Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, İşkence ve Kötü Muameleye Karşı Ulusal Önleme Mekanizması görevi kapsamında Çanakkale'ye gelen Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu Üyesi Dilek Ertürk başkanlığındaki heyet, 23-26 Ağustos 2021 tarihleri arasında gerçekleştirdikleri Çanakkale temaslarına yönelik bir basın toplantısı gerçekleştirdiler. Heyet Çanakkale özel bakım merkezi, E Tipi cezaevini ve Ayvacık il gönderme merkezini ziyaret ederek incelemeler ve temaslarda bulundu.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, İşkence ve Kötü Muameleye Karşı Ulusal Önleme Mekanizması görevi kapsamında Çanakkale'ye gelen Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu Üyesi Dilek Ertürk başkanlığında yer alan heyet İşkence ve Kötü Muameleye Karşı Ulusal Önleme Mekanizması görevi kapsamında Türkiye çapında illerde bulunan alıkonulma merkezlerine (cezaevi, geri gönderme merkezi, mülteci barınma merkezleri, hastaneler, nezarethaneler, psikiyatri merkezleri vb.) haberli ve habersiz inceleme ziyaretleri gerçekleştirdiler. Çanakkale özel bakım merkezi, E Tipi cezaevini ve Ayvacık il gönderme merkezinde incelemelerde temaslarda bulunan heyet 23-26 Ağustos 2021 tarihleri arasında gerçekleştirdikleri Çanakkale temaslarına yönelik bir basın toplantısı gerçekleştirdiler. Polis Deniz Evi Tesislerinde yapılan açıklamada ziyaretlerde neler yapıldığı ve kurumun görevi heyet başkanı Dilek Ertürk tarafından ifade edildi. Heyet arasında İnsan hakları ve eşitlik uzmanı/ ulusal önleme mekanizması koordinatör Mehmet Alp Didinmez, insan hakları be eşitlik uzmanı Habibe Kara, insan hakları ve eşitlik uzman Yrd. Salih Günay, İnsan Hakları ve eşitlik uzman Yrd. Dilara Akad uzman psikolog Aylin Öztabur’un yer aldığı heyette basın açıklamasını Dilek Ertürk Yaptı.
Çanakkale'ye gelen Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu Üyesi Dilek Ertürk; ‘’İlk dönem 16 Mart 2017 ile 14 Temmuz 2021 tarihlerinde çalışmalarımızı sürdürdük. 2. dönem ise 14 Temmuz 2021’de Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından onun tensipleri ile yeni başkan ve üyeler atandı. Ben ilk dönemde de ikinci dönemde de yeniden üye seçildim. Ve elimden geldiğince pek çok TİHEK’i ilgilendiren konularda görevler üstlendim. Kurumumuzun 3 Temel görev alanı mevcut, öncelikle insan hakları korunması ve geliştirilmesi, ikinci görev alanımız ise ayrımcılıkla mücadele, üçüncü görev alanımız ise ulusal önleme mekanizması görevidir. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi bağlamında kurumumuz muhtelif yayınlarda bulunmaktadır, muhtelif paneller, sempozyumlar, düzenlenmekte ve bu sayede insan hakları alanın da toplumda, bir farkındalık oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bunun dışında eğiticilerin eğitimi gibi, polis teşkilatlarında, hâkim savcılarımızda, göç uzmanlarımızda bir insan hakları farkındalığı oluşturulmak adına yine eğitimler vermekteyiz. İkinci faaliyet alanımız olan ayrımcılıkla mücadele konusunda ise hem başvurular almaktayız hem resen incelemelerde bulunmaktayız hem de, bu incelemelerle başvurular neticesinde herhangi bir ihlal görülürse yaptırım yetkimiz bulunmaktadır. Bir diğer son görev alanımız