Muharrem İnce’nin kurduğu Memleket Partisi’nin Kurucular Kurulu ve Çanakkale İl Başkanı olan Hülya Dağhan partisini ve siyasetteki hedeflerini anlattı. Geçtiğimiz hafta Partisinin Genel Başkanı olan Muharrem İnce’nin beş ay hapis cezasına çarptırılmasına karşı, ‘’Bu siyasi karar aslında, tüm örgütümüze, Genel Başkanımız Muharrem İnce nezdinde takılmış bir gurur nişanıdır’’ derken, siyasette kutuplaştırmadan, ayrıştırmadan bir yol izlediklerini belirterek, “Ortak davamız memleket” dedi.
   
İl Başkanı olup güven tazelediniz, bu süreçten sonra ne gibi faaliyetler yapmak istiyorsunuz, siyasi anlamda hedefleriniz neler?
İl başkanlığı olarak evet bir güven tazeledik, öncelikli amacımız partimizin önümüzdeki olası bir seçimde seçime girebilme yeterliliğini elde etmekti ki, Çanakkale'miz ile birlikte 2,5 ay gibi bir zaman zarfında Türkiye genelinde 52 ilde örgütlenmemizi tamamladık.18 Eylül 2021 Cumartesi günü Memleket Partisi 1. Olağan Kurultayını yapmakla temel gereklilikte ihtiyacımız olan seçime girme yeterliliğini sağlamış olacağız. Kurultay sonrasında önceliğimiz; süratle eksik kalan ilçe ve belde örgütlerimizi oluşturup, Çanakkale İl Başkanlığı nezdinde eksiksiz olarak tüm vatandaşlarımıza ulaşacak örgüt yapısını tesis etmiş olacağız. Memleket Partisi olarak siyasi hedeflerimiz de şöyle: Bizler Memleket Hareketi olarak; akılcı devlet yönetimi anlayışı ile denetlenebilir, şeffaflık ilkesi ile dürüst ve güvenilir, dijital kamu yönetimi istiyoruz. Herkesin eşit, bilimsel ve nitelikli eğitime ulaşma hakkı önceliklerimizin başında gelmektedir. Eğitim bir toplumun gelişmesinin vazgeçilmez lokomotifidir. Bütün öğrencilere ücretsiz, laik, bilimsel nitelikli eğitim ve bu eğitime erişimde fırsat eşitliği, üniversitelerde özerklik, köy okullarının tekrar açılmasını, bütün çocuklarımızı resmi dilimiz Türkçeyi, evde konuştukları dilini ve en az bir yabancı dili öğrenmelerini istiyoruz. Sosyal adalet, planlı kalkınma, yolsuzlukla mücadele, kamuda adaletli bir ücret dağılımı yapılmasını istiyoruz.  İşçilerin ve memurların eşit katılımlarıyla yapılan toplu sözleşmeler bizim emek ve emekçiye verdiğimiz değeri göstermektedir. Sağlık çalışanlarımıza şiddet uygulanmadığı, uygulayanlara cezaların verildiği ve haklarının korunduğu bir düzenleme istiyoruz. Sadece bir ekmek, bir kap su yetmez diyerek, hayvanı canlı kabul eden saygı gösteren bir anlayış içindeyiz. Doğa ile beraber tüm canlıların uyum içinde yaşadığı bir Türkiye ve Çanakkale bizim özlemimizdir. Ticari karlılık uğruna doğanın talan edilmesine karşı, yer altı ve yer üstü zenginliklerimizin millileştirilmesini içeren bir düzenleme istiyoruz. Yeri gelmişken şunu belirtmeden geçemeyeceğim; öncelikli konularımızdan birisi de Kaz Dağları bölgesindeki doğa talanı konusu, atalarımızdan bize miras, bizim de sonraki nesillere olan sorumluluğumuz ile ekolojiyi ve halk sağlığını tehdit eden adeta yağmacı, talan anlayışına karşı mücadele etmek Çanakkale yönetimi olarak bizim önceliğimiz olacaktır. Doğamızın, suyumuzun kirlenmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünya’da Barış” ilkesini onurluca koruyarak, ülkemizdeki göçmenlerin ve mültecilerin kendi evlerine dönmeleri için tüm insani koşulları sağlayacağız. Mavi Vatan’da ülkemizin haklarını, ulusal çıkarlarımızı koruyan bir devlet yönetimini kuracağız. Siyasi çıkar yerine ülkemizin geleceğine öncelik veren ekonomi yönetimi ile bereketli toprakların fakir çocukları kaderimiz olmadığını, toplumsal dayanışmayı amaç edinen bir anlayışı, kindar değil, kardeşçe yaşamayı isteyen bir nesil istiyoruz. Gerçekleri saklayan değil, ortaya çıkaran özgür basın ile demokrasimizin dördüncü gücü olarak hak ettiği yeri bulacağına inanıyoruz. Bölen değil, birleştiren bir anlayışla, iktidar ve muhalefetin kutuplaştırıcı, birbirlerini itham eden, iftira atan kavgacı siyaset anlayışına karşın, öncelikle kutuplaşmayı kaldırarak toplum olarak “barışacağız. Barışın verdiği güç ile dayanışma içinde ekonomi olarak “büyüyeceğiz” ve ülke olarak büyümenin verdiği kazanımları adilce “bölüşeceğiz. Siyasette “ben” değil “biz” anlayışı ile cesaret ve ilkeler çerçevesinde öncelikli ortak hedefimiz, liderimiz Sayın Muharrem İnce’nin önümüzdeki seçimlerde Cumhurbaşkanı olmasıdır. Bunun için gerekli olan yüzde 50+1 seçmen desteğini sağlayarak, kuruluş aşamasındaki partimizi Çanakkale il genelinde birinci parti yapmaktır.
Muharrem İnce’ye mahkeme tarafından verilen 5 aylık hapis cezası ile ilgili ne düşünüyor musunuz?
Bu davaya konu olan hususun evveliyatını hatırlamak gerek öncelikle, dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ve yine AKP Kurmaylarının yapmış olduğu açıklamalar arşivlerde ve hatırlardadır. Açıkça o tarihlerde hukuka ve adalete talimat vererek, hedef gösterilen Genel Başkanımızı, o zamandan bu zamana partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin yarattığı parti devleti ve onun adalet sisteminin bu dava vasıtası ile konuyu günümüze taşıyarak genel başkanımızı ve onun nezdinde; Memleket Partisini cezalı göstermek niyetleri apaçık ortadadır. Mahkemenin verdiği bu karar hukuki değil tamamıyla siyasi bir karardır. Sayın Genel Başkanımız Muharrem İnce’nin de yine o zaman dediği üzere; “Ölümden öte köy, Silivri’den öte mapushane yoktur. Bu siyasi karar; aslında, tüm örgütümüze; Genel Başkanımız Sayın Muharrem İnce nezdinde takılmış bir gurur nişanıdır. Diğer taraftan, daha ilginç bir husus var. Görmezden gelindiğimiz gerek iktidar medyası, gerekse de muhalefet medyası, Bizim “Gurur Nişanesi” olarak tanımladığımız mahkemenin vermiş olduğu bu siyası kararı, açıklanır açıklanmaz sür manşetten verdiler. Açıkçası bu bile birbirlerinden farkları olmadığının en büyük kanıtıdır. İşte Bu yüzden de “Ne Cumhur ne millet, tek yol memleket” diyoruz.
Ülkede mali anlamda zorluk yaşayan gençler hakkında ne düşünüyorsunuz? Partiniz bu konuda ne düşünüyor? Gençlere gelecekte nasıl bir Türkiye vaat ediyorsunuz?
“Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder. ”Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi eğitim, toplumun var olma çabalarının en önemli araçlarından biridir. Çocuklarımızı yetiştirirken ulusal ve evrensel değerleri önemseyen, bilimin yol göstericiliğine inanan, analitik düşünme becerisine sahip, yaratıcı, yenilikçi, sorgulayan, sorun çözen ve özgür karakterli, milli kültürünü, dilini ve tarihini çok iyi bilen ve bunları özümsemiş, her türlü ayrımcılığa karşı çıkan, kültürel ve sanatsal gelişimi hedefleyen, empati kurabilen, kendini başkalarına karşı sorumlu hisseden, teknolojik yetkinlikleri edinmiş, hayvanları, doğayı ve gezegeni koruma ve sürdürülebilir çevre bilincine sahip, üretim odaklı ve aynı zamanda bilinçli bir tüketici haline gelmiş, medya okuryazarlığı yapabilen, sporu yaşamının bir parçası haline getirmiş, kendi kendine yetebilen eğitim kazanımlarını hedefleyeceğiz. Ekonomik olarak da; TBMM’de “Gençlik İhtisas Komisyonu” kuracağız. Gençlerin çalışma hayatı ile erken yaşta tanışmaları için iş modelleri geliştireceğiz. Kısa eğitim programları, stajlar, sertifikalar, uzaktan eğitimler, dijital eğitim mecraları ve ücretsiz dijital geliştirme atölyelerinin oluşturulmasını sağlayarak genç nüfusun topluma ve refaha katkısını en üst seviyeye çekeceğiz. Dünya çapında üniversiteler arası öğrenci değişim programları iş birliklerini geliştirecek ve finansal destek vereceğiz. KYK kredisinin geri ödemesinde faiz almayacağız. Borçları yeniden yapılandıracağız. ÖSYM tarafından yapılan tüm sınavlarda giriş ücretini kaldıracağız.15-25 yaş aralığındaki öğrencilerimize ve işsiz gençlerimize internet erişiminde, kültür sanat etkinlik biletlerinde, mağazalarda, ulaşımda indirim sağlayacağız. Üniversite eğitimi alan gençlerimizin barınma ihtiyaçlarını karşılamak için devlet yurtlarını yeterli sayıya ulaştıracağız. Yurtlarda geniş bant internet altyapısını kuracağız. Gençlere ekolojik ve akıllı tarım çiftlikleri kurmaları ve işletmeleri için özel teşvik programları sunacak, hazine arazilerini kullanımlarına açacağız. Üniversiteden yeni mezun olmuş, iş arayan yoksul gençlere İŞKUR’a kayıtlı olmaları halinde işsizlik desteği vereceğiz. Ayrıca, Memleket partisinde herhangi bir gençlik kolu yer almamakta, Aksine gençleri direkt olarak yönetim kurulları, disiplin kurulları gibi ana organlarımızda önceleri kurucu üye şimdi ise seçilmiş ve görevleri tevdi edilmiş üye ve yöneticiler olarak dahil etmekteyiz.
 
Çanakkale’de siyaset yapmak nasıl bir şey ifade ediyor sizin için, Çanakkale siyaseti hakkında nasıl bir değerlendirme yapmak istersiniz?
Ben ilk defa siyaset yapmıyorum. Öğrencilik ve gençlik yıllarımda topluma karşı olan sorumluluk bilincim ve memleket sevdam ile öncelikle semt, mahalle örgütlenmelerinin içinde yer alarak, Sosyal Demokrat Halkçı Parti’de siyasi mücadeleme başladım. SHP ve CHP birleşme sonrası çeşitli kademelerde görev aldıktan sonra en son CHP Kadın Kolları Ankara İl Başkanı olarak görev yaptım. Memleket Partisi Çanakkale İl Başkanlığı ve başkanlığa bağlı olan tüm ilçe örgütlerini teşekkül ettirirken özellikle şuna dikkat ettim. Ekip çalışması yapabilecek, birlikte çalıştığı arkadaşına, üyesine sürekli destek verebilecek, bir ekip olmasına çok özen gösterdim. Diğer dikkat ettiğim bir husus da Çanakkale örgütünde özellikle daha önce hiç siyaset yapmamış insanların sayısını, daha önce siyaset yapmış olanların çok daha üzerinde tutmak oldu. Mevcut iktidardan da, el birliğiyle iktidarın payandası olmaktan öteye geçemeyen tüm muhalefetten de bezmiş, Memleket için bir şeyler yapmak isteyen, elini taşın altına koymaya hazır ama, ortam ve imkan arayan insanları bir araya getirmek önceliğimdi ki… Bunu İL ve mevcut İlçelerimizle başardığımıza inanıyorum. Bundan sonraki kuracağımız, ilçe, belde, örgütlerimizde de aynı disiplin ve doğrultuda hareket etmek istiyorum. Bölen değil, birleştiren bir anlayışla, iktidar ve muhalefetin kutuplaştırıcı, birbirlerini itham eden, iftira atan kavgacı siyaset anlayışına karşın, öncelikle kutuplaşmayı kaldırarak toplum olarak barışacağız. Barışın verdiği güç ile dayanışma içinde ekonomik olarak “büyüyeceğiz” ve ülke olarak büyümenin verdiği kazanımları adilce “bölüşeceğiz. Siyasette “ben” değil “biz” anlayışı ile cesaret ve ilkeler çerçevesinde öncelikli ortak hedefimiz, liderimiz Sayın Muharrem İnce’nin önümüzdeki seçimlerde Cumhurbaşkanı olmasıdır. Bunun için gerekli olan yüzde 50+1 seçmen desteğini sağlayarak, partimizi Çanakkale il genelinde birinci parti yapmaktır.
Çanakkale'nin sizce neye ihtiyacı var? Maddi anlamda somut olarak örneğin daha fazla altyapı mı? Daha fazla turizm tesisi mi, tarımsal anlamda üretim alanları mı? Bu kentin öncelikler neler olmalı?
Çanakkale’nin çok şeye ihtiyacı var? İhtiyaçlarını karşılamaya yetecek tüm çözümlere de vakıfız, bu çözümleri doğru yönetim ile uygulamaya da talibiz. Kısaca bahsetmek gerekir ise; Tarım Başlıca, çeltik, zeytin, kapya biber, süt, süt ürünleri, hayvancılık, domates, çilek, elma, şeftali, ceviz, Bayramiç beyazı gibi değerlerimizle, tarımsal ürün zengini, bir kentiz. Ancak, yanlış tarım politikaları ile çiftçiyi üretmeye, çoğaltmaya teşvik etmekten ziyade, çiftçi üzerinden kazanç elde etmeye endeksli anlayış yüzünden çiftçimiz artık ekip üretmeme noktasına gelmiş ve sonuç olarak her geçen yıl ekilen alan miktarlarında azalma gözlemlenmekte olup, Süt ürünlerinde üreticilerin girdi maliyetlerindeki artışa rağmen enflasyona yenik düşen yetersiz destek yüzünden, sütünden yararlanılan hayvanlarımız kesime gönderilmekte. Her geçen gün üretilen süt miktarındaki azalma ile tüketiciler süt ürünlerine daha pahalı ulaşmaktalar. Sayın Genel Başkanımız Muharrem İnce’de zaten son 6 aydır tüm söylemlerinde yiyecek ürün bulamayacak noktaya yaklaşıyoruz derken kast ettiği aslında bu çarpık düzenin yarattığı üretimsizliğe gidişin işaretlerini barındırıyor. Tarıma dayalı sanayimizde ise zeytinyağı, şarap, peynir, salça, mantar, ilaç sanayinde kullanılan endemik bitkiler, orman ürünleri, su ürünleri gibi tarıma dayalı katma değer yaratabilen endüstri potansiyelimizi sağlanacak devlet desteği ile markalaştırarak ürün değerini yükseltip yerel kalkınmada gelirimizi arttıracağımız kanısındayım. Akılcı yani bilimden yararlanılarak geliştirilecek ve sistematik devlet prosedürlerine dönüştürülerek uygulanacak politikalarla, Çanakkale’mizin yer altı ve yer üstü zenginlikleri ile tüm Türkiye’yi bakabilecek potansiyele sahip olduğunun bilincindeyiz. Turizm; denizin tarihle birleştiği, doğal güzellikleri olan bir coğrafya da turizmden yeteri miktarda pay aldığımızı düşünmüyorum. Kentimizin geçmişten bu güne turizm ile ilgili olarak bir mastır planı olmamasının handikabı olarak yorumlanabilinir. Turizm alt yapısı olarak, gelen ziyaretçileri barındıracak bölgesel tesislerin arttırılmasının yanında, boğazımızın temiz berrak denizine girebilecek sahillerinin oluşturulmasının teşvik edilmesi gerekmektedir. Deniz trafiği yoğun ve doğal bir su kanalı olan coğrafyamızda yeteri kapasite ve teknik alt yapıda marinamızın olmaması da kent turizminin gelişmesine engel olduğunun farkında olarak, kentimize katacağı katma değer ile ayrıca istihdama katkısının olacağı da yadsınamaz bir gerçekliktir. Seramik sanayi, Çanakkale denilince akla gelen, dünya da marka olmuş seramik sanayimiz; gerek ham madde teminindeki yanlış politikalar nedeni ile gerekse tahmin edilemeyen sanayi doğalgaz fiyatlarına yapılan zamlar ile ağır yara almakla beraber bölge kalkınmasını tehdit etmekte. Halkımız her şeyi görüyor ve farkında. Bize teveccüh gösterdiklerinde, Çanakkale ve tüm ilçelerinin nasıl bir kente dönüşeceğini tüm dünya görecek.
Son olarak bir kadın olarak, siyasette kadın olmak, ve ataerkil bir toplum düzeninde mücadele etmek hakkında ne düşünüyorsunuz?
Evet ben bir kadınım, eğitimli bir kadın. Ulusal liderimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ülküsündeki kadınım. Hayatın her alanında ve koşulunda bu ülküyü kendine şiar edinmiş bir kadınım. Nedir o ülkü? Kadınlar içtimai (toplumsal) hayatta, erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır. Erkek egemen toplumda kadın il başkanı olmak, kadınların her alanda verilecek her görevde başarılı olabileceklerinin yüklediği ek sorumlulukla birlikte, son derece gurur verici bir görev olduğunu düşünüyorum. Hem bir kadın, hem de Memleket Hareketi Çanakkale kurucu il başkanı olarak toplumsal alanda hiçbir ayrım olmaksızın ortak davamız “memleketimiz” için “mesele memleket meselesi ise gerisi teferruattır” anlayışıyla hep beraber mücadele edilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Röportaj:  İbrahim Akın Kazancı