çok önemli olan Rus pazarı gibi Ukrayna pazarı gibi farklı ülkelerden bu iki ay içerisinde iyi bir hareket olduğunu söyleyebilirim.  Turizmcilerin buradaki beklentisi İngiltere pazarının açılmasıydı. Çünkü İngiltere bu anlamda Avrupa kültür turizmi açısından önemli. Ama tabii İngiltere’nin Türkiye’yi kırmızı listede tutuyor olması bu sürecin su an için ertelenmesine neden oldu. Burada Türkiye için çok önemli bir fark yaratan bir durum söz konusu. Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları bizim için önemli bir fark yaratıyor.  Özellikle Temmuz, Ağustos aylarında Çanakkale bölgemizde başta olmak üzere Türkiye’nin birçok noktasında tatillerini geçirdiler. Bu turizmciler acısından da ülke açısından da döviz girdisi sağladık.”

“Aşılama en önemli faktör”
Pandemi ile başa çıkmanın en önemli yolunun aşılama olduğuna da dikkat çeken Aydeğer, “Covid süreci hepimiz açısından olumsuz sonuçları ile birlikte belli bir seviyeye geldi. Bundan sonra aşılanma sürecinin hem ticaretin hem de sosyal hayatın şekillenmesindeki en önemli faktör olduğunu düşünüyorum. Aşılama süreci ne kadar olumlu yönde ilerlerse, ülkelerin bölgelerin aşılanma oranları ne kadar sağlıklı bir şekilde artarsa salgın süreci ile ilgili endişelerde ortadan kalkar ve bu durumunda sosyal ve ekonomik sonuçları da daha hızlı görülür. Turizm artık bizim için bir yemek içmek doğal bir insani ihtiyaç. İnsanlar yaklaşık 1.- 1.5 yıldır bu ihtiyaçlarını hep öteliyorlardı. Bu ihtiyaçlarını kalabalık ortamlardan uzak kalmak için yapmamayı tercih ediyorlardı.  Bu ihtiyaç artık ötelenemez bir yere geldi. İnsanlar gerçekten artık seyahat etmek istiyor. Psikolojik sağlıklarını da devam ettirmek için seyahat etmek istiyorlar “dedi.

“Çanakkale’nin güçlü turizm değerleri var”
Pandemi dönemi ile turizm anlayışının değiştiğini ifade eden Aydeğer, Çanakkale’nin değişen turizm talepleri ile ilgili çok güçlü değerlere sahip olduğunu hatırlatarak değerlendirmesinde,  “Çanakkale’ miz de bu anlamda, özellikle şimdi yaz sezonunun sonuna geliyoruz, Eylül ayında okulların açılması ile birlikte iç pazar turizmde de önemli bir yavaşlama ön görüyoruz. Ama bölgemizin öne çıkan önemli başka değerleri var. Biliyoruz ki Çanakkale’nin doğal kaynakları çok güçlü. Özellikle kırsal kesimleri, yürüyüş rotaları, bisiklet rotaları gibi. Özellikle Coronavirüs salgını sürecinde de bölgemiz hep cazibesi yüksek olan alanlara sahip oldu. Bu anlamda da Eylül ve Ekim aylarında umut ediyoruz ki başta yurtiçi misafirlerimiz ve gelebilen yurtdışı misafirlerimiz Çanakkale’nin bu önemli turizm özelliklerinin farkına varır. Tarihi yarımada bizim için çok değerli. Bu alan ile alakalı bu değer hiçbir zaman eksilmeyecektir. Yine kısmı olarak çeşitli bölgelerimizden, illerimizden tarihi yarımadaya gelecek olan turları çok önemsiyoruz. Bu turların mutlaka desteklenmesi lazım. Bu sadece bir turizm hareketinden öte bir milli şuur hareketidir. Tarihi yarımada gezilmesi gereken görülmesi gereken bir alan. Yine Troia Ören yeri özellikle bu sonbahar sürecinde önemli bir lokomatif olacağına inanıyorum. Yeni yapılan ve almış olduğu ödül ile Troia müzemiz dünyada örneği çok az olan çok başarılı bir müze. Troia müzesinin ünü sadece yurt içinde değil yurt dışında da duyulmuş durumda.  Bu çerçevede Troia Müzesi, Troia Antik Kenti ve Assos yer alacağı bir turizm farkındalığı bölgemizim turizm anlamında ileriye götürecek önemli değerler. Biliyorsunuz 2021 yılında Assos Antik limanı ile ilgili bir süreç yaşandı. Antik limanın bulunduğu alandaki bazı coğrafi sıkıntılar nedeni ile kayaların antik liman için risk oluşturması nedeni ile Assos Antik liman kapatılmıştı. Bu konu ile ilgili çok güzel haberler var. Assos Antik limanın yapılan çalışma nedeni ile kapatılması ile ilgili olarak ön görülen kapanma süresinin çok çok daha altında gerçekleşeceği ve çalışmaların çok hızlı ilerlediği haberleri geliyor. Yetkililer Assos Antik Limanın 2022 yılı yaz sezonuna hazır olacağını ifade ettiler. Bu da hepimiz açısından çok çok önemli bir gelişme” ifadelerine yer verdi.

“1915 Çanakkale Boğaz Köprüsü turizme önemli kazanınlar sağlayacak”
Turizmin de kolay ulaşılabilirliğin çok önemli olduğunun da altını çizen Aydeğer 1915 Çanakkale Boğaz köprüsünün bu anlamda kısa sürede faaliyete geçmesi ile Çanakkale’nin turizm açısından elinin daha da güçleneceğini söyledi. Aydeğer  şu cümleler ile devam etti: “Çanakkale’nin heyecanla beklediği bir başka önemli konuda 1915 Çanakkale Boğaz Köprüsü. Köprü dediğimiz zaman sadece Avrupa kıyısından Asya kıyısına geçmek olarak algılanmamalı. Köprünün çevre yolu bağlantıları ile Avrupa’ dan Asya’ya olan bağlantı’ da çok farklı bir noktaya taşınacak. 1915 Çanakkale Boğaz Köprüsü Çanakkale turizmi açısından da çok büyük bir değer üreteceğine inanıyorum. İstanbul gibi bir metropolün kültür turizmi anlamında Çanakkale’ye entegre olması ile ilgili çok önemli bir durum yaşanacak.  Önceki dönemde gemi trafiği hem de çok yoğun araç trafiği Çanakkale’ ye yapılacak seyahatleri çekilmez hale getirebiliyor. Özellikle 30 Ağustos sonrası feribot ile karşı kıyıya geçmek isteyen araçların oluşturduğu kilometrelerce uzun kuyruklar iki ya da üç gün tatile gelen bir ailenin 5 yada 6 saat feribot kuyruğunda bekliyor olması ilimize olan cazibeyi çok hızlı bir şekilde düşürüyor. Bu nedenle de 1915 Çanakkale Boğaz köprüsü Çanakkale turizmine ve sosyal ekonomik hayatına çok önemli katkısı olacaktır. Köprünün de lokasyonu da  özellikle çok doğru buluyorum. Çünkü şehrin doğrudan tarihi ve kültürel yerlerinden daha uzak olması en azından köprü ile gelişen endüstriyel eko sistemin bu kültürel noktalarda biraz daha uzak olması olumlu olacak.”

“Deneyim turizmi çok kabul gören bir turizm çeşidi oldu”
Aydeğer değişen turizm taleplerinde deneyim içeren turizmin ön plana çıktığını ifade ederek, “ Şu an artık dünyada Coronavirüs salgını ile gelişen yeni turist algısı var. Artık kitlesel turizm çok fazla itibar gören bir konu değil. Bundan sonraki süreçte her şeyin başında turistlerin çok önem verdiği deneyim turizmi geliyor. Turistler gittikleri yerde yeni deneyimler yaşamak istiyor. Deneyim turizminin konu başlıklarına baktığımızda dalış turizmi bu deneyimler ekonomik değeri yüksek turistin ağırlandığı bir turizm alanı. Bu çerçevede tarihi alan başkanlığının dalış turizmi ile ilgili gerçekleştirmiş olduğu yatırımları beğeni ile destekliyoruz. Bu sürecin Çanakkale turizmi açısından yeni bir dönem yeni bir soluk üreteceğini düşünüyorum. Yine burada çok önem verdiğimiz konulardan biri gastronomi. Yani bu şehrin özellikle Kuzey Ege mutfağının Çanakkale ismi ile birlikte anılıyor olması önümüzdeki süreç içerisinde mutlaka ve mutlaka eğilmemiz gereken konu başlıkları arasında yer alıyor. Bu konuda da yapılacak olan birçok çalışma ve faaliyeti de bizler gönülden destekliyoruz. Bunun haricinde yeni turist profilinden bahsedecek olursak. Yeni turist profili önümüzdeki süreçte daha sakin yerleri tercih edecek. Çanakkale bu anlamda gerçekten birçok artı değeri de elinde bulunduruyor. Bu avantajın ne kadar bir şekilde iletişimini yapıp bununla ilgili yatırımları yürütürsek bu süreçte çok daha başarılı olacağız” dedi.

“Katma değeri daha yüksek turiste odaklanmalıyız”
Pandemi süreci ile turizmde her şeyin değiştiğinin de altını çizen Aydeğer, “Artık talep odaklı büyüme modelleri anlamlarını yitirdi. Yani daha çok turist değil daha nitelikli turiste ihtiyaç var. Çünkü hepimizin doğal kaynakları sınırlı, ülke kaynakları sınırlı. Biz burada çok daha fazla değil, daha çok katma değer sağlayan, çok daha fazla para harcayan turistlere ihtiyacımız var. Aksi taktirde başta şehrin sosyal hayatı olmak üzere bir çok kaynağın hızlı tükenmesine neden oluruz. Bundan sonraki süreçte daha uzun konaklayan katma değeri yüksek turiste odaklanmalıyız. Bu nedenle de yapacağımız tüm yatırımları bu çerçevede değerlendirmemiz lazım. Özellikle ifade etmek istiyorum. Kültür yürüyüş rotaları yine bisiklet rotaları, kıyı balıkçılığı, meditasyon, dalış turizmi, su sporları, yelken ve benzer nitelikte turistte deneyim sunan turizm türlerinin çok çok önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.

“2022 VE 2023 YILLARI TURİZMİN GERİ DÖNME YILI OLACAK”
Aydeğer önümüzdeki 2 yılın turizmin dönüş yılı olacağını da ifade ederek şunları söyledi:”2020 ve 2021 yılı özellikle ülke turizmi açısından çok geriye giden bir süreçti. 2021 yılı ile beraber burada yeni bir geri dönüş süreci yaşıyoruz. Bu geri dönüş sürecinde eğer farklı bir olağan üstü senaryo ile karşılaşmazsak 2022 ve 2023 yılının yani önümüzdeki iki senenin dünya turizmi açısından çok hızlı bir geri dönüş süreci olacağına inanıyorum. Genel olarak bunu nereden yorumluyoruz ? özellikle uluslararası tur operatörleri 2022 yılı ile ilgili aldıkları kararlar ve bununla ilgili attıkları ticari faaliyet adımları bizleri bu anlamda daha da yüreklendiriyor. Çünkü dünya turizmi yaklaşık iki yıldır ciddi bir daralma yaşadı. Evet 2021’de Temmuz ve Ağustos aylarında hızlı bir geri dönüş olduğunu ifade ediyoruz ama yılın 7 ayı kapalı kalındığını unutmamak lazım. Bu nedenle 2022’nin kaygılardan biraz daha arınacağını ama burada kritik eşik Nisan ayı. Nisan ayı ile birlikte bu sürecin kendini daha iyi ortaya koyacağını düşünüyorum. Türkiye özeline baktığımızda da Avusturalya ve Yeni Zelanda pazarlarımızın tekrar hayata çekmesi çok önemli. Bu pazarda 2015’ten sonra ciddi geri yönlü bir düşüş yaşandı. 2016’da çok kaotik bir dönemimiz vardı. Bu süreç bizi çok derinden yaraladı. 2016’dan sonra 2017 ve 2018 yıllarında tam toparlayalım derken bu süreç Coronavirüs salgını nedeni ile daha da dibe vurdu. Sonuç olarak Avusturalya ve Yeniş Zellanda pazarlarımız çok önemli. 2022 yılı ile beraber bu süreçlerin olumlu yönde evrilmesi söz konusu. Yine uzak doğu pazarları da aynı şekilde. Özetle söylemek gerekirse Çanakkale bölgesi 1915 Çanakkale boğaz köprüsü,  deneğim turizmi ve Troia ile turizmimde büyüyecektir. Ayrıca ülke turizmimi de 2022 ve 2023 yılları arasında hızla eski günlerine geri dönecektir ama Çanakkale turizmde en çok gelişme ve büyümeyi sağlayan il olacak” dedi.

Özel Haber: Ogün İnal