ise ulusal önleme mekanizması görevidir ve bu görev kurumumuz tarafından Birleşmiş Milletler İşkence ve Kötü muamele önlenmesi sözleşmesine ek ihtiyat protokol, çerçevesinde kurumumuz tarafından yürütülmektedir. Ülkemizde ulusal önleme mekanizması bu anlamda faaliyette bulunan kurumlar arasından sadece Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tarafından yürütülüyor. Biz bu anlamda özgürlükten mahrum bırakılmış, alı konma merkezlerinde tutulan cezaevleri gibi, bakım evleri gibi, geri gönderme merkezleri gibi kimselerle görüşmeler yapıyoruz. Onların koşullarını inceliyoruz. Özellikle kötü muamele var mı? Yok mu yönünde tespitler bulmaya çalışıp raporlar yayınlıyoruz. Kamuoyu ile bu ziyaretler çerçevesinde bu raporları tartışıyor, paylaşıyoruz. Dolaysıyla Çanakkale'de de işte bu ulusal önleme mekanizması şapkası çerçevesinde bulunuyoruz. Yani biz ilk gün engelli bakım merkezindeydik. Çanakkale özel bakım merkezini ziyaret ettik. İkinci gün E Tipi cezaevini ziyaret ettik dün ise Ayvacık il gönderme merkezinde incelemelerde temaslarda bulunduk. Olumlu izlenimler alıyoruz. Hakikaten gerek cezaevi gerek il gönderme merkezi engelli bakım merkezi yöneticileri, insan odaklı davranışlar sergiliyorlar. Genel olarak personelden personelin yaklaşımdan memnuniyetle bakıyorlar görüştüğümüz özgürlüğünden mahrum bırakılanlar. Ama beni çok etkileyen hiç unutmayacağım bir şeyi ben burada Çanakkale Özel bakım merkezinde yaşadım, Ekibimle birlikte biz bu engelli bakım merkezine gittik. Engelli bakım merkezi müdürü bizi karşıladılar. Kendilerini tanıttılar. Ve sonra odaya geçtik ben TİHEK adından bilgiler verdim. Burada bulunma amacımızı anlattım. Müdür de kendi kurumları hakkında bilgiler verdikten sonra, Bana bir şey dediler ben burada ruhsal engelliler ile çok rahat empati kurabiliyorum hem belki fark etmişsinizdir. Ben kendimde görme engelliyim, zaten dediler ben müdür beye hayır fark etmedim deyince, öyle mi dediler demek ki belli olmuyormuş görme engelli olduğum, benim cevap hayır ondan değil bende görme engelliyim. Sizin görme engelli olduğumuz göremedi deyince iki kader ortağının karşı karşılaşması çok komik çok ironik oldu. Ama ben gurur duydum bir görme engelli arkadaşımın kardeşimin özel bir bakım evinin müdürlüğünü yürütmesi onlarla empati kurabilmesi vizyonunu katabilmesi, ben de görme engelli bir kurum iyesiyim, Türkiye'de ilk görme engelli diplomatıyım dolayısı ile beni ziyadesi ile gururlandırıldı. Çanakkale'ye ait bir anekdot olarak bunu paylaşmak istedim. Ben burada olduğum için çok mutluyum ekibimle ben de son derece olumlu izlenimler ile ayrılıyoruz. Zaten raporlarımız hazırladığımızda da kamuoyu ile paylaşacağız. İlgi ve dikkatiniz için çok teşekkürler’’ şeklinde konuştu.
Son dönemde artan göçler ile ilgili de soru gelmesi üzerine Dilek Ertürk; ‘’Göç problemi özellikle düzensiz göç problemi bir tek başına üstesinden geleceğiniz kolay bir şey değil. Ama ülkemiz bu konuda azami gayret göstermekte bütün imkanlarını seferber etmekte ve insan odaklı bir yaklaşımı ile onların en kısa sürede sirkülasyonunu sağlamaktadır. Ayrıca geri gönderme merkezide biraz yoğun, genelde Afganistan kökenli göçmen ve mülteciler tutulmakta‘’dedi